Arda Turan ile Futbol Felsefesi Üzerine Derin Bir Röportaj

Giriş ve Futbol Felsefesi Üzerine Konuşmalar

Hürriyet Spor Müdürü Mehmet Arslan, Slovenya’nın Ljubljana şehrinde düzenlenen yeni sezon hazırlıkları kampında Arda Turan’la bir araya geldi ve futbol felsefesini detaylıca konuştu. Bu özel röportajda Arda, kariyerindeki hedeflerinden tutun da taktik anlayışına kadar pek çok önemli noktayı paylaştı.

Arda Turan’ın Teknik Direktörlük Hayalleri ve Futbol Anlayışı

Mehmet Arslan (M): Sevgili Arda, Eyüpspor’da teknik direktörlüğe başladığın ilk günkü en büyük hayalin neydi?

Arda Turan (A): Eyüpspor’daki tüm hayallerimi gerçekleştirmiş oldum diyebilirim. Artık hedefim, teknik direktör olarak Şampiyonlar Ligi’ni kazanmak, Ukrayna Ligi’nde başarı elde etmek, La Liga’da şampiyonluklar yaşamak ve UEFA kupalarını kaldırmak istiyorum. Oynadığım turnuvalarda en iyisini yapmaya odaklanıyorum ve sistemime olan güvenim tam. Sürekli gelişim peşindeyim, taktiğime ve oyun felsefeme inanıyorum. Bu süreçte kendimi sürekli zorluyor ve öğrenmeye açık tutuyorum.

Futbol ve Hayatın Keyfi

A: Futbolu ve hayatı çok seviyorum. Eğlenmek ve yaşamın tadını çıkarmak benim için büyük önem taşıyor. Ancak hiçbir zaman bu oyunun önüne hiçbir şeyi koymadım. Bu tutku bana hep kazandırdı. Eleştirilere ve yargılamalara rağmen, sürekli kendimi geliştirmek ve daha iyi olmak için çaba sarf ediyorum. Rekabetçilikten hiçbir zaman vazgeçmedim, çünkü rekabet olmadan ilerleme mümkün değil. Ben her zaman kendim gibi davranıyorum, iki çocuk babası olarak futbolu seviyor ve gelişimimi sürdürüyorum.

Gelecek ve İnançlar

M: Umarım çok başarılı olursun, buna yürekten inanıyorum.

A: Deneyeceğiz Mehmet ağabey. Hayallerim var ve bunları en üst seviyede gerçekleştirebileceğime inanıyorum. Oyunla ilgili kaderimi değiştirmek istiyorum ve bu yolda kararlıyım.

Başarılar ve Tebrikler

M: Shakhtar’da seni ilk tebrik edenler kimler oldu?

A: Atletico Madrid’den, Barcelona’dan gelen samimi ve nezaket dolu mesajlar beni çok mutlu etti. Ayrıca ülkemizden Ferit Şahenk ve Galatasaray camiasından da yoğun tebrikler aldım. Brezilya’daki takım arkadaşlarım bile bana destek çıktı.

İçten Bağlar ve Ülke Sevgisi

M: Cedi Osman seni aradı mı?

A: Evet, onu çok seviyorum. Cedi gerçekten muhteşem bir çocuk. Türk sporunun gururu ve örnek alınacak bir isim. Onunla gurur duyuyorum.

Eyüpspor ve Fırsatlar

M: Eyüpspor gibi, stadı ve taraftarı hemen hemen olmayan bir kulüpten Shakhtar gibi kurumsal bir kulübe geçiş nasıl hissettirdi sana?

A: Eyüpspor’da Murat Özkaya ve Fatih Kulaksız bana büyük destek oldular. Bu ortam bana hata yapma şansı verdi ve onların bu güveni için sonsuz teşekkür ederim. Buraya geldiğimde gerçekten büyük bir hayranlık ve gurur duydum. Burası, profesyonel anlamda çok iyi bir ortam ve herkes işini en iyi şekilde yapıyor. Negatif hiçbir yorum ve dedikodu yok. Sadece teknik ve taktik çalışmalarla ilgileniyorum, saha içindeki odak noktam bu.

Beşiktaş’la Oynama ve Türk Takımlarına Saygı

M: Futbolculuğun sırasında Avrupa’da herhangi bir Türk takımına karşı oynadın mı?

A: Evet, Beşiktaş’a karşı oynadım. Şimdi yine Beşiktaş’a karşı mücadele edeceğiz. Bu, benim için büyük bir onur ve şeref. Türkiye’nin en büyük camialarından biri ve onlara her zaman saygı duyuyorum. Galatasaraylıyım ve rakiplerime de saygı ile yaklaşıyorum.

Türk Oyuncular ve Takım Gelişimi

M: Shakhtar’da Türk oyuncu görmek mümkün mü?

A: Türkiye’de çok iyi oyuncular var. Bizim elimizde genç ve iyi cevap veren oyuncular mevcut. Darijo Srna ile konuştuk, genç ve potansiyeli olan oyuncuları takıma kazandırmak istiyor. Şu an odaklandığım şey, takımın eksikliklerini gidermek ve geliştirmek.

Fikirler ve Taktiksel Anlayış

M: Oyuncularla iki gündür birliktesin. Reaksiyonlar nasıl?

A: Saha içinde futbol dilini konuşabilen ve iletişim kurabilen İngilizce ve İspanyolca bilgim var. Ayrıca, yapmadığım ve inanmadığım şeyleri oyuncularıma anlatmam. Futbolun fiziksel ve taktiksel prensiplerine odaklanıyorum. Sistemi, Simeone ve Flick gibi teknik adamlardan takip ediyorum ve kendi fikirlerimi de katarak, kopyala-yapıştır yönteminden uzak duruyorum. Bu sayede kendime ait özgün bir oyun anlayışı geliştirdim ve uyguluyorum.

Mekanizma ve Otomasyon

M: Simeone ve Terim’den esinlenmiş bir oyun tarzı mı?

A: Belki karşı tarafa tam anlamıyla geçiremiyorum ama iletişimde farklı yollarla anlatmayı başarıyorum. Oyuncuya her zaman sahada bir plan veriyorum. Bu planların uygulanmasını sağlamak ve tekrar etmek önemli. Mekanizma ve otomasyon kavramlarıyla, idmanları tekrarlayarak ve kararlılıkla ilerleyerek başarıyı yakalıyoruz. Başarısızlıklar olabilir ama doğrularımdan vazgeçmem ve ısrarla devam ederim. Bu disiplin, ligde rekor kırmamızı sağladı ve rakiplerimizin 30 saniyede sahayı geçmesine rağmen, biz bu sistemle başarıyı yakaladık.

Futbolun Zorlukları ve Psikolojik Dayanıklılık

M: Kaybettiğin maçlarda bile oyuna ve takıma bakışın neydi?

A: Oyuna ve oyuncularıma olan reaksiyonlarım, iletişimim çok önemli. Futbol gerçekten çok zor bir spor ve çoğu zaman anlaşılmadığını düşünüyorum. Uzun yıllar psikolojik baskıya maruz kalıyorsun ve bazen 19 yaşındaki bir çocuk attığında çok iyi, atamazsa çok kötü olabiliyor. Eyüpspor’da psikolojik destek alıyoruz ve bu, oyuncuların gelişimi açısından çok faydalı oluyor.

Ülke Sevgisi ve İnsan İlişkileri

M: Ülkenle ve insanlarla ilişkin nasıl?

A: Sanki 1 kişilik değil, 5 kişilik bir yapıya sahibim. Allah’ıma şükürler olsun, çok şanslıyım. Ülkemin insanları içten ve samimi. En kızdığında bile içten sevgi ve saygı gösteriyorlar. Twitter ve sosyal medya üzerinden bana farklı tepkiler olsa da, karşılaşsak gerçekten sevdiğimi ve değer verdiğimi görebilirsiniz. Bu bağlar beni çok güçlü kılıyor.

Kariyer ve Milli Takım Olayı

M: Kariyerinizde en sarsıcı olay hangisiydi?

A: Milli takım olayı beni gerçekten çok etkiledi. Slovenya kampındaki anılar ve Barcelona’da milli formayla yaşadığım duygular hayatımda iz bıraktı. O günlerde ağlamıştım ve yanımda olanlar da duygularını paylaşmıştı. Bugün ise Shakhtar’da teknik direktör olarak o kamp ortamına tekrar gelmek bana ayrı bir gurur veriyor. Hayat hikayelerle dolu ve inanıyorum ki, iyi niyetle çalışırsanız, karşı tarafı yargılamadan, merhametle yaklaşırsanız, yol size yol gösteriyor. Bu sayede zor zamanlardan güçlü çıkabiliyorum.

Unutulmaz Anlar ve Gol Heyecanı

M: Chelsea’ye attığın gol Londra’da mıydı? O an nasıl hissettin?

A: Evet, Londra’daki maçta attım. O an gerçekten inanılmaz bir duyguydu. Eyüpspor ile şampiyonluk yaşarken hissettiğim coşku gibi. Yaptığım işin takdir edilmesi ve taraftarların desteği beni çok mutlu etti. Brezilya ve Ukrayna’daki takımlarımda kazandığım kupalarda da hep temel rolü üstlendim. Bu başarılar, benim futbol aşkımın ve azminin göstergesidir.

Geleceğe Dair Düşünceler ve Takımın Durumu

M: Mustafa Cengiz zamanında Galatasaray’a gitmek istediğinizi biliyoruz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

A: O dönemde Galatasaray’dan içeri girmemi istemeyenler oldu. Ancak bu, benim azmimi ve kararlılığımı azaltmadı. İkinci şanslar ve potansiyeli ortaya çıkarma konusunda kendime güvendim. Takımımın yeniden eğlenmesini sağladım ve onları insan olduklarını hatırlattım. Bu, benim en büyük motivasyonum ve başarı kaynağım oldu.

Aile ve Kişisel Hayat

M: Ailene ve çocuklarına dair neler söylemek istersin?

A: İnşallah savaş sona erer ve ailem burada, Türkiye’de olur. Karım, Aslıhan, ve çocuklarımız benim en büyük destekçim. Onlar bizlerin ailesinin temel taşları. Çocuklarımızı sevgiyle büyütüyor, eğitimlerine önem veriyoruz. Dadılar ve Aslıhan’a ise büyük destek oluyorlar. Aile sevgi ve dayanışma ile büyüyor ve güçleniyor.

Son Söz ve Teşekkür

M: Son olarak, söylemek istediğin başka bir şey var mı?

A: Çok şükür, bu hayat bana güzel imkanlar ve büyük başarılar sağladı. Her zaman kendime ve azmime güveniyorum. Bu yolculukta bana destek olan herkese teşekkür ederim. Futbolda ve hayatta hep ileriye bakıyorum ve başarıya ulaşmak için durmadan çalışmaya devam edeceğim.