41,5956$% 0,23
48,8499€% 0,44
5.148,54%0,45
8.534,00%0,22
34.030,00%0,21
11.032,66%-0,14
Hamilelik sırasında kullanılan yaygın ağrı kesici parasetamol ile otizm arasındaki ilişki tartışılmaya devam ederken, bilim insanları bu konu üzerine yoğun araştırmalar yapıyor. İki yıl öncesine kadar bu bağlantıya dair çeşitli görüşler öne sürülse de, güncel araştırmalar gerçek bir nedensellikten çok, istatistiksel bir ilişki olasılığına işaret ediyor. Halk arasındaki endişelerin aksine, uzmanlar parasetamolün otizm riskini artırdığı konusunda kesin kanıtların henüz bulunmadığını belirtiyor.
Bu ilacın özellikle gebelikte güvenli olduğu ve ailesel faktörlerin otizm gelişiminde daha belirleyici olabileceği vurgulanmaktadır. Bununla birlikte, bazı çalışmalar, parasetamol kullanımıyla otizm arasındaki olası bağlantıların, genetik yatkınlık veya çevresel etkilerle karmaşık şekilde iç içe geçtiğine dikkat çekiyor. Uzmanlar, bu alandaki araştırmaların hala devam ettiğini ve kesin sonuca ulaşmak için daha fazla veriye ihtiyaç olduğunu söylüyor.
1995-2019 yılları arasında İsveç’te gerçekleştirilen en büyük ölçekli çalışma, hamilelik sırasında parasetamol reçetesi alan annelerin çocuklarında otizm oranının istatistiksel olarak hafifçe daha yüksek olduğunu gösterdi. Ancak, araştırmacılar, kardeşler arasındaki karşılaştırmalarda bu ilişkinin kaybolduğunu belirtti. Bu da, genetik faktörlerin ve bireysel farklılıkların önemli rol oynadığını gösteriyor. Ayrıca, otizm spektrumunun farklı seviyelerde ve farklı belirtilerle kendini gösterdiği göz önüne alındığında, artışın büyük kısmının tanı tekniklerindeki gelişmeler ve farkındalıkla ilişkili olabileceği öne sürüldü.
Kanıtların henüz kesin olmadığını vurgulayan uzmanlara göre, parasetamol kullanımıyla otizm arasında nedensel bir bağlantı olduğunu gösteren sağlam bir veri bulunmamaktadır. Bunun en büyük göstergesi ise, hamilelikte parasetamol kullanımının yıllarca yaygın olması ve otizmde ciddi bir artış görülmemiş olmasıdır.
Özellikle, bazı araştırmaların neden parasetamol ile otizm arasında ilişki kurduğunu anlamada zorluk yaşadığını anlatan uzmanlar, örneğin, artan tanı teknolojileri ve farkındalık sayesinde, otistik bireylerin toplam sayısında görünürde bir artış olsa da, bu artışın gerçek bir artıştan çok, tanı yöntemlerindeki değişikliklere bağlı olabileceğine dikkat çekiyor.
Hamilelikte kullanılacak ilaçlar konusunda, en güvenilir ve yaygın tercihin parasetamol olması devam etmektedir. Ancak, herhangi bir ilacın gereksiz yere kullanılmasının, hamilelik sürecinde ve sonrasında çeşitli riskler taşıdığı unutulmamalıdır.
Bilim adamları, otizme katkıda bulunan olası risk faktörlerini anlamak amacıyla çalışmalar yürütüyor. Bu araştırmalar, çeşitli risk faktörlerinin ve genetik eğilimlerin birbirleriyle nasıl etkileşebileceğinin anlaşılabilmesi açısından büyük önem taşıyor. Laurie Tomlinson gibi uzmanlar, “Gerçek bir nedeni tespit etmek zaman alır ve birçok durumda bu nedenle, yanlış veya dolaylı bağlantılara dayanmak zorunda kalıyoruz,” diyerek, bu zorluğu vurgu yapıyor.
Bir diğer önemli nokta ise, bazı tıbbi durumların ve özelliklerin, otizmle biyolojik olarak ilişkili olabileceği. Örneğin, hipermobilite ve ekstrasellüler bağların gevşekliği, bu risk faktörleri arasında yer alabilir. Bu gibi karmaşık faktörler, araştırmacıların doğru neden-sonuç ilişkisini belirlemesini güçleştiriyor.
İsveç’te gerçekleştirilen en büyük veri analizi, 2,4 milyon çocuğun sağlık kayıtlarını kullanarak, hamilelik sırasında parasetamol alan annelerin çocuklarında otizm riskinin hafifçe arttığını ortaya koydu. Ancak, kardeşler arasındaki kıyaslamalarda, bu ilişkinin yer aldığı görülmedi. Bu da, önemli genetik ve çevresel faktörlerin, sadece yüzeysel gözlemlere dayanan ilişkilerin ötesinde değerlendirilmesi gerektiğine işaret ediyor.
Son kırk yılda, otizm tanısı alan kişilerde görülen artışlar, esasen tanı ve farkındalık seviyelerinin yükselmesiyle ilgilidir. Günümüzde, bu oran %1 ile %3 arasında değişiyor ve hem çocuklarda hem de yetişkinlerde tanı konma oranları artmaktadır. Bu artışın nedeni, otizmin yeniden tanımlanması ve genişletilmesi değil, daha çok, tanı koyma tekniklerindeki gelişmeler ve toplumsal farkındalığın artmasıdır.
Birçok uzman, hareket alanındaki bu genişlemenin, aslında, otizmin kendisinde gerçekleşen ciddi bir artışı değil, yeni tanı kriterleriyle daha çok sayıda insanın bu spektrumun içerisinde değerlendirilmesine bağlı olduğunu vurguluyor. Geniş tanı alanları ve yeni keşfedilen belirtiler, otizm konusunda toplumdaki algıyı da şekillendiriyor.
Öte yandan, geçmişte, folik asit kullanımının otizmle ilişkili olabileceği yönündeki bilimdışı iddialar da kısa süreli çapraz etkiler yaratmıştı. Uzmanlar, şu anda, genetik faktörler ve çevresel etkenler dışında net bir sebep olmadığını belirtiyor. Bu nedenle, aşırı ve bilimsel temele dayanmayan söylentilere kulak asmamak, en doğru yaklaşım olarak öne çıkıyor.
Son olarak, eski görüşlere karşı çıkan kişilerin ve siyasi figürlerin açıklamaları, toplumsal algıyı ve hem anne hem de bebek sağlığını olumsuz etkileyebiliyor. Örneğin, Donald Trump gibi isimlerin, gereksiz yere parasetamol kullanımı konusunda yaptığı yorumlar, sağlıklı ciddi sonuçlar yerine, yanlış ve yanıltıcı bilgiler sızmasına neden oluyor.
Gerçek şu ki, hamilelikte parasetamol kullanımı konusunda en güçlü ve güvenilir bilgi, kullanımın sağlık açısından genellikle güvenli olduğudur. Fakat, herhangi bir tedavi veya ilaç kullanımı, hekime danışmadan rutin hale getirilmemeli ve gereksiz endişeler yaratılmamalıdır.
Anne adaylarının, doğru bilgi ve bilimsel araştırmalardan yola çıkarak hareket etmeleri, özellikle bu hassas dönemde ruhsal ve fiziksel sağlığını koruma açısından oldukça önemlidir. Uzmanlar, güvenilir kaynaklardan alınan bilgilerin, anne ve bebek sağlığını en iyi şekilde destekleyeceğini belirtiyor.
O yüzden, hamilelikte kullanılan ilaçlar ve oluşabilecek riskler hakkında doğru bilgilendirme ve güvenilir tıbbi destek almak, toplum sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Gürültülü ve yanlış bilgilerin yerine, bilimsel temelli bir yaklaşım benimsemek, en akıllıca yol olacaktır.
Sağlıklı Beslenme İçin Yeterli ve Dengeli Protein ile Lif Alımı Rehberi