40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
13 Haziran tarihinde gerçekleşen ilk hava saldırısından sonra İsrail, İran’a karşı yürüttüğü gizli ve kapsamlı bir “yıldırma kampanyası” başlatmış oldu. Bu operasyonlar, özellikle İran’ın nükleer ve askeri altyapısına yönelik düzenlenen saldırılar ile beraber, üst düzey İranlı yetkililere ve nükleer bilim insanlarına yönelik suikast girişimlerini içermektedir.
Washington Post gazetesinin aktardığına göre, operasyonlar sırasında üç farklı uluslararası güvenlik kaynağı, İran’ın en önemli isimleriyle yapılan telefon görüşmelerine dair detayları paylaştı. Bu telefon görüşmeleri, İran rejiminin iç yapısında ciddi bir sarsıntıya yol açmayı amaçlayan gizli iletişimlerdi.
Operasyonda görev alan ve isimleri açıklanmayan üç yetkili, İsrail’in İran’a özel güvenlik ekibinin Farsça konuşan üyelerinin, İran’ın üst düzey yetkilileriyle telefon görüşmeleri yaparak ciddi tehditlerde bulunduğunu belirtti. Bu görüşmelerde, İsrailli ajanların, “Hamaney rejimini desteklemeyi bırakmazsanız, sizin de sonunuz gelir” şeklinde uyarılarda bulunduğu kaydedildi.
Operasyonlar kapsamında, 20’den fazla yüksek seviyeli İranlı yetkilinin, askeri liderlerin ve nükleer projelerin önde gelen isimlerinin hedef alındığı tahmin ediliyor. Bu isimler arasında İran Devrim Muhafızları’nın önemli komutanları ve nükleer fizikçiler de bulunuyor.
Gazete, bu telefon görüşmelerine ait çeşitli ses kayıtlarını ele geçirdi. 13 Haziran günü gerçekleşen ve saldırıların başladığı dönemde kaydedilen bu görüşmelerde, İsrailli bir istihbarat görevlisinin İranlı general ile yaptığı tehdit içerikli konuşma detaylı biçimde yer alıyor. Görevli, “Size haber veriyorum, eşiniz ve çocuğunuzla birlikte kaçmanız için sadece 12 saatiniz var. Aksi takdirde, listemizdeki konumda olacaksınız” diyerek ciddi bir uyarı yaptı.
İşte bu görüşmede, İsrailli yetkililerin, İranlı generalden, kendilerine uygun bir video çekerek 12 saat içinde iletmesini istediği ve Telegram üzerinden iletişim kurduğu belirtiliyor. Buna göre, video hazırlanıp hazırlanmadığı bilinmiyor ancak generalin halen hayatta olduğu düşünülüyor. Bu telefon görüşmeleri, ‘Rising Lion’ (Yükselen Aslan) adlı geniş çaplı ve kapsamlı operasyonun bir parçasıydı. İsrail istihbaratının, İran içine uzun süredir gizlice yerleştirilmiş olduğu da ortaya çıktı.
Operasyonlar sırasında, İran’ın en yakınındaki üst düzey askerî ve sivil liderleri hedef alan saldırılar gerçekleşti. Özellikle, Hamaney’in yakın çevresinden yüksek rütbeli askerler ve nükleer araştırma ekibinin önemli isimleri hayatını kaybetti. Bu kişiler arasında, İran Devrim Muhafızları’nın önde gelen komutanları ve nükleer bilim insanları da bulunuyor. Aynı zamanda, hayatta kalan veya hedef alınmayan diğer üst düzey yetkililere ise, psikolojik baskı kurmak amacıyla, kapı altına mektuplar bırakarak veya eşleri aracılığıyla iletişim kurmaya zorlayarak, korku ve endişe yayılması sağlandı.
İsrail’in, bazı İran yetkililerine kapı altından mektuplar bıraktığı ve onların eşleri aracılığıyla iletişime geçtiği iddia ediliyor. Ayrıca, Hamaney’in yakın çevresine “yüzde yüz nüfuz” sağlandığı öne sürülüyor. Bu durum, İsrail’in İran üzerindeki psikolojik üstünlüğü kurmak ve rejimi içerden çökertmek amacıyla yürüttüğü karmaşık stratejinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
İsrail’in bu gizli ve yoğun operasyonları hakkında resmi açıklama yapılmazken, Netanyahu’nun ofisi konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmaktan kaçındı. Ancak, operasyonların etkili olduğu ve İran’da korku ve tedirginlik ortamı yarattığına dair çeşitli kaynaklar ve gözlemler bulunuyor. Operasyonların, İran’ın nükleer programını ve bölgedeki istikrarı ciddi anlamda sarsmayı hedeflediği düşünülüyor.
Nijer’deki Manda Köyü Saldırısı ve Güvenlik Durumu