40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
Otizm, genellikle iletişim güçlükleri, tekrarlayan davranışlar ve duyusal hassasiyetlerle ilişkilendirilse de, uzmanlar son yıllarda otizmin erken belirtilerinden biri olan yürüyüş biçimlerine dikkat çekiyor. Çocukların yürüyüş tarzındaki küçük farklar, otizmin erken teşhisinde önemli ipuçları sunabilir. Bu farklar, çoğu zaman gözle görülmesi zor olsa da, gelişimsel değerlendirmelerde ve yeni teknolojik yaklaşımlarla tespit edilerek, erken müdahale imkanları artırılıyor.
Otizm, bireylerin öğrenme, iletişim ve çevreyle etkileşim biçimlerini etkileyen karmaşık bir gelişimsel durumdur. “Spektrum” terimi, otizme sahip bireylerin yetenekleri, ihtiyaçları ve zorluklarının kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterdiğini vurgular. Çoğu çocukta otizm belirtileri, 12-18 ay gibi erken dönemlerde ortaya çıkabilir ve bu belirtiler arasında motor beceri farklılıkları da yer alır. Özellikle “tuhaf yürüyüş” ya da yürüyüş biçiminden sapmalar, dikkat edilmesi gereken önemli göstergelerdir.
Otizmin en yaygın, ancak gizli kalan belirtilerinden biri, çocukların ayak parmaklarının ucunda yürümeye başlamasıdır. Bu yürüyüş biçimi, topukların yere temas etmediği veya çok az temas ettiği, adeta parmakların üzerinde dengede durmaya çalışan bir tarzdır. Otizm Araştırma Enstitüsü verilerine göre, yeni yürümeye başlayan çocuklarda bu durum normal kabul edilebilir; ancak bu alışkanlık 3 yaşına gelindiğinde devam ederse, gelişimsel sorunların bir göstergesi olabilir. 2019 yılında yapılan bir araştırma, otistik çocukların yaklaşık %10’unun sürekli ayak parmaklarının ucunda yürüdüğünü ortaya koyarken, tanı konmamış çocuklarda bu oran %0,5’in altında kalmıştır.
Ayak parmaklarının ucunda yürüyüşün yanı sıra, otistik çocuklarda sıklıkla rastlanan başka yürüyüş biçimleri de bulunur. Bunlar arasında ayakların içe ya da dışa dönük olması, dikkat çekicidir. Ayrıca, araştırmalar bu çocukların şu özellikleri de sergilediğini gösteriyor:
Bu alışılmadık yürüyüş tarzları, sıklıkla denge ve koordinasyon sorunlarıyla birlikte görülür ve günlük yaşam aktivitelerini etkileyebilir.
Bilim insanları, yürüyüşteki bu farklılıkların tam olarak nedenlerini henüz çözümleme aşamasında olsa da, önemli bulgular elde edilmiştir. Avustralya Monash Üniversitesi uzmanları, hareket ve dengeyi sağlayan beynin serebellum ve bazal gangliyon bölümlerinde gelişimsel farklılıklar olduğunu öne sürüyor. Ayrıca, duyusal hassasiyetler de yürüyüşü etkileyebilir. Otistik bireyler, ayakkabılardaki rahatsızlık veya yüzeyin dokusu gibi duyusal uyaranlara karşı aşırı hassasiyet gösterebilir. Bu durum, rahatsızlığı azaltmak veya dengeyi sağlamak adına yürüyüş biçimlerini değiştirmelerine neden olabilir. Bir diğer önemli faktör ise kas tonusunun düşüklüğüdür. Otizmli bireylerde görülen kas zayıflığı, özellikle ayak ve ayak bileği güçsüzlüğüyle birleşerek, yürüme biçimini etkiler.
Otizmin erken teşhisi, çocukların yaşam kalitesini artırmak açısından kritik öneme sahiptir. Ancak, otizmin geniş spektrum yapısı ve standart bir tanı testi olmaması, teşhis sürecini zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, araştırmacılar yürüyüş biçimindeki küçük farkları erken tanı işareti olarak kullanmaya çalışıyor. Northern Illinois Üniversitesi ve Southern Illinois Üniversitesi Edwardsville işbirliğiyle geliştirilen yeni yapay zeka destekli uygulama, kısa yürüyüş videolarını analiz ederek otizm olasılığını %80 doğrulukla tahmin edebiliyor. Bu teknolojik gelişmeler, özellikle kırsal ve düşük gelirli bölgelerde yaşayan ailelerin çocuklarına ulaşmayı ve erken müdahale olanağı sağlamayı amaçlıyor.
Son yıllarda otizm vakalarında ciddi bir artış gözlemleniyor. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), her 30 çocuktan birinin otizm spektrumunda olduğunu tahmin ediyor. Bu artış, erken tanı ve müdahalenin önemini daha da artırıyor. Erken teşhis edilen çocuklar, eğitim ve sosyal yaşama daha iyi uyum sağlayabilirlerken, yaşam kaliteleri de önemli ölçüde yükseliyor. Bu noktada, yürüyüşteki farklılıkların tespiti ve takibi, erken teşhis ve müdahale için yeni umutlar vadediyor.
Günlük yaşamı ciddi anlamda etkilemeyen yürüyüş tarzları genellikle tedavi gerektirmez. Ancak, denge sorunları, düşme riskinin artması veya fiziksel aktivitelere katılımda zorluklar söz konusuysa, profesyonel destek alınması gerekir. Fizyoterapi ve mesleki terapi, motor becerileri, denge ve koordinasyonu geliştirmeye yönelik temel yöntemlerdir. Uzmanlar, özellikle motor gelişimi desteklemek amacıyla özel egzersizler, yürüyüş eğitimi ve duyusal bütünleşme terapileri uygular. Ayrıca, spor aktiviteleri, dans ve hareket egzersizleri gibi etkinlikler, çocukların motor gelişimlerine olumlu katkılar sağlar ve yaşam kalitelerini artırır. Bu yaklaşımlar, otizm spektrumundaki çocukların daha bağımsız ve sağlıklı bireyler olmasına destek oluyor.
Çocukları tehdit eden ‘ölüm tuzağı!’ Üç yaşındaki kız komada yaşam savaşı veriyor… Evdeki herhangi bir eşyada bulunabiliyor, tanı ise genelde gözden kaçıyor