Çocukken büyüklerimizden sıkça duyduğumuz “Çıkmadan yap çişini” uyarısı, aslında oldukça bilinçli bir önlemin parçasıdır. Bu uyarı, tuvalete gitmeden önce yapılacaklar listesinde önemli bir yer tutar çünkü tuvalete gitmek, çoğu zaman ihtiyaçtan bağımsız olarak rutin haline gelir. İnsanlar, gerek yola çıkmadan önce gerek uyumadan önce bu alışkanlığı kazanmış olsa da, uzmanlar bu davranışın bazı olumsuz etkilerini vurguluyor.
Proaktif tuvalet yapma alışkanlığı, bilimsel olarak “her ihtimale karşı tuvalete gitme” davranışına dayanır ve çoğu yaşta insan tarafından rutin şekilde yapılır. Pennsylvania Üniversitesi Perelman Tıp Fakültesi’nden Dr. Ariana Smith, bu davranışın fazla yapılması durumunda zararlı olabileceği konusunda uyarıyor. Günlük birkaç kez bu alışkanlığı edinmek, mesanenin ve beynin doğal iletişim döngüsünü bozabilir ve zamanla mesane rahatsızlıklarını artırabilir.
Mesanenin Çalışma Prensibi ve Bu Alışkanlığın Etkileri
Mesâneğin nasıl çalıştığını anlamak, bu durumun neden zararlı olabileceğine ışık tutar. Böbrekler, kanı süzerek atık maddeleri temizlerken aynı zamanda idrar üretir. Kadınlar yaklaşık 500 mililitre, erkekler ise yaklaşık 700 mililitre idrar tutabilir. Ancak, tuvalete gitme ihtiyacı, mesanenin yaklaşık 150-250 mililitre ile dolduğunda hissedilmeye başlar ve beyne sinyal gönderir.
Uzmanlar, “her ihtimale karşı” tuvalete gitme alışkanlığını sık yapan kişilerin, beyne çok erken sinyal göndermeye başladığını belirtiyor. Bu durum zamanla, mesanenin tutabileceği idrar hacminin azalmasına neden olur ve bu da, tuvalet çağrılarının daha sık ve ani olmasına yol açabilir. Dr. Smith, bu durumun, mesanenin normalden önce dolmasını ve rahatsızlık yaratmasını kolaylaştırdığını söylüyor.
İhtiyaç Öncesi Tuvalet Alışkanlığının Sonuçları
Bu alışkanlığın etkisiyle, özellikle ihtiyaç olmadığında idrara çıkma zorluğu yaşanabilir. Alabama Üniversitesi’nden Dr. Kathryn Burgio, bunun pelvik taban kaslarına fazladan baskı yapıp bu kasların zayıflamasına neden olabileceğini vurguluyor. Ayrıca, bu durum, mesanenin ve diğer organların sağlığını olumsuz etkiler ve aşırı aktif mesane gelişimine zemin hazırlayabilir.
Uzmanlar, “her ihtimale karşı” tuvalete gitmenin uzun vadede, aşırı aktif mesane ve sık idrara çıkma dürtüsü geliştirebileceği konusunda hemfikirdir. Bu nedenle, bu alışkanlıktan kurtulmak mümkündür ve uzmanlar, beynin bu durumu yönetebileceğine inanıyor.
Alışkanlıktan Kurtulmanın Yolları ve Tavsiyeler
İyi haber şu ki, bu davranıştan kurtulmak mümkündür. Utah Üniversitesi’nden Dr. Alayne Markland, beynin kontrol edici gücü sayesinde, bu alışkanlığı değiştirebileceğimizi söylüyor. Dr. Burgio ise, farkındalık teknikleri ve nefes egzersizleriyle bu alışkanlığı azaltmayı öneriyor. Bu yöntemler, mesaneyi daha az tahriş eden ve ihtiyaca uygun sinyallerle uyaran bir davranış şekline dönüşmesine yardımcı olabilir.
İşte bu süreçte uygulanabilecek bazı pratik öneriler:
- Pelvik taban kasları ile çalışmak: Fizik tedavi ve egzersizler sayesinde, mesane kontrolü güçlendirilebilir. Pelvik taban kaslarını düzenli çalıştırmak, dürtülerin kontrolünü arttırabilir.
- Sıvı tüketimine dikkat etmek: Kafein, alkol ve yüksek asit içerikli içecekler mesanenin tahriş olmasına neden olur. Bu nedenle, sıvı alımını kısıtlamak veya kontrollü hale getirmek faydalı olabilir.
- Sağlık sorunlarını göz ardı etmemek: Diyabet veya uyku apnesi gibi rahatsızlıklar, sık idrara çıkmayı tetikleyebilir. Bu yüzden düzenli sağlık kontrolleri önemlidir.
Dr. Smith, akıllıca yapılmış müdahalelerin ve alışkanlık değişikliklerinin, beyin ve mesanenin arasındaki iletişimi yeniden düzenleyerek, sağlıklı mesanelerin korunmasına yardımcı olabileceğini vurguluyor. Ayrıca, çoğu durumda, “her ihtimale karşı” tuvalete gitmenin olumsuz etkilerinin azaltılabileceğine ve insanların bu alışkanlıklarını kontrol altına alabileceğine olan inancını dile getiriyor.
02:00
News
Genel
Genel
Genel
Genel
Genel
Genel
