Trump ateşkes için görüşeceklerini söylemişti: Tayland ve Kamboçya arasında çatışmalar devam ediyor

Son günlerde Güneydoğu Asya’nın kalbinde, Kamboçya ve Tayland sınırında yaşanan çatışmalar, bölgeyi derin bir endişe ve uluslararası dikkatler altına aldı. Yaklaşık 32 kişinin hayatını kaybettiği ve 200 binden fazla kişinin yerinden edildiği bu çatışmalar, iki ülkenin uzun süredir devam eden sınır anlaşmazlığını yeniden gün yüzüne çıkardı. Her iki taraf da, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın çağrılarına rağmen, çatışmaları durdurmak konusunda henüz kesin bir adım atmış değil. Ancak, Trump’ın ateşkes çağrısı sonrası tarafların olumlu sinyaller vermesi, bölgedeki tansiyonu hafifletmeye başladı.

Başta Kamboçya Başbakanı Hun Manet olmak üzere yetkililer, yaptığı açıklamalarda, Trump’ın barış çağrılarını desteklediklerini ve Tayland ile görüşmelere açık olduklarını belirttiler. Ancak, bu açıklamalardan sadece birkaç saat sonra, Kamboçya Savunma Bakanlığı Sözcüsü Maly Socheata, Tayland’ın saldırgan tutumunu sürdüğünü ve sınır hattında devam eden çatışmaların durmadığını vurguladı. Socheata, çatışmalar nedeniyle yaklaşık 80 bin kişinin güvenli bölgelere tahliye edildiğini ve bölgedeki durumun hâlâ ciddi bir risk taşıdığını dile getirdi.

Öte yandan, Tayland Dışişleri Bakanlığı ise yaptığı açıklamada, ateşkes konusunda kesin desteklerini yineledi. Ancak, Kamboçya’nın Surin eyaletinde sivillere yönelik saldırılar gerçekleştirdiği iddialarını da gündeme getirdi. Tayland yetkilileri, bu gelişmeler ışığında, sınır hattındaki gerilimin devam ettiğini ve bölgedeki barış için yeni adımlar atılmasının gerekliliğine dikkat çekti. Her iki ülke de birbirlerini ilk ateşi açmakla suçlarken, uluslararası toplumun ve bölgesel aktörlerin müdahalesiyle çatışmaların sona erdirilmesi yönünde yoğun çaba sarf ediliyor.

Tayland ve Kamboçya Arasındaki Uzun Süredir Devam Eden Anlaşmazlık

Güneydoğu Asya’nın önemli sınır bölgelerinden biri olan ve yaklaşık 817 kilometrelik sınır çizgisiyle ayrılmış olan Tayland ve Kamboçya, tarih boyunca çeşitli toprak anlaşmazlıklarıyla gündeme geldi. 28 Mayıs’ta, sınır ihlali nedeniyle yaşanan kısa süreli çatışmalar, iki ülke ordusunun karşı karşıya gelmesine neden olmuştu. Ancak, taraflar, bu gerginliği barışçıl yollarla çözmek amacıyla hızlıca görüşmelere başlamış ve sorunun çözümünde uzlaşı sağlamıştı.

Yaklaşık iki ay sonra, 24 Temmuz’da yeniden patlak veren çatışmalarda, toplam 32 kişi hayatını kaybetti. Her iki ülke de, çatışmaların ardından bölgeden binlerce sivili tahliye etti ve bölgedeki askeri varlıklarını güçlendirdi. Taraflar, birbirlerini ilk ateşi açmakla suçlamaya devam ederken, bölge sakinleri ve uluslararası aktörler, kalıcı bir barış için yoğun diplomatik girişimlerde bulunuyor.

Trump’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, taraflarla yaptığı telefon görüşmelerinin ardından, her iki ülkenin de derhal bir araya gelerek ateşkes ve kalıcı barış için adımlar atmaya karar verdiğini duyurması, bölgedeki umutları artırdı. Ancak, bölgedeki gerilimin yüksekliği ve tarafların birbirlerine yönelik suçlamaları, barış sürecinin ne kadar kırılgan olduğunu ortaya koyuyor.