DOLAR

40,2607$% 0.13

EURO

46,7252% 0.08

GRAM ALTIN

4.320,96%0,56

ÇEYREK ALTIN

7.017,00%0,27

TAM ALTIN

27.981,00%0,27

BİST100

10.219,40%-0,06

Sabah Vakti a 02:00
İstanbul AÇIK 31°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
  • MuhtarAbi
  • Siyaset
  • Almanya ve Avrupa’da Kürt-Yahudi ve Siyonist İttifaklar: Gizli Politikalar ve Bölücülük Paydası
Güncellenme - 28 Ağustos 2025 01:36
Yayınlanma - 28 Ağustos 2025 01:36

Almanya ve Avrupa’da Kürt-Yahudi ve Siyonist İttifaklar: Gizli Politikalar ve Bölücülük Paydası

Türkiye, “Terörsüz Türkiye” süreciyle yeni bir dönemin kapısını aralarken Almanya’nın, İsrail ile birlikte bu süreci sabote edecek adımlar atması dikkat çekiyor. Berlin, eylülde ilk kez bir "Kürt-Yahudi Kongresi'ne" ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Alman İçişleri Bakanlığının katkılarıyla düzenlenecek kongrenin organizatörleri “Alman-Yahudi Değerler İnisiyatifi” İslam karşıtı faaliyetleri, “Almanya Kürt Toplumu” isimli dernek ise Türkiye karşıtlığıyla biliniyor.

Gazze’de sürmekte olan İsrail’in yıkıcı operasyonları devam ederken, Almanya’nın başkenti Berlin’de 7 Eylül’de gerçekleşecek olan “Kürt – Yahudi Kongresi” ülke gündeminde önemli bir yer tutuyor. Bu etkinliğin organizing amacı, “Türkiye, İran ve Arap ülkelerindeki Kürt ve Yahudi karşıtı gelişmelere karşı birlikte ortak adımlar atmak” olarak açıklanıyor. Bu kongreye ilişkin bilgi gizlilik içinde tutuluyor, yer ve katılımcıların büyük ölçüde saklandığı bildiriliyor. Bu durum, Alman devletinin kendi topraklarındaki etkinliği koruma konusundaki zayıflığını mı işaret ediyor, yoksa başka gizli amaçlar mı barındırıyor, tartışma konusu.

Bilindiği gibi, Almanya’da kurulan ve özellikle İslam ve Müslüman karşıtı söylemlerle gündemde olan “Alman-Yahudi Değerler İnisiyatifi” ve “Almanya Kürt Toplumu” dernekleri, kamu bütçesiyle yürüttükleri projelerle varlıklarını sürdürüyorlar. Bu organizasyonlar, hem toplumda farkındalık yaratma iddiasında bulunuyor hem de faaliyetlerini genellikle bölücü ve karşıt nitelikteki etkinliklerle sınırlandırıyorlar. Buradaki “Kürt” kavramı, Türkiye ile ilişkisi olmayan, Almanya’da yaşayan çeşitli Kürt kökenli toplulukları ve kitleleri temsil ediyor. Bu girişimlerin, ne Türkiye ne Suriye ya da Irak Kürtleriyle doğrudan bir organik bağı bulunmuyor; daha çok bölgesel ve politik tansiyonu artırmaya yönelik bir stratejiyi izliyorlar.

Yahudi ve Türk Toplumlarının Güncel Durumu ve Tarihsel Bağlar

Berlin merkezli “Yahudi Değerler İnisiyatifi” resmi kayıtlara göre, Almanya’da Yahudi yaşamını, demokrasiyi ve anayasal değerleri savunmayı amaçlayan bir lobi kuruluşu olarak öne çıkıyor. Ama pratikte, faaliyetleri daha çok İslam ve Müslüman karşıtı etkinlikler ve söylemlerle geçiyor. Gelecek hafta planlanan “Bozkurtlar” konulu okuma gecesi, bu çerçevenin bir örneği. Ayrıca geçmişte “Operation Allah” gibi etkinlikler de, bölücü ve ayrıştırıcı amaçlarla düzenlenmiş faaliyetler arasında yer alıyor.

Yahudi ve Türk Toplumlarının Güncel Durumu ve Tarihsel Bağlar

İsrail’in Çevre İttifakı doktrini, özellikle Türk toplumlarına karşı yapılan lobicilik çalışmalarının temelini teşkil ediyor. Bu strateji, başlangıçta İsrail’in, Türkiye ve İran’la birlikte, çeşitli bölgesel ve uluslararası aktörlerle ittifak kurmayı hedefliyordu. Ancak zaman içinde, bu ittifak genişledi; Kürtler, Beluçlar ve Orta Doğu’daki Hristiyanlar, sivil toplum örgütleri ve siyasi yapılar bu şemaya dâhil edildi. Günümüzde ise, özellikle Suriye Demokratik Güçleri ve PKK’nın Suriye kanadına destek sağlanması gibi yeni stratejik adımlar, bölgedeki güç dengelerini ve etki alanlarını değiştirdi.

Netanyahu’nun Ukrayna ve Gazze’deki operasyonlarının ardından, Almanya’daki Kürt ve Türk topluluklarını birbirine karşı yönlendirmek, bu bölgesel ve politik çatışmaları Avrupa’ya taşımak amacıyla çeşitli lobicilik faaliyetleri devreye sokuluyor. Devrik İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi’nin Çinli, Amerikalı ve İsrailli güçlerle yaptığı etkinlikler ve evlilikleri de bu projenin başka alde altına alınmış ve bölgesel güçlerin nüfuz mücadelesine hizmet ediyor.

Zaman ve Ruhu Değişimi: Geçmişten Günümüze

1993 yılında Viyana’da BM İnsan Hakları Konferansı sırasında yaptığı konuşmada İsrail Dışişleri Bakanı Şimon Perez, yerli ve bölgesel meselelerde “Arap-Yahudi, Türk-Alman ayrımı yapmadan, mazlumların safında yer almalı” diyerek, bölgesel dayanışmanın temel ilkelerini vurgulamıştı. Üzerinden 30 yıl geçti; o zamanki barış ve dayanışma söylemleri, günümüz bölücü ve bölgeyi istikrarsızlaştıran politikalara dönüştü.

Zaman ve Ruhu Değişimi: Geçmişten Günümüze

İsral ve Yahudi örgütleri, özellikle Bosna katliamı ve Srebrenitsa soykırımı sırasında, Müslümanlara destek vermek adına çeşitli çağrılar yapmıştır. İsrail ve dünya Yahudi kuruluşları, günümüzde de, özellikle Avrupa’da yaşayan Yahudileri ve bölgedeki Müslüman halkları, çeşitli siyasi ve bölgesel sıkışmışlıklar üzerinden bölmeye çalışıyor. Almanya’daki Türk ve Yahudi toplumu geçmişte ortak zeminlerde buluşurken, bugün büyük bölünmeler ve ayrışmalar yaşıyor.

2009’daki Mavi Marmara olayı, bu bölünmenin önemli bir kırılma noktasıdır. Alman ve Avrupa medyası, olay sırasında Türk ve Yahudi toplumu arasındaki ilişkilerin kopmaya yüz tuttuğunu ve bu süreçte farklı bölgesel ve politik güçlerin bölücü amaçlarla hareket ettiğini açıkça ortaya koymuştur.

Alman Devleti ve Politikaları Üzerinden Bölünme ve Bölücülük Çabaları

Almanya’daki Türklerle Yahudiler arasındaki ilişki, zaman içinde değişiklikler gösterdi. Doğu Avrupa Yahudilerinin Almanya’ya göçü ve Holokost döneminin neslinin azalmasıyla, geçmişteki ortak dayanışma tamamen ortadan kalktı. Günümüzde ise, Yahudilerin çoğu, ırkçı ve ayrımcı politikalara destek verir hale geldi. Bu duruma etki eden faktörlerden biri, bölücü ve ayrıştırıcı politikaları benimseyen çeşitli toplulukların ve bölücü kişilerin varlığıdır.

Almanya’nın iç güvenliği ve politikalarındaki bölücü eğilimler, ne yazık ki, zaman zaman Türkiye kökenli gruplar ve ekstrem sağcı derneklerle doğrudan temas kurmakta. Ülkedeki güvenlik ve entegrasyon politikaları, özellikle 2009’dan sonra ciddi sınavlar ve kırılmalar yaşamıştır. Alman hükümeti, bölgesel ve uluslararası stratejilerin gölgesinde, bölücü amaçlar güden çeşitli etkinliklerin ve lobilerin varlığını sessizce izlemektedir.

Özetle, Almanya ve Avrupa’daki bölgesel güçlerin, bölünme ve bölücülük planları, iç ve dış politikadaki çeşitli aktörlerin hareketleriyle şekilleniyor. Türkiye’de her ne kadar uzlaşı ve barış ortamları gelişmeye çalışılsa da, bölgesel ve uluslararası güçler, bölücü ve ayrıştırıcı projeleri bölgede canlı tutmaya devam ediyor. Almanya’nın, özellikle Türk ve Kürt toplumu ile Yahudi toplumları arasındaki bölünmüşlüğü ve karmaşık ilişkileri, gizli ve açık politikaların bir sonucu olarak ortaya çıkıyor.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Gazze İçin Uluslararası Tepkiler ve Sorumluluklar Üzerine Derin Perspektifler

HIZLI YORUM YAP

MuhtarAbi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin