Gerçek Yaşam Sırları: 18 Ayda 10 Yıl Gençleşmenin Yolları

Son zamanlarda sağlık ve uzun ömür konuları, hem küresel çapta hem de ülkemizde büyük ilgi görüyor. Özellikle gençlik yıllarından alınan kök hücreleri tekrar vücuda enjekte etmeyi veya yüksek teknolojik cihazlar kullanarak sağlığı eski haline getirmeyi hedefleyen uygulamalar, zengin kesimin ilgi odağı olmuş durumda. Bununla birlikte, uzun ömür ve genç kalmak için pahalı teknolojilere ve büyük bütçelere ihtiyacınız olmadığını biliyor muydunuz? Günlük yaşamınızda yapacağınız birkaç küçük ama etkili değişiklikle, sağlığınızı güçlendirebilir ve biyolojik yaşınızı önemli ölçüde düşürebilirsiniz.

Avustralya’nın Sidney şehrinde yaşayan beslenme uzmanı Faye James, bu alanda fark yaratan isimlerden biri. Kendisi, ‘The Long Life Plan’, ‘The Perimenopause Plan’, ‘The 10:10 Diet’ ve ‘The Menopause Diet’ gibi kitapların yazarı olarak tanınıyor. Özellikle 40 yaş üzeri kadınlar için fonksiyonel beslenme ve kanıta dayalı yaşam tarzı stratejileri geliştirmesiyle biliniyor.

18 Ayda 10 Yıl Gençleşme Sırrı

Geçtiğimiz günlerde Daily Mail gazetesine yazdığı makalesinde, kendi deneyimlerinden yola çıkarak 18 ayda biyolojik yaşını 10 yıldan fazla azaltmayı başardığını açıkladı. Orta yaşlarına yaklaştığında, kendine şu soruyu sordum: «Basit ve tutarlı beslenme değişiklikleri gerçekten sağlığımı iyileştirip, biyolojik yaşımı geri çevirebilir mi?» dedi. Hiç enjeksiyon veya kriyoterapi gibi yöntemlere başvurmadığını ve bunun yerine yaşam tarzını temel alan doğal stratejileri tercih ettiğini belirtti.

Özellikle inflamasyon, insülin duyarlılığı, mitokondriyal sağlık ve bağırsak mikrobiyomu gibi biyolojik göstergelerde gözle görülür gelişmeler kaydetti. Bu dönüşümün sırrını anlatmak üzere, James 6 temel noktaya odaklandı ve bunları ayrıntılı şekilde paylaştı.

1. Kan Şekeri Dengesini Sağlayıp Metabolik Stabiliteyi Kurmak

Yaşlanmanın hızlandırıcı unsurlarından biri kan şekeri dalgalanmalarıdır. Günlük yaşamımızda farkında olmadan kan şekeri seviyemizi etkileyen pek çok faktör var. Modern beslenme alışkanlıklarımız; rafine karbonhidratlar, işlenmiş şekerler ve ultra işlenmiş gıdalar, inflamasyona ve hücre yaşlanmasına zemin hazırlıyor. Tekrarlayan yükselip düşen kan şekeri seviyeleri ise, oksidatif stres ve damar zararına yol açar. Bu durumu önlemek için, özellikle kahvaltılarda yüksek protein içeren yiyecekler tüketmek büyük önem taşıyor.

James, güne, protein tozu, yoğurt, chia tohumu, ıspanak ve çilekle hazırlanan smoothie ile başladığını belirtiyor. Amacının, her öğünde yaklaşık 30 gram protein almayı sağlamak olduğunu ifade ediyor. Bu sayede kaslar korunuyor, iştah kontrol altına alınıyor ve kan şekeri dengelemesi destekleniyor. Ayrıca, karbonhidratları protein ve yağ ile birlikte almak, glikoz emilimini yavaşlatıp uzun süre tok kalmayı sağlıyor. Tatlı patates üzerine tahin gezdirmek veya krakerleri humusla tüketmek gibi basit beslenme değişiklikleri ise, metabolik sağlığı geliştirmede önemli rol oynuyor.

2. Renkli ve Çeşitli Beslenerek Sağlığı Desteklemek

Daha uzun ömür için az yemenin değil, akıllıca ve çeşitli beslenmenin anahtar olduğunu belirtiyor James. Haftada 30 farklı bitkisel gıdayı beslenmesine eklemesini hedeflemiş ve bunu otlar, baharatlar, meyveler, sebzeler, baklagiller, kuruyemişler ve tohumlar aracılığıyla yapmış. Bu çeşitlilik, inflamasyon, bağışıklık ve beyin sağlığını desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda bağırsak mikrobiyomunu güçlendiriyor.

Her öğünün önemli bir şifalı bileşen ekleme fırsatı olduğunu savunan James, yemeklerine zerdeçal, fermente lahana turşusu, roka veya kıyılmış maydanoz ilave etmeye özen gösteriyor. Bu yaklaşım sayesinde, sindirimi düzenli hale gelmiş, cildi parlak, enerji dengesi sağlanmış ve inflamasyon işaretçileri azalmış durumda.

3. Mitokondriyal Sağlığa Odaklanmak

Hücrelerin enerji üretim merkezi olan mitokondriler, kötü beslenme, toksinler ve stresle oldukça hassas. James’e göre, yaşlanma aslında mitokondriyal bozulmanın sonucudur. Bu nedenle, beslenmesine magnezyum zengini badem, yeşil yapraklı sebzeler ve kabak çekirdeği gibi magnezyum kaynaklarını ekliyor. Ayrıca, koenzim Q10 içeren yağlı balıklar, sakatatlar, yaban mersini, sızma zeytinyağı ve yeşil çay gibi mitokondriyenin desteklendiği gıdalara yöneliyor.

Yeme sürelerini günlük 12 saatle sınırlayan James, son öğününü akşam 7’de, sabah kahvaltısını ise saat 7’de yaparak, otofaji ve vücut temizleme süreçlerini destekliyor. Bu uygulama, vücudun kendini yenilemesine yardımcı oluyor.

4. Kahve Tüketimini Basitleştirerek Zinde Kalmak

İşlenmiş ve stresli yaşam, yaşlanmayı hızlandırabilir. James, kahve tüketimini sade bir hale getirerek, sabah kahvaltısında kaliteli bir fincan kahve içip, gün ilerledikçe nane çayıyla devam etmeye başladı. Bu alışkanlık, stres seviyesini azaltırken uyku ve ruh hali üzerinde de olumlu etkiler bırakıyor. Ayrıca, magnezyum ve B vitamini açısından zengin besinleri tüketmekle birlikte, açık havada yürüyüş yapmayı da hayatına katmış.

5. Kuvvet Egzersizleriyle Güçlenmek

İskelet kaslarını korumanın, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmanın anahtarı olduğu biliniyor. James, haftada üç kez vücut ağırlığı veya direnç bantlarıyla yaptığı basit güç antrenmanlarını vücudunu güçlendirmek ve insülin direncini azaltmak için kullanıyor. Protein açısından zengin ve lösin bakımından zengin tofu, mercimek, tempeh gibi yiyeceklerle kaslarını destekliyor. Ona göre, güçlendirilmiş kaslar, sadece kilo vermek için değil, uzun yaşamak için de vazgeçilmez.

6. İşlenmiş Gıdalardan Vazgeçmek

James, en önemli değişikliğin, hazır ve paketlenmiş işlenmiş gıdalardan uzak durmak olduğunu söylüyor. Tüm yiyeceklerini evde hazırlayan James, ekşi mayalı ekmek, mayonez, salata sosları, et suyu ve bitkisel sütleri kendisi yapıyor. Bu sayede, içerikteki katkı maddelerini ve kimyasal bileşenleri kontrol altında tutuyor. İçeriği bilinmeyen şekerler, yapay tatlandırıcılar ve katkı maddeleri yerine, doğal ve gerçekten besleyici gıdalara yöneliyor. Bu, hem sindirim systémini düzenliyor hem de iltihaplanmayı azaltıyor.

Evde fermente edilen ekmek, kontrollü salata sosları ve yerel, taze malzemeler kullanmak, vücudun kendini tamir etmesine ve yaşlanma sürecinin yavaşlamasına yardımcı oluyor. James, bu sayede, hem bağırsak sağlığını güçlendirdiğini hem de iltihap seviyelerini düşürdüğünü belirtiyor.

HERKESİN ULAŞABİLECEĞİ YAŞLANMA KARŞITI YÖNTEMLER

James, yaşlanırken korkulacak bir şey olmadığını, ancak sürekli yorgun, halsiz ve şişkin hissetmenin sağlığı olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekiyor. Vücudunuza yeterince yakıt vermezseniz veya sağlığınıza önem vermezseniz, bu durum, yanlış yaşlanma yollarına yol açabilir. Kendinizi daha iyi hissetmek için küçük alışkanlıklarda yapacağınız değişikliklerin büyük farklar yaratabileceğini vurguluyor.

Sağlık sektörü genellikle uzun ömür sırrını pahalı yöntemlere ve teknolojilere bağlıyor. Ancak James’e göre, tutarlılık en büyük farkı sağlar. Asıl önemli olan, kahvaltıda ne yediğiniz, alışveriş listenize ne eklediğiniz ve gün sonunda tabağınıza koyduğunuz malzemeler. Biyolojik yaşınızı azaltmak, sizin mutfak dolabınızdaki temel gıdalarla başlar. Bu, sadece zenginlere değil, herkesin erişebileceği, sürdürülebilir ve doğal yollarla sağlıklı yaşamın anahtarıdır. Eğer, bu adımları göz ardı etmeden yaşam tarzınıza entegre ederseniz, uzun ve sağlıklı bir yaşam size de çok yakın olacaktır.