40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
ABD ordusu, İran’ın önemli üç nükleer tesisine yönelik kapsamlı bir hava saldırısı gerçekleştirdi. Bu tesisler arasında Fordo, Natanz ve İsfahan bulunmaktadır. Saldırının detaylarına göre, operasyon sırasında ABD Başkanı Donald Trump, saldırıda B-2 ağır bombardıman uçaklarının kullanıldığını resmi olarak vurguladı. Bu gelişme, bölgesel güvenlik dinamiklerinde önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor.
ABD Hava Kuvvetleri’nin yayımladığı resmi bilgi notunda, “B-2, uçan kanat tasarımı, yüksek kompozit malzeme oranı ve özel kaplamalarıyla, dünya genelinde en zor savunma hatlarını aşabilen ve büyük bir ateş gücü sağlayan bir hava aracıdır” ifadeleri yer aldı. Bu teknoloji, savaş uçaklarının gizliliği ve etkinliği açısından büyük bir avantaj sağlıyor.
Gazete Telegraph’ta çıkan habere göre, İran’a yönelik gerçekleştirilen bu saldırı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e Rus hava savunma sistemlerinin ne kadar kırılgan olabileceğini göstermeyi amaçladı. Özellikle İran’ın hava savunma sistemleri, Rus yapımı S-300 füzeleriyle donatılmış olsa da, ABD ve müttefikleri, bu sistemleri aşmakta oldukça başarılı oldu. Haberde, ABD’nin adı geçen operasyonu ve İsrail’in daha önce gerçekleştirdiği saldırıların, Rus sistemlerinin zayıf noktalarını açıkça ortaya koyduğu vurgulandı.
Operasyon sırasında, İran’ın hava savunma sistemleri herhangi bir etkilenme göstermedi. Bu da, operasyonun planlandığı gibi, İran’ın savunma hatlarını aşmada büyük bir başarı elde ettiğini gösteriyor.
Habere göre, Ukrayna’daki savaş ile İran ve İsrail arasındaki çatışma, birbirinden oldukça farklı niteliklere sahip. Ukrayna hava savunma sistemi, “bulut deliciler” olarak adlandırılan gelişmiş bir yapıya sahip ve Rus uçaklarının cephe hatlarına yaklaşmasını engelliyor. Ancak, Rus jetleri bu engellere rağmen, uzun menzilli bombalar ve seyir füzeleri kullanarak etkili saldırılar gerçekleştiriyor.
Özellikle, Rusya’nın geliştirdiği S-400 hava savunma sistemleri, İran’ın S-300’lerine kıyasla daha gelişmiş olsa da, Batılı güçlerin üstünlüğü ve teknolojik üstünlükleri, bu sistemleri aşmayı kolaylaştırıyor. İran’a yapılan saldırılar, Batılı ülkelerin donanım gücünü ve teknolojik kapasitesini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Ukrayna’nın stratejik hava operasyonları ve “Örümcek Ağı” adlı gizli operasyonlar, ABD ve İsrail istihbarat ağlarının Rusya içinde ne kadar etkin olduğunu gösteriyor. Bu gelişmeler, yüksek kademedeki stratejik kararlar ve planlamaların ne kadar detaylı ve etkili olduğunu ortaya koyuyor.
Putin ve diğer yüksek rütbeli komutanlar, İranlı generallerin öldürülmesiyle, Ukrayna’nın yeni ve güçlü silah altyapısına sahip olarak benzer saldırıları düzenleyebileceği endişesine kapıldı. Bu durum, bölgedeki güç dengelerini önemli ölçüde değiştirebilir.
Son olarak, Donald Trump, tüm dünyaya, ABD’nin Rusya kuvvetlerine karşı üstünlüğünü ve Ukrayna’ya verilen destek ile Rusya’nın savaş alanında mağlup edilebileceğini açıkça gösterdi. Ayrıca, ABD’nin Ukrayna’ya ve bölgeye sağladığı askeri destek ve teknolojik üstünlük, bölgesel güvenlik ve güç dengelerini yeniden şekillendiren önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Dışişleri Bakanlığı’ndan İran-İsrail Ateşkesine İlişkin Açıklama