40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Özbilgin, yakarca sineklerinin taşıdığı Leishmania adlı parazitin ciddi sağlık riskleri oluşturduğuna dikkat çekti. Bu sineklerin insanlara ölümcül olabilen hastalıklar bulaştırabildiğini ve özellikle Manisa bölgesinde tropikal hastalıkların yaygınlaşma riskini artırdığını belirtti. Gözle görülmesi güç olan bu sineklerin, sivrisineklerin yaklaşık altıda biri büyüklüğünde olduğunu ve vatandaşların dikkatli olması gerektiğini vurguladı. Özbilgin, dünya genelinde her yıl yaklaşık 2,5 milyon kişinin Leishmania paraziti nedeniyle hastalandığını ve bu hastalıklardan 60 bin kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlattı.
Dr. Yavuz Turan, yakarca sineklerinin kum sineği veya tatarcık olarak da bilinen, Diptera takımına ait Psychodidae familyasından ve Phlebotomus cinsine bağlı türler olduğunu açıkladı. Bu sineklerin taşıdığı parazitler, Leishmania cinsine ait tek hücreli organizmalardır ve bu parazitlerin neden olduğu hastalık ise Leishmaniasis olarak isimlendirilir.
Prof. Dr. Yasemin Ersoy, yakarca sineklerinin taşıdığı Leishmania parazitinin oldukça tehlikeli olduğunu belirtti. Bu parazitler, protozoa yani tek hücreli organizmalar olup, farklı klinik tablolar oluşturabilirler. Deri tutulumuyla ortaya çıkan Kutanöz leishmaniasis en sık görülen formdur ve ısırık sonrası birkaç hafta ile aylar içinde deri üzerinde ülserleşen lezyonlara yol açar. Ayrıca, iç organları etkileyen visseral leishmaniasis hastalığı ise karaciğer, dalak ve kemik iliği tutularak yüksek ateş, büyüme ve kansızlık gibi ciddi klinik bulgulara neden olur. Çok nadir görülen mukozal leishmaniasis ise ağız, boğaz ve burun mukozalarında lezyonlara yol açar ve tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara sebep olabilir.
Dr. Yavuz Turan, Türkiye’de en çok görülen iki klinik formun Şark Çıbanı ve Kala-Azar olduğunu belirtti. Şark Çıbanı, özellikle Akdeniz, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde deride kabarıklıklara ve ülserlere neden olurken, Kala-Azar sistemik belirtiler gösterir ve ölümcül olabilen ciddi bir hastalıktır. Bu sinekler, gece aktif oldukları için daha çok akşam ve gece saatlerinde ısırırlar ve hastalıkların bulaşmasında önemli rol oynarlar.
Prof. Dr. Yasemin Ersoy, insanların bu hastalığa yakalanmasının temel sebebinin yakarca sineklerinin ısırması olduğunu belirtiyor. Ayrıca, nadiren enfekte hayvanların kan transfüzyonu veya enfekte anneden bebeğe geçiş gibi yollarla da bulaşma söz konusu olabilir. Yarasalar, köpekler, kediler ve kemirgenler gibi hayvanlar, paraziti taşıyabilir ve sinekler aracılığıyla insanlara geçebilirler.
Yatak odalarında ve evlerde sinek girişini engellemek için sineklik takılması ve cibinlik kullanımı oldukça önemli. Çevrenin temiz tutulması, çöp ve çöplerin açıkta bırakılmaması, su birikintilerinin önlenmesi, ve hayvanların bulunduğu alanların düzenli dezenfekte edilmesi, sineklerin üremesini engelleyerek hastalık riskini azaltır.
Yakarca sineği, küçük kanatlara sahip olup konduklarında V şeklinde bir duruş sergiler. Isırık sonrası ortaya çıkan lezyonlar genellikle birkaç hafta ile aylar içinde genişleyerek ülserleşir ve kabarcık benzeri görünüm alır. Bu belirtiler fark edildiğinde en kısa sürede bir sağlık uzmanına başvurmak gerekir. Dr. Yavuz Turan, ısırık sonrası uzun süre geçmeyen şişlik, yara veya leke durumunda mutlaka uzman görüşü alınması gerektiğini sözlerine ekledi.
Yakarca sinekleriyle mücadelede, hem bireysel hem de toplumsal önlemler büyük önem taşır. Sağlık kuruluşları ve belediyelerin aktif olarak sinek popülasyonunu izlemeleri, ilaçlama çalışmalarını düzenli yapmaları ve çevre temizliği konusunda halkı bilinçlendirmeleri gerekir. Ayrıca, evlerde ve çevrede bulunan çöpler, çöplükler ve su birikintileri kontrol altına alınmalı, sineklerin üremesini engelleyecek tedbirler alınmalıdır.
Leishmaniasis hastalığının hayvanlardan insanlara geçişinde, enfekte hayvanların (köpek, kedi, kemirgen vb.) sinekler aracılığıyla insanlara bulaşması temel mekanizmadır. İnsanlar ve hayvanlar arasında bu döngü devam ettiği sürece, hastalık riskleri devam eder. Prof. Yavuz Turan, toplumda bu konuda farkındalığın düşük olduğunu ve genellikle sineklerin sadece sivrisinek sanıldığı için, özellikle bu konulara dikkat çekilmesi gerektiğini vurguladı. Erken bilinçlenmenin hastalıkların yayılmasını önleyeceğine inanıyor.
Dr. Yavuz Turan, şu an için Türkiye’de tropikal hastalıkların genel anlamda yaygın olmadığını, ancak iklim değişiklikleri ve küresel ısınma gibi faktörlerin bu riskleri artırabileceğine dikkat çekti. Bazı hastalıkların, özellikle Leishmaniasis gibi, sınırlı bölgelerde görülebileceğini ve salgın riskinin şu anlık düşük olduğunu sözlerine ekledi. Ancak, iklim değişiklikleri ve yaşam tarzı alışkanlıkları göz önüne alındığında, bu tür hastalıkların gelecekte daha yaygın hale gelme olasılığı bulunduğu konusunda uyarmaktadır.
Twitter (X) Çöktü Mü? Güncel Durum ve Nedenleri Hakkında Detaylar