40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
Smith, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşıyor olmasına rağmen, hayatının önemli bir parçası haline getirdiği seyahatlerde genellikle yeni yerler keşfetmekten hoşlanan bir gezgindir. Kendisini, “Neden emek verip yeniden aynı noktayı göreyim ki?” diye sorgularken bulur. Bu yaklaşımıyla bilinse de, birkaç özel durak onun için istisnadır.
İzlanda, onun için bu istisnaların başında gelir. Toplamda üç kez ziyaret ettiği ülkeye tekrar tekrar gitme kararı alan Smith, ilk kez adım attığında büyülenmiş ve büyüsüne kapılmıştır. Reykjavik sokaklarının renkli ve gökkuşağı gibi dizili yapısından, buzullar, lav alanları ve şelalelerin sunduğu eşsiz doğal güzelliklere kadar, İzlanda’nın her deneyimi onu derinden etkilemiştir.
Şehrin sanatsal ve kültürel hayatına hayran kalan Smith, özellikle Reykjavik’in dinamik ve hareketli atmosferini anlatmakta zorlanıyor. Başkent olmasına rağmen punk rock müzeleri, lav gösterileri, Perlan’taki buz mağarası ve renkli gece hayatı gibi çeşitlilikler şehri benzersiz kılmaktadır.
İzlanda’daki zamanını “rahatlatıcı ve yenileyici” olarak tanımlayan yazar, birçok etkileyici deneyim yaşamış: Sky Lagoon’daki İskandinav spa ritüeli, siyah kumlu plajlar, bazalt sütunlar, buzda yürüyüşler ve tektonik levhalar arasındaki doğal köprüler.
Smith, yerel mutfağın kendisini özellikle cezbettiğini dile getirir. Reykjavik’teki pastaların, Paris’teki lezzetlerle yarıştığını da sözlerine ekler. Ayrıca İzlandalıların sıcakkanlılığı ve misafirperverliği ise unutulmaz bir detaydır. Bir keresinde, bir restoran çatısında iken, tanımadığı birinin, daha iyi görebilmek için başka bir noktayı gösterdiği anı anlatır; bu onun için ülkenin samimiyetini yansıtan özel bir an olmuştur.
İlk ziyaretinden sadece üç ay sonra, çocuklarıyla birlikte tekrar İzlanda’ya giderek ülkenin kuzeyini keşfeder. Deniz papağanları ve balinalarla karşılaşır, Kuzey Kutup Dairesi’nin sınırlarını aşar ve “gerçek dışı güzellikte” doğa yürüyüşleri yapar.
Beş ay sonra, yine kış aylarında İzlanda’ya geri dönüş yapar ve kuzey ışıklarını izleme şansı yakalar. Bu üçüncü ziyaretinde Reykjavik’in gece hayatını da keşfeder; Lemmy’s gibi heavy metal barlar ve lüks çatı barlarıyla şehrin enerjisini hisseder.
Yazısını, “İzlanda’da her seferinde yeni bir şey keşfediyorum. Bir sonraki yolculuğumda bir volkanik patlamayı yakından görmek istiyorum,” diyerek sonlandırır ve bu büyüleyici ülkeye olan tutkusunu anlatmaya devam eder.
Doğayla iç içe hafta sonu keyfi: İstanbul’a yakın yürüyüş rotaları