40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
Hayatta olmasa da, onun anısı sanki hala gün yüzünde gibi, zamanın en derin köşelerinde bile canlı tutuluyor. Belli ki kuşaklar değişse bile, genç yaşta yaşanan ölüm, hep adaletsizlik olarak görülüyor ve onun hatırası tüm canlılığıyla yaşamaya devam ediyor. Bu nedenle, geçmişin sayfalarını araladığınızda, onun ve yaşananların izleriyle karşılaşırsınız.
Size bahsettiğim kişi, 1981 yılında İngiltere Kraliyet ailesinin en parlak yıldızı, Buckingham Sarayı’ndan ayrılırken, henüz 36 yaşında ve iki küçük oğluyla birlikte hayata veda eden Diana’dır. O dönemde veliaht prense olan Charles ile olan evliliği, birçok gizem ve bilinmezlikle doludur. Herkes bu ilişkinin detaylarını bildiğini sanırken, aslında pek çok şey gözden kaçmıştır.
Gazeteci ve kraliyet biyografi yazarı Sally Bedell Smith’in Substack Royal platformunda kaleme aldığı makaleye göre, Diana, Charles’tan boşandıktan sonra, kendisinden yaşça büyük ve evli olan sanat taciri Oliver Hoare ile yaşadığı ilişkide birçok detay saklı kalmıştır. Bu ilişkinin en ince ayrıntılarına, onun yakın dostu ve eski sevgilisi Leydi Elsa Bowker ile paylaştığı samimi anılar aracılığıyla ulaşmak mümkün olmuştur.
Diana, Elsa’ya o süreçte yaşadıklarını anlatırken, Oliver Hoare ile ilişkisini en gizli detaylarına kadar dile getirmiştir. Oliver Hoare, 46 yaşında, Fransız petrol şirketi dewaldner de Freundstein’in varisi olan ve aynı zamanda Charles’ın yakın arkadaşlarından biri olan bir isimdi. Diana’nın iç dünyasına dair bilgiler, onun bu ilişkiye ne kadar derin bağlarla bağlı olduğunu gösteriyor.
Bir keresinde, Diana, Oliver’in kızını ziyaret etmek için şehir dışında olduğu sırada, büyük bir aşk krizine tanık olundu. Olayın detaylarına göre, Diana, üzüntüsünden kendini bir araçtan atmaya çalıştı. Elsa’nın anlattığına göre, bu olay sırasında Diana, kendini hareket halindeki araçtan atmadı ve daha sonra Sloane Meydanı’nda trafik sıkışırken, tüm eşyalarını geride bırakarak arabadan indi.
Diana’nın, Oliver Hoare’in evine herhangi bir kıyafet giymeden, sadece kürk manto ve mücevherlerle gittiği olaylar, aşkın tutkusunun ne boyutlara ulaşabildiğini gösteriyor. Bu gizli ziyaretler, gece vakti ve tamamen gizlilik içinde gerçekleşmiş ve Oliver’in ailesiyle olan ilişkisi, büyük bir sır olarak kalmıştır. Kapıdaki buluşmalar ve gece yarısı kaçışlar, bu ilişkinin ne kadar yasak ve tehlikeli olduğunu ortaya koyuyor.
Oliver Hoare’un, güvenlik görevlileri tarafından birkaç kez yarı çıplak yakalandığı olaylar da, onun ve Diana’nın ilişkisini ne kadar gizli tutmaya çalıştıklarını gösteriyor. Bir gece yarısı, yangın alarmıyla birlikte kaçarken yakalanan ve saklanmak zorunda kalan Oliver, bu ilişkideki tehlikenin boyutlarını gözler önüne seriyor.
Her ne kadar Oliver, ilişkisini sona erdirmeye çalışsa da, Diana onu tüm kalbiyle istemekten vazgeçmedi. 1994 yılına kadar süren bu tutkulu bağ, sonunda sona erdiğinde bile, Diana’nın Oliver’a olan ilgisi ve onunla ilgili hayalleri, onun hayatındaki derin izleri bıraktı. Ayrıca, Diana’nın Kensington Sarayı’nda yaptığı gizli ziyaretler ve telefon aramaları da, bu ilişkinin ne kadar ciddi ve takıntılı olduğunu gösteriyor.
O, genç yaşta yaşadığı acıları, gizli aşklarını ve hayallerini, ölümünden sonra bile anlatmaya devam ediyor. Anıları, yaşananlar ve gizemli detaylar, onun gerçek yüzünü ve hayatındaki karmaşık duyguları bizlere yeniden hatırlatıyor. Her zaman hatırlanacak ve anlatılacak bu hikayeler, onun yaşamındaki en derin ve gizemli sayfaları oluşturuyor.
Ünlü İsimden Samimi Açıklama: Yaşadığı Zorluklar ve Yeniden Ayakta Durma Süreci