41,4979$% 0,23
48,5318€% 0,44
5.026,14%0,52
8.418,00%0,15
33.568,00%0,15
11.199,33%-1,57
Gırtlak (larenks) kanseri, özellikle 50-69 yaş arasındaki erkekler arasında yaygın görülen malign bir hastalıktır ve ülkemizde en sık karşılaşılan kanserler arasında altıncı sırada yer almaktadır. Sigara ve alkol kullanımının yoğunlukta olduğu bu hastalık, son yıllarda kadınlarda ve gençler arasında da artış göstermektedir. Doç. Dr. Yetkin Zeki Yılmaz, sigara kullanımındaki artışın özellikle gençlerde ve kadınlarda gırtlak kanseri riskini önemli ölçüde yükselttiğine dikkat çekiyor.
Çoğu zaman üst solunum yolu enfeksiyonlarıyla karışabilen belirtiler sayesinde tanı gecikebilmektedir. Özellikle üç haftadan uzun süredir devam eden ses kısıklığı ve boğazda takılma hissi, mutlaka detaylı incelenmelidir. Gırtlak kanseri belirtileri arasında en dikkat çeken ve gecikmeye yol açmaması gerekenler ise şu şekildedir:
Gırtlak kanseri riskini artıran başlıca faktörler arasında sigara ve alkol tüketimi önemli bir yer tutar. Bu iki alışkanlık birlikte kullanıldığında risk katlanarak artar. Ayrıca, kötü beslenme alışkanlıkları, obezite, diyabet gibi metabolik hastalıklar ile asbest, boya ve metal tozu gibi zehirli maddelere maruz kalmak da riski yükseltir. Özellikle ailesinde hastalık öyküsü olanlar ve 65 yaş üstü bireyler dikkatli olmalıdır.
Belirtilerin ciddiyeti ve süresi, hastalığın erken tanısında belirleyici faktördür. Ses kısıklığı, yutma güçlüğü veya boğazda takılma gibi şikâyetler 3 haftadan uzun sürerse, özellikle risk faktörleriyle birleştiğinde, en kısa sürede bir Kulak Burun Boğaz (KBB) uzmanına başvurulmalıdır. Erken teşhis, hastanın yaşamını kurtarmakla kalmaz, fonksiyonlarını koruma şansını da arttırır.
Tanı aşamasında muayene ve endoskopik inceleme önemli rol oynar. Aynı zamanda yeni tedavi yöntemleriyle, fonksiyonların büyük kısmı korunabilir. Erken evrelerde uygulanan laser cerrahisi, robotik cerrahi veya radyoterapi gibi yöntemler sayesinde gırtlak fonksiyonları büyük ölçüde muhafaza edilmekte, hastalar yaşam kalitelerini sürdürebilmektedir.
Gelişen tedavi teknikleri, hastalara daha az invaziv ve fonksiyon koruyucu seçenekler sunmaktadır. Özellikle erken evre tümörlerde, gırtlağı tamamen almadan tümörün uzaklaştırılması mümkündür. Eğer hastalık ilerlemişse, kombine cerrahi ve radyoterapi yaklaşımlarıyla tedavi gerçekleştirilebilir. Konuşma ve nefes alma fonksiyonlarını koruyan yöntemler sayesinde, hastalar yaşam kalitelerini minimum etkiyle sürdürebilmektedir.
Bebekleri Öpmeden Önce Bilinmesi Gerekenler ve Sağlık Riskleri