Yapay Zekâ Dünyasında Karanlık Senaryo

Uzun süredir teknoloji ve yapay zeka alanındaki gelişmelerle ilgilenen eski Google yöneticisi Mo Gawdat, önümüzdeki yıllarda insanlığı bekleyen karanlık ve umut dolu dönemleri değerlendirdi. Gawdat’a göre, özellikle insanlığın ahlaki değerlerindeki bozulma ve yapay zekânın hızla yükselişi, yaklaşık 15 yıl sürecek olan bir “karanlık çağı” tetikleyecek. Bu süreçte adalet, özgürlük ve mahremiyet gibi temel konular ciddi anlamda sarsılacak. Ancak, bu karanlık dönemin ardından teknolojinin doğru kullanılmasıyla birlikte insanların yaşamını iyileştirecek bir “ütopya” döneminin başlayacağına da inanıyor.

Gawdat, uygun önlemler alınmadığı takdirde, yapay zekânın kötü amaçlar taşıyanlar tarafından kontrol edilmesinin insanların yaşamını olumsuz yönde etkileyeceğini vurguluyor. Toplumda mahremiyet ihlallerinin, dolandırıcılık faaliyetlerinin, manipülasyonların ve güç yoğunlaşmasının artmasıyla birlikte, adaletsizliğin derinleşeceği endişesini paylaştı. “Yapay zekânın yükselişiyle birlikte oluşacak bu distopya, özellikle önümüzdeki iki yıl içinde ABD’de belirgin hale gelecektir” diye sözlerine ekledi ve bu durumu George Orwell’in ünlü eseri “1984” ile kıyasladı.

Yapay Zekâ ile Yeni İşler ve Beklentiler

Yeni işler ve istihdam alanları yaratacağı yönündeki umutların ise gerçeklikten uzak olduğunu belirten Gawdat, “Bu tamamen saçmalık” sözleriyle bu beklentilere karşı çıktı. Ona göre, pek çok görev yapay zekâ tarafından devralınacak ve bu durum, en üst düzey yöneticilik pozisyonlarından en alt seviyedeki görevler dâhil pek çok alanda yapay zekânın etkinliğini artıracak. Hatta zamanla, CEO’luk gibi liderlik pozisyonlarının bile yapay zekâya devredilebileceği tahmin ediliyor.

Gelecek Umutları – 15 Yıl Sonra Ütopya

Karamsar öngörülerine rağmen Gawdat, büyük bir temennide bulundu. Ona göre, bu karanlık çağın sonunda, teknolojiyi insanlık yararına kullanmayı başarabilen toplumlar sayesinde gerçekten de bir ütopya mümkün hale gelecek. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için toplumların yaklaşan krizden ders çıkarması ve daha güçlü etik değerler geliştirmesi gerektiğinin altını çiziyor. İnsanların bilinçlenmesi ve teknolojiyi etik kurallara uygun kullanmasıyla birlikte, uzun vadede daha adil ve sürdürülebilir bir yaşam düzeni kurulabilir.