40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
Basra Körfezi’nin girişinde, Umman Denizi ve Hint Okyanusu’nun kesiştiği noktada yer alan Hürmüz Boğazı, küresel enerji ticaretinin bel kemiğini oluşturuyor. Bu dar su yolu, dünya ham petrol ticaretinin yaklaşık üçte birine ev sahipliği yaparken, özellikle Orta Doğu’daki büyük petrol üreticileri için hayati bir geçit noktasıdır. Her gün yaklaşık 20 milyon varil petrol ve petrol ürününün Asya ülkelerine, özellikle Çin, Hindistan ve diğer Asya ekonomilerine ulaşmasını sağlıyor. Ayrıca, küresel LNG ticaretinin %20’si bu boğazdan geçiyor, bu da onun enerji güvenliği ve ekonomik istikrar açısından ne kadar kritik olduğunu gösteriyor.
İran, Hürmüz Boğazı’nı kontrol etme konusunda önemli bir koz olarak görüyor. Bu stratejik geçit, İran’ın bölgedeki güç dengeleri ve uluslararası ilişkilerde elini güçlendiren en büyük araçlardan biri. Son gelişmeler ışığında, İran Meclisi, bugün oy birliğiyle Hürmüz Boğazı’nın kapanması yönünde karar aldı. Bu karar, Milli Güvenlik Yüksek Konseyi’ne sunulacak ve onay alınması halinde, İran, bölgedeki enerji ve deniz ticareti akışını durdurmayı planlıyor.
Hürmüz Boğazı’nın kapanma riski, sadece bölgesel değil, küresel enerji piyasalarını da derinden etkileyebilir. Dünyada deniz yoluyla taşınan ham petrolün yaklaşık üçte biri bu boğazdan geçerken, Asya ülkelerine ve küresel piyasalara büyük bir darbe indirebilir. Petrol fiyatlarında ani ve güçlü artışlar öngörülüyor; hatta bazı uzmanlar, fiyatların varil başına 200 dolar seviyelerine ulaşabileceğini söylüyor. Bu durum, ekonomik büyüme ve enerji arz güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor.
İran’ın bu kararı ve bölgedeki gelişmeler, ABD ve diğer büyük güçlerin dikkatini çekti. ABD’nin bölgedeki varlığı ve askeri güçleri, Hürmüz Boğazı kapanırsa müdahale edebilecek kapasitede. Amerika Birleşik Devletleri, İran’ın bu hamlesine karşı bölgesel ve küresel güvenliği koruma adına çeşitli stratejiler geliştirmekle meşgul. Çin ve Hindistan gibi büyük enerji tüketicileri ise, bu gelişmeler karşısında tedarik zincirlerini ve enerji alımlarını yeniden gözden geçirmeye başladı.
London Energy Club Başkanı Mehmet Öğütçü, Hürmüz Boğazı’nın İran’ın elinde en güçlü koz olduğunu ve bu kozu kullanırken ciddi kayıplar yaşayabileceğine dikkat çekiyor. Öğütçü, “Hürmüz’ün kapanması halinde, bölgedeki güç dengeleri ciddi şekilde sarsılır. ABD’nin 5. Filosunun müdahale etmesi, Çin ve Hindistan gibi ülkelerin de tepkilerine yol açar. İran ise, bu stratejiyi en sona saklar, çünkü tamamen kontrolden çıkabilir ve bölgeyi savaş alanına çevirebilir,” şeklinde uyarıda bulunuyor.
Küresel Risk Yönetimi Uzmanı Arne Lohmann Rasmussen, Hürmüz Boğazı’nın kapanmasının, dünya enerji piyasalarında en büyük kabus olacağını belirtiyor. Saldırılar ve bölgedeki çatışmaların artmasıyla petrol fiyatları hızla yükseldi ve yatırımcılar ciddi endişeler taşıyor. İsrail ve bölgedeki diğer aktörlerin olası hamleleri, bölgedeki istikrarsızlığı artırırken, petrol fiyatlarının varil başına 200 dolar seviyelerine ulaşma ihtimali, tüm dünyada ekonomik çalkantılara neden olabilir. Bu gelişmeler, sadece enerji fiyatlarını değil, küresel ekonomik büyümeyi ve piyasa güvenliğini de tehdit ediyor.
İran’ın, bölgedeki güç dengesini korumak ve uluslararası baskılara karşı koymak adına çeşitli seçenekleri bulunuyor. Uzmanlara göre, İran, en büyük avantajını kullanarak Hürmüz Boğazı’nı kapatmak isteyebilir. Ancak bu adım, bölgedeki tüm aktörlerin tepkisini çekebilir ve geniş çaplı bir savaş riskini beraberinde getirir. İran’ın, mayın döşeyerek veya başka yöntemlerle boğazı kontrol altına alma girişimi, Orta Doğu’daki gidişatı radikal şekilde değiştirebilir ve petrol fiyatlarını hızla yükseltebilir. Bu durumda, küresel enerji akışları ve ekonomik istikrar ciddi şekilde sarsılabilir.
İsrail ve ABD Arasındaki İran Saldırısı Tartışmaları ve Kamuoyu Kampanyaları