41,7120$% 0,23
48,2733€% 0,43
5.358,44%0,39
9.080,00%-0,76
36.223,00%-0,59
10.724,18%-0,03
Türk savaş tarihinin en önemli sembollerinden biri olan kılıçlar, kullanım şekli ve yapısına göre zaman içinde evrilmiş ve farklı anlamlar kazanmıştır. Osmanlı döneminin sonlarına kadar askerlerin günlük ilişkilerinde ve savaşlarda vazgeçilmez bir unsur olan kılıçlar, zamanla teknolojik gelişmelerin de etkisiyle dekoratif ürünlere dönüştü. Bursa’da 50 yıldır geleneksel el sanatlarını sürdüren usta Turgut Aydemir, bu köklü geleneği yaşatmak için çaba göstermekten gurur duyuyor.
Son 15 yılını, seri üretim yerine, bireysel ve özgün tasarımlar yapmaya adayan Aydemir, özellikle tarihi dizi ve film projelerinin ihtiyaçlarına uygun, döneme uygun el yapımı kılıçlar tasarlamaktadır. Ham çeliği ateşte ısıtarak şekillendirip, titizlikle darbelerle şekil veren usta, kılıcın kınını ise yıllarca kurutulmuş ağaçlardan özenle hazırlamaktadır. Bu çalışmalar, ustanın tarihi ve el sanatlarına verdiği önemi yansıtması açısından büyük önem taşımaktadır.
Aydemir, kendisine özel siparişleri alırken, kişilerin fiziksel özelliklerine ve ilgilerine göre özgün çizimler yaparak çalışmalarını gerçekleştiriyor. Piyasada bulunabilen birçok kılıcın ise sadece görünüm amaçlı üretildiğine dikkat çeken ustamız, gerçek el işçiliği ve tarihi doğruluğun bu ürünlerde olmadığını belirtiyor. Kendi mesleğine ilk olarak bıçakçılıkla başlayan Aydemir, yaklaşık 50 yıldır bu alanda çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Kendi ifadesiyle, “İlkokulu bitirdikten sonra babamın yanında çalışmaya başladım. Kılıç yapımı ise yaklaşık 15 yıldır üzerinde yoğunlaştığım bir alan. Amacım, daha iyi ve farklı modeller ortaya koymak; özellikle de yapılmamış olanları hayata geçirmek.” diyerek anlatıyor.
Yaptığı kılıçların her biri, dönemiyle uyumlu ve tarihsel gerçeklere uygun şekilde tasarlanıyor. “İşimizin temelinde imitasyon değil, tarihsel doğruluk yer alır.” diyerek sözlerine devam eden usta, “Gerçek kılıç modelleri belli dönemlere ait ve o dönemi yansıtır. Çok sayıda farklı model olduğu düşüncesi yanıltıcıdır; aslında modeller dönemlere göre sınırlıdır.” ifadeleriyle, tarihsel model bilgisine vurgu yapıyor.
Demir zırhların kullanımına göre şekillenen kılıç modelinin, özellikle Osmanlı döneminde belirli tarzlara sahip olduğunu anlatan Aydemir, “Selçuklu ve Osmanlı ilk dönemlerinde kullanılan çeşitli kılıçlar vardır. Metal zırh devreye girdiğinde, ordular yalman tipi kılıçlara yöneldi. Bu model, Osmanlı ile özdeşleşmiş ve birçok savaşta kullanılmıştır.” şeklinde detaylar veriyor. Bu tarz, zırhın zayıf noktalarında daha rahat hareket edilmesine olanak sağlamıştır.
Her kılıcın çizim ve yapım aşamasını kendisinin yönettiğini anlatan Aydemir, “Tüm detaylar el emeğiyle hazırlanır ve teslim edilir. Ortalama iki kişi ile bir ayda bir kılıç ortaya çıkarıyoruz. Kınlar için kullandığımız ağaçları en az 10 yıl düzgün şekilde kuruttuktan sonra işliyoruz. Kın dikişlerinde ise geleneksel Türk tel teknikleri kullanıyoruz. Bir kişi kılıcı şekillendirirken, diğeri kınla ilgilenir ve bu süreç yaklaşık bir ay sürer.” diyerek, üretim sürecinin özenli ve detaylı olduğunu vurguluyor.
Seri üretim yapan fabrikasyon ürünlere karşı çıkan Aydemir, “Modern seri üretim yapanların çoğu, ürünü orijinal özelliklerinden uzaklaştırıp, imitations tarzında yapıyorlar. Ben ise onların eline kılıç demem. Çünkü gerçek kılıç, o döneme uygun olarak ve modeline sadık kalınarak yapılmalıdır. Dönemsel olarak doğru olmayan kılıçlara bizler gerçek anlamda kılıç diyemeyiz.” diyerek, geleneksel üretim ve tasarımın önemine değiniyor. Baba mesleğinden gelen birikim ve hassasiyetle, döneme uygun ve özüne sadık kılıçlar ortaya koymaya devam ediyorum.” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Ünlü İsimlere Yönelik Uyuşturucu Operasyonu Detayları ve Soruşturmaya İlişkin Bilgiler