Van’da Gizemli Ölüm: Rojin Kabaiş Vakası ve Güncel Gelişmeler

Üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in 27 Eylül 2024 tarihinde Van’da kaybolmasının ardından olayla ilgili soruşturmalar hız kazanmış durumda. Yurttan çıktıktan sonra Van Gölü kıyısına gittiği tespit edilen genç kızın bedenine 19 gün sonra ulaşıldı. Adli Tıp raporu, Rojin’in ölüm nedeninin suda boğulmak olduğunu gösterirken, olayın ardındaki gerçekler henüz tam olarak gün yüzüne çıkmış değil. Bu durum, özellikle girişimlerde bulunanların ve ailesinin endişelerini artırırken, olayın ciddiyetini de koruyor.

Başlangıçta intihar ihtimali üzerinde durulsa da, soruşturma, olayda bir cinayet olabileceği yönünde çeşitli şüpheleri de beraberinde getiriyor. İlginç şekilde, Van Başsavcılığı ve ilgili adli kurumlar farklı detaylar ortaya çıkarmaya devam ediyor.

DNA Bulguları ve Cinsel İstismar İhtimali

Soruşturma kapsamında İstanbul Adli Tıp Kurumu Biyolojik İhtisas Dairesi’nin hazırladığı raporda, Rojin’in göğüs ve vajinal bölgede iki ayrı erkeğe ait DNA örnekleri bulunduğu ortaya çıktı. Bu detay, cinsel istismar ihtimalini güçlendirirken, Rojin’in ölümüne ilişkin yeni tartışmaları da beraberinde getiriyor. Van Barosu ve diğer kurumlar, önceki raporların eksik ve yanlış olduğunu iddia ederek suç duyurusunda bulundu. Ailesi ise, kızlarının ölümüyle ilgili olarak, olayın bir cinayet olduğunu ısrarla ifade ediyor. Çocuklarının ölümüne ilişkin gerçeklerin ortaya çıkması için tüm çaba harcanmaya devam ediliyor.

İzler ve Şifreler Üzerinden Soru İşaretleri

Hükümet yetkilileri ve savcılık, olayla ilgili yeni detaylara ulaşmak amacıyla Rojin’in not defterini inceledi. Ayrıca, ailesinin ve savcılığın erişebildiği bilgiler arasında, Rojin’in e-posta hesaplarındaki bazı şifreler ve iletişim detayları da bulunuyor. Bu şifreler kullanılarak, Rojin’in arkadaş olduğu ve zaman zaman mesajlaşmalar yaptığı bir kişiye ulaşılmıştır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde öğrenci olduğu belirlenen bu kişi, ifadesinde, Rojin ile arkadaş olduklarını ve “flört” seviyesinde iletişimleri olduğunu, ancak herhangi bir sevgi ilişkisi olmadığını belirtti. DNA testleri sonuçları henüz belli olurken, olayın aydınlatılması için çalışmalar devam ediyor.

Gizli Kalan Cep Telefonu ve Dijital İzler

Yapılan incelemeler, Rojin’in van göl kıyısında bulunan telefonunun önemli bir delil olduğunu ortaya koyuyor. Telefonun içeriği, onun Van’a geliş ve kaybolma sürecinde neler yaşadığını anlamak adına büyük önem taşıyor. Rojin’in, Diyarbakır’dan Van’a gelişindeki ve kaybolmadan önceki birkaç günkü iletişimleri, sesli mesajları ve olası video kaydı gibi detayların ortaya çıkarılması planlanıyor. Bu nedenle, telefonun şifresi kırılmak üzere ve son aşaması olan Portekiz’e gönderilerek çözümlenmeye çalışılıyor.

İncelemeler ve DNA Analizleri

Rojin’in otopsi sürecinde alınan 79 sürüntü örneği üzerinden detaylı analizler gerçekleştirildi. İlk raporlarda, bazı örneklerin erkek DNA’sı içerdiği tespit edildi. Ardından, İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun ihtisas biriminden gelen rapor, bu bulguları doğruladı ve sonuçları soruşturma dosyasına ekledi. Ancak, söz konusu DNA örneklerinin, Rojin’in bedenine nasıl geçtiği konusu henüz netlik kazanmadı. Soruşturma kapsamında, farklı kişilerden alınan 50’den fazla DNA örneği ile karşılaştırmalar yapıldı; fakat eşleşen hiç bir sonuç bulunamadı. 42 kişi ise ifadeleriyle sorgulandı.

STK’ların Soru İşaretleri ve Güvenlik Endişeleri

Van’daki birçok sivil toplum kuruluşu, olayın seyrine ilişkin endişelerini dile getirdi. Yapılan ortak açıklamalarda, otopsi sırasında yetkisiz kişilerin orada olup olmadığının sorgulanması, rektörün otopsi odasına girdiğini iddia eden iddialar ve DNA’nın kime ait olduğu gibi sorular gündeme getirildi. Ayrıca, üniversite yetkililerinin ve emniyetin olayla ilgili alınan önlemleri ve ihmalleri sorgulanıyor. Tüm bu gelişmeler ışığında, adaletin sağlanması ve gerçeklerin ortaya çıkması adına çalışmalar kararlılıkla sürdürülüyor.