41,7149$% 0,23
48,6479€% 0,43
5.324,20%0,30
9.047,00%1,44
36.076,00%1,43
10.786,45%0,48
İsrailli güvenlik uzmanı Shay Gal, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde yayın yapan Simerini gazetesine verdiği röportajda bölgesel gelişmelere ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin bölgedeki güç ve nüfuzunu vurgulayan Gal, özellikle İsrail, Yunanistan ve GKRY arasında kurulması gereken stratejik işbirliğine dikkat çekti.
Gal, günümüzde sembolik düzeyde kalan ilişkilerin ötesine geçilmesi gerektiğini” ve GKRY ile İsrail arasında “varoluşsal bir dayanışma” temelinde ortak kader anlaşması yapılması çağrısında bulundu. Bu anlaşmanın, iki ülkenin ulusal güvenliğini uzun vadeli olarak güçlendirecek, kalıcı ve bağlayıcı bir mutabakat olması gerektiğini belirtti.
İsrail ile İran arasındaki 12 Gün Savaşı’ndan esinlenerek, Gal, İsrail’in sessizce GKRY ve Yunan havaalanlarına sivil güvenlik gözetiminde transferler gerçekleştirdiğini ve Güney Kıbrıs’ın bu süreçte Israel’e yönelik riskler almayı göze aldığını vurguladı. Ayrıca, ilişkilerin en yüksek seviyeye ulaştığını ve iki ülkenin karşılıklı destekle hareket ettiğini dile getirdi.
Gal’a göre, Yunanistan ve İsrail’in işbirliğine dayanan “Poseidon’un Öfkesi” isimli strateji, bölgedeki dengeyi Türkiye’nin askeri gücüne karşı şeffaflık ve karşılıklı güven ilkesine dayalı olarak kurmayı amaçlıyor.
Bununla birlikte, bölge uzmanları, bu tür güçlü açıklamaların gerilimi azaltmak yerine daha da artırabileceği uyarısında bulunuyorlar. Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’taki askeri varlığına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Gal, “Ankara yenilmez” ifadesini kullanarak, Türkiye’nin Bayraktar ve Akıncı SİHA’ları ile ATMACA füzelerinin bölge güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturduğuna işaret etti.
Gazete, Ankara’nın Doğu Akdeniz’de barış, enerji güvenliği ve bölgesel iş birliği odaklı bir politika izlediğini hatırlattı. Türk diplomatik yetkililere göre, Türkiye garantörlük hakkından ve “Mavi Vatan” vizyonundan vazgeçmiş değil ve bölgenin doğal dengesini koruma çabasına devam ediyor.
Gal’in övgüyle bahsettiği IMEC– (Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru) projesi, Hindistan’dan Avrupa’ya uzanacak yeni bir ticari rota olarak planlanıyor. Ancak uzmanlar, bu projenin Türkiye’yi devre dışı bırakmayı amaçlayan bir girişim olduğunu iddia ediyor. Türkiye’nin enerji ve lojistik altyapısı olmadan IMEC’in başarıyla hayata geçirilmesinin mümkün olmadığı konusunda hemfikirler.
Uzmanlar, Türkiye’nin rekabet yerine “kazan-kazan” temelinde ortaklıklar kurmayı hedeflediğini belirtirken, bazı İsrail kaynaklı analizlerin, bölgedeki istikrarı tehdit edebileceği konusunda uyarılar yapıyor. Her şeye rağmen, Ankara barış, enerji güvenliği ve diplomatik ilişkileri güçlendirme yönünde kararlı tutumunu sürdürüyor.
Alman Başbakanı Merz’in Eurovision Kararına Brunolu Yanıt