41,9599$% 0,31
48,8833€% 0,52
5.388,57%0,50
9.245,00%0,42
36.866,00%0,41
10.853,43%-0,81
02:00
İran ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki karmaşık nükleer müzakereler, tarafların beşinci kez masaya oturmasının ardından, İsrail’in bölgede gerçekleştirdiği askeri saldırı nedeniyle beklenmedik şekilde askıya alındı. Bu gelişme, Orta Doğu’da yükselen tansiyonun ve bölgesel güç dengelerinin ne denli kırılgan hale geldiğinin göstergesidir. İran, İsrail’in saldırısına misilleme olarak güçlü füzelerle karşılık verirken, ABD ise bölgedeki stratejik hedefleri vurmak amacıyla B-2 bombardıman uçaklarıyla nükleer tesislere saldırıya geçti. Bu müdahaleler, bölgedeki çatışmaların ve uluslararası gerilimin yeni bir boyuta taşındığını gösteriyor.

ABD Başkanı Donald Trump, gerçekleştirilen saldırının ardından yaptığı açıklamada, İran’ın nükleer tesislerine yönelik operasyonu “muhteşem bir askeri başarı” olarak nitelendirerek, “İran’ın önemli nükleer zenginleştirme tesisleri tamamen yok edildi” ifadelerini kullandı. Trump, ayrıca İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerine devam etmesi halinde yeniden saldırıya geçebileceklerini belirtti ve İran’ın bölgedeki nükleer programını durdurmak için kararlılık mesajı verdi.

ABD Senatosu, Başkan Donald Trump’ın İran’a karşı askeri harekat düzenlemesini, Kongre’nin onayı olmadan gerçekleştirmesini engellemek amacıyla Demokratların öncülüğünde sunulan ve büyük tartışmalara neden olan tasarısı kabul edilmedi. Bu karar, ABD’de savaş yetkileri ve başkanın tek taraflı askeri karar alma yetkisi konusundaki ciddi tartışmaları yeniden gündeme getirdi.

Senato’da yapılan oylamada, Demokrat Senatör Tim Kaine tarafından hazırlanan ve Trump’ın Kongre’den izin almadan İran’a karşı askeri müdahalede bulunmasını sınırlayan tasarı, 47 oy ile kabul görmezken, 53 oyla reddedildi. Kaine, bu tasarının, savaşın tek bir kişinin kararına bağlı olmaması gerektiği gerçeğine vurgu yaparak, savaşın politik ve yasal çerçevede yürütülmesi gerektiğini savundu.

Uzun süredir devam eden İran’ın nükleer programı, yaşanan son çatışmalar ve saldırılar nedeniyle ciddi bir kırılma noktasına geldi. İran’ın uzmanlık alanları ve nükleer bilim insanlarının büyük bir kısmının hayatını kaybetmesi, ülkenin bu alandaki gelişmelerini olumsuz etkiledi. Saldırılardan önce İran, özellikle kimya ve mühendislik alanlarında önemli teknolojik atılımlar yapmıştı. Ancak saldırıların ardından yeni bilim insanlarının yetişmesi ve mevcut projelerin devam etmesi zaman alacak gibi görünüyor.

İran’ın uranyum madenciliği faaliyetleri, saldırılardan etkilenmemiş durumda. Ülkenin merkezinde yer alan iki aktif uranyum madeni bulunmakla birlikte, resmi veriler bu madenlerde çıkarılan uranyum miktarını detaylı şekilde açıklamıyor. İran, Narigan bölgesinde bulunan ve yaklaşık 50’den fazla nükleer silah üretme kapasitesine sahip olduğu ifade edilen uranyum rezervine sahip olduğunu belirtti. Bu madenler, saldırılardan korunmuş olup, İran’ın nükleer güç kapasitesini koruma adına kritik öneme sahip.
İsfahan bölgesinde bulunan ve bilinen tek uranyum zenginleştirme tesisi, son ABD saldırılarıyla ciddi şekilde hasar aldı. Bu tesis, uranyumun silah yapımında kullanılabilmesi için en kritik aşama olan zenginleştirme işlemi için temel kaynaktır. Saldırılar sonrası, İran’ın doğal uranyumu zenginleştirmek amacıyla kullanılan altyapısı büyük ölçüde devre dışı kaldı ve yeniden inşa edilmesi yıllar alabilir. İran, başka gizli ve yeraltı zenginleştirme tesisleri olduğunu iddia ederken, uluslararası gözlemciler ve istihbarat servisleri, ülke genelinde çeşitli gizli merkezlerin bulunduğuna inanıyor.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ve çeşitli Avrupa ülkeleri, İran’ın 400 kilogramdan fazla yüksek zenginleştirilmiş uranyumu stokladığını tahmin ediyor. Bu miktarın, yakın zamanda birkaç atom bombası yapımına yetecek seviyede olduğu düşünülüyor. Ayrıca, İran’ın uranyumu tekrar katı metal haline dönüştürebildiği bilinen tek tesisin de saldırılar sırasında hasar gördüğü bildirildi. Bu adım, nükleer silah üretiminde kritik bir aşamadır ve İran’ın bu alandaki gelişimi uluslararası toplum tarafından yakından takip ediliyor.
İsrail ve ABD, İran’ın zenginleştirilmiş uranyum ve santrifüj teknolojisini imha etmek amacıyla toplamda 18.000’den fazla santrifüjü ve bunların üretim tesislerini hedef aldı. İran ise, başka gizli ve gelişmiş merkezlerin varlığını iddia ederek bu saldırıları kabul etmedi. Uluslararası gözlemciler ise, İran’ın stoklarını ülke genelinde dağıttığına inanmakta ve bu sayede saldırıların etkisini azaltmaya çalıştığını düşünüyorlar.
Son olarak, İran’ın uranyumu tekrar katı hale dönüştürmek üzere kullandığı ve bilinen tek tesis olan İsfahan’daki metal üretim merkezi de saldırılar sırasında ciddi şekilde zarar gördü. Bu gelişmeler, İran’ın nükleer silah geliştirme kapasitesini sınırlama ve uluslararası denetimlere karşı koyma çabalarını güçleştiriyor. Uluslararası toplum, bu gelişmeleri yakından izlerken, İran’ın nükleer programını ve bölgedeki güç dengelerini yeniden şekillendirmeyi sürdürüyor.
Dışişleri Bakanlığı’ndan AİHM Kararına İlişkin Açıklama
1
Trump’tan NATO Zirvesi Sonrası Çarpıcı Açıklamalar
404 kez okundu
2
İsrail ve İran Arasındaki Çatışma ve Uluslararası Tepkiler
393 kez okundu
3
Kuzey Kore lideri Kim’in kız kardeşinden Güney Kore mesajı: ‘Uzlaşı kapısı kapalı’
301 kez okundu
4
Trump’tan Beyonce çağrısı: Yargılansın
251 kez okundu
5
ABD Başkanı Donald Trump’tan Filistin ve Orta Doğu Politikaları Üzerine Açıklamalar
243 kez okundu
Gazze’deki Çatışmalarda Sürpriz Ateşkes ve Son Durum
29 Ekim 2025 Türkiye ve Avrupa Futbol Maç Programı Detayları
Arkas Otomotiv’in Katılımıyla Düzenlenen Ödüllü Golf Turnuvası ve Etkinlik Detayları
Türkiye’nin Her Köşesinde Cumhuriyet Coşkusu ve Anlamlı Etkinlikler
Türkiye’deki Güncel Hava Durumu ve Uyarılar
Geleneksel Tespih Sanatını Geleceğe Taşıyan Usta Eller
Pendikspor ve Çorlu Spor 1947 Arasındaki Türkiye Kupası Maçı Detayları
Harry ve Meghan’ın ABD’de Yaşam ve Zorluklar Günlüğü
Corendon Airlines Park’ta Heyecan Doruğunda Türkiye Kupası Mücadelesi
Uzayda Buz Halinde Karmaşık Organik Moleküller İlk Kez Tespit Edildi