41,7350$% 0,24
48,6004€% 0,45
5.414,26%-0,05
9.330,00%-0,05
37.206,00%-0,06
10.756,27%-0,53
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyaretinin ardından dönüş yolunda Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Likoğlu’nun sorularını yanıtladı ve bölgesel ile küresel gelişmelere ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına, Türk Devletleri Teşkilatı’nın sadece kültürel bir birliktelik olmaktan çıkarak, artık daha stratejik bir iş birliği platformu haline geldiğini vurgulayarak başladı.Erdoğan: “Türk Devletleri Teşkilatı, artık artık sadece ortak kültürlerimizin paylaşıldığı bir yapı değil; ülkelerimizin güvenliğini ve bölgesel istikrarı beraber sağlamayı hedefleyen güçlü bir stratejik dayanışma platformudur.'”
Dünyada yaşanan büyük gerilimlerin, pek çok ülkeyi olduğu gibi Türk devletleri açısından da ciddi tehditler oluşturduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Stratejik iş birlikleri ve karşılıklı dayanışma ile bu tehditlere karşı duruyoruz. Ayrıca, savunma ve güvenlik alanında adımların hızlandırılması gerektiğini belirtti. Birlikte hareket etmenin, her ülkedeki istikrar ve güvenliği pekiştirdiğini ifade eden Erdoğan, bu doğrultuda gerek mevcut mekanizmaların geliştirilmesi gerekse yeni adımlar atılmasının önemine vurgu yaptı.
Filistin konusunda ise, Türkiye’nin her zaman olduğu gibi, mazlumların ve özellikle Gazze bölgesinin hak ve hukukunu koruma ve savunma konusunda kararlı duruşunu sürdüreceğinin altını çizdi. Sayın Erdoğan, “Türkiye, Filistin’in menfaatlerini her zaman gözetir, onların güvenliği ve hakkı için çaba sarf eder”, diyerek, bölgedeki gelişmeleri yakından takip ettiğini ve Filistin ile diyalogu sürdürdüğünü belirtti.
Trump’la gerçekleştirilen telefon görüşmesine de değinen Erdoğan, “Gazze’de ateşkes ve kalıcı barışın sağlanması için ciddi adımlar attık” diyerek, Amerika tarafından da barışa dair iş birliğinin kuvvetli bir şekilde desteklendiğine işaret etti. Hamas’la yapılan temasların, barışa ulaşma yolunda önemli bir adım olduğunu ve katılımın pozitif ilerlemelere zemin hazırladığını kaydetti.
Gazze’ye insani yardımların engellenmeden ve kesintisiz ulaştırılması gerektiğine vurgu yapan Erdoğan, “İnsanlık adına yapılacak her türlü yardım, bölgenin yeniden inşası açısından şarttır”. Ayrıca, Gazze’de altyapının yeniden kurulması ve bölgenin en kısa sürede normale dönmesi için diplomatik girişimlerin sürdüğünü bildirdi. Güvenlik ve denetim konusu ise, detaylı olarak kurulacak mekanizmalarla çözülecek bir adım olarak değerlendiriliyor.
Gazze’nin nihayetinde, Filistin’in bir parçası olarak kalması gerektiğine vurgu yapan Erdoğan, “Filistin halkının kendi kendini yönetmesi en büyük hedefimizdir” dedi. Ayrıca, bölgesel müzakerelerin ve anlaşmaların, ise Şarm El-Şeyh’te gerçekleşen görüşmelerle güç kazanacağının da altını çizdi.
İşte bu sırada, Sumud Filosu’nun başarıyla ulaştığı ve ablukanın kırılmasına önemli katkıda bulunduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filodaki insana yardım taşıyan gemileri ve aktivistleri yakından gözlemledik”. Operasyonun ilk anlardan itibaren, insansız hava araçlarımız ve savaş gemilerimizle durumu yakinen takip ettiklerini, faaliyetlerin uluslararası hukuka uygun şekilde sürdüğünü vurguladı.
İsrail’in uluslararası hukuku ihlal ederek müdahalede bulunduğunu anlatan Erdoğan, vatandaşların tahliyesi için yoğun diplomatik ve hukuki girişimleri gerçekleştirdiklerini söyledi. Türk Hava Yolları’nın tahliye operasyonundaki üstün performansını, bölgede olağanüstü bir diplomasi ve insani yaklaşım sergilediklerini belirtti.
Gazze’de yaşanan insanlık dramını tarihte kara bir leke olarak gören Erdoğan, “Sadece iki yıl değil, toplamda yüz binlerce insan hayatını kaybetti. Uluslararası toplumun sessizliği, bu katliamları daha da ağırlaştırıyor”. İsrail’in saldırılarını ‘planlı soykırım’ olarak nitelendirerek, “Görmezden gelenler ve sessiz kalanlar, tarih önünde hesap vereceklerdir” diye sözlerini bitirdi.
Suriye’deki gelişmeleri de yakından izlediklerini dile getiren Erdoğan, “SDG ile ilgili elimizde net bilgiler var. Bu yapının, 10 Mart mutabakatına uygun davranması önemli ve gerekirse daha sert önlemler alınabilir” dedi. Ayrıca, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve istikrarı için gerekli tüm adımları atmaktan vazgeçmeyeceklerini vurguladı. Yeter ki, Suriye halkı ve yönetimi, barış ve güven ortamını sağlamaya yönelsin.
ABD ziyaretlerinin önemli bir boyutunu F-35 ve CAATSA konularının oluşturduğunu hatırlatan Erdoğan, “F-35 konusunda net adımlar atılması ve CAATSA yaptırımlarının kaldırılması için yoğun diplomasi yürütüyoruz”. Sayın Trump’la yapılan görüşmelerde, bu meselelerin çözümüne ilişkin güçlü sinyaller aldıklarını ve ilişkilerimizi yeni bir seviyeye taşıyacağımıza inandıklarını belirtti.
Enflasyon rakamları ve ekonomik göstergeler ışığında, ekonomi yönetiminin başarısı ve güçlü yapılar sayesinde, Türkiye’nin önündeki engellerin aşılacağını belirten Erdoğan, “Endişe etmeyin, Türkiye güçlü ekonomisiyle yoluna devam edecek” diyerek vatandaşlara güven verdi. Dünya ekonomi piyasalarında dalgalanmalar olsa da, Türkiye’nin temel dinamikleri ve güçlü altyapısı ile bu sorunların üstesinden gelmenin mümkün olduğunu vurguladı.
Son olarak, 7 Ekim’in önemine değinen Erdoğan, “Annelerimizin, özellikle de kendi annemin, benim ve milletimizin hayatındaki yeri büyük. Rabbim, annesiz yaşamı kimseye göstermesin” diyerek, yaşadıkları duyguları ve ailesine olan sevgi ve saygısını dile getirdi. Annelere olan bağlılığının, millet inancına ve kültürüne verdiği değerin bir yansıması olduğunu söyledi.
Erdoğan’ın Azerbaycan ve Ortadoğu Güncel Değerlendirmeleri