40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
Yaşadığı zor günler ona yaşam sevincini ve çalışma azmini tamamen yansıttı. Günümüzde, yaşıtlarının emekli olup sakin bir hayat sürmesi beklenirken, o enerji ve azmiyle hayata tutunmaya devam ediyor. Hatta, yaklaşık yarım milyar dolarlık servetiyle birçok lüks evi bulunuyor ve bu servet onu dünyanın en çok konuşulan isimleri arasına sokuyor.
Bir dönem, bir TV programına katılarak hayatının belirli bir bölümünü kamera önünde deneyimleyeceği söylentileriyle gündeme geldi. Ancak, sözcüsü bu haberleri yalanlayarak, 10 yaşından beri çalışkan olduğunu ve ev kadınlığı yapmadığını açıkladı. Peki, bu ünlü isim kim olabilir?
Bir zamanlar, ABD’nin ilk kadın zengini olarak tanınan Martha Stewart’dan bahsediyoruz. Şu an 84 yaşında olan Stewart, kendisini kendi emeğiyle kurmuş bir servetin sahibi. Uzun süredir, popüler reality şovlarından “Real Housewives of New York” adlı programa katılacağı konuşuluyordu. Ancak, sonunda sözcüsü aracılığıyla bu iddiaları yalanladı ve “Martha değil… ev kadını olmadığını söylüyor” diyerek, gündemdeki söylentilere son noktayı koydu. Bu açıklama, hafta boyunca konuşulan konuları daha da alevlendirdi.
Aslına bakarsanız, Martha Stewart’ın adının geçmesi bile programın ilgi ve merakını artırdı. Çünkü Stewart, yalnızca zenginliğiyle değil, aynı zamanda hayat hikayesiyle de insanların dikkatini çeken nadir isimlerden biri. Çok büyük bir servetle birlikte, atılgan ve girişimci ruhunu hep koruyan bir kadın olarak, servetini nasıl kazandığını ve evlerinde nasıl yaşadığını görmek ilginç olacak.
İşte, tam adını Martha Helen Stewart olarak taşıyan bu kadın, milyonlarca kişi tarafından ABD’nin ilk kadın milyarderi olarak tanınıyor. Günümüzde ise bu unvan tam anlamıyla ona ait olmasa da, onun hayat hikayesi ve mücadelesi bu ünvanı hak ediyor. Polonya kökenli bir ailenin yedi çocuğundan ikinci olan Martha, 1941 yılında dünyaya geldi ve ailesinin maddi durumu pek parlak değildi.
10 yaşında çocuk bakıcılığı yaptı; New York Yankees’in efsane oyuncuları Mickey Mantle ve Yogi Berra’nın çocuklarına bakıcılık yaparken, küçük yaştan itibaren çeşitli işler yapmaya başladı. Annesinden aldığı fiziksel özellikleri sayesinde 15 yaşında modellik yapmaya başlayan Martha, reklam filmlerinde de yer aldı. Üniversite çağında, harçlığını çıkarmak adına modellik yapmaya devam etti ve çeşitli markalarla çalıştı.
Ancak onun en önemli tutkusunu ve becerisi, ailesinden öğrendiği yemek yapma ve dikiş becerileriydi. Ayrıca, babasından bahçecilik ve tarımın inceliklerini de öğrenmişti. Bu çocukluk ve gençlik dönemi, onun girişimcilik serüveninin temel taşlarını oluşturdu.
Üniversite eğitimini kimya, sanat, tarih ve mimarlık gibi farklı alanlarda tamamlayan Stewart, hukuk eğitimi de aldı. Bu sırada, ilk evliliği olan Andrew Stewart ile 1961 yılında evlendi. Bir yıl ara vererek tekrar üniversiteye döndü ve eğitimini tamamladı. Çalışma hayatına ise 1967’de, kayınpederinin yanında çalışmaya başlayarak giriş yaptı. Aynı zamanda eşi de yayınevleri ve şirketler kurdu. Bu dönemde, çiftlik yaşamına olan ilgisi de başladı. Bir akrabasıyla 1972’de, 18. yüzyılda inşa edilmiş bir çiftlik evini satın alarak, büyük hayaller kurmaya başladı.
Farklı girişimler ve uğraşlar sayesinde, kısa sürede büyük bir servet edinmeyi başardı. Caterings işleri ve gurme marketlerle anlaşmaları, ona yeni gelir kaynakları sağladı. Bu süreçte, hayatında önemli bir dönüm noktası olan yayınevinden ve televizyon kariyerinden de büyük başarılar elde etti.
Ancak, Stewart’ın hayatı sadece başarılarla dolu değil. 2001 yılında, ImClone Systems hisselerinin satışında yanlış bilgi vermek suçundan mahkemeye çıkarak, 5 ay hapis, iki yıl gözetim ve 30 bin dolar para cezası aldı.
Cezaevinden çıktıktan sonra, hayatına kaldığı yerden devam etti. Eski kocasından kalan çiftliği satmadı ve yeni yatırım ve yenilemeler yaptı. 2000 yılında, Katonah bölgesindeki Cantitoe Corners adlı çiftlik evini satın aldı. Bu çiftliğin 1925 yapımı ve çok geniş olan arazisi, Stewart’ın hayalini süsleyen bir yaşam alanı oldu. Yüzlerce dönümlük arazi üzerine kurulu, 116 futbol sahası büyüklüğündeki bu çiftlikte, çeşitli hayvanlar ve sebze-meyve bahçeleri bulunuyor.
Modern ve konforlu bir yaşam alanına donatılmış olan çiftliği, sürekli olarak yenileniyor ve gelişiyor.
Hayatında her zaman çiftçilik tutkusunu taşıyan Stewart, başka şehirlere de birçok arazi satın aldı. Kendisine sorduğunda, neden her zaman çiftçiliğe ilgi duyduğunu şöyle anlatıyor: “Her zaman bir çiftçi olmak istemiştim”. Bu tutku, onun çocukluk hayaliydi ve onu bugüne kadar getirdi. Ancak, kendisini tam anlamıyla bir çiftçi olarak görmüyor; yine de, doğayla iç içe olmayı ve kendine ait topraklarda çalışmayı çok seviyor.
İşte, hem başarılı bir girişimci hem de çiftçilik tutkusuyla yaşayan Martha Stewart’ın hikayesi, onun azmi ve çalışkanlığıyla birleşince, gerçek bir ilham kaynağı oluyor.
Müslüm ‘Eşref Rüya’nın yeni sezonu için kampa girdi