41,6199$% 0,23
48,9200€% 0,43
5.196,98%0,61
8.669,00%0,18
34.570,00%0,18
11.109,04%-0,99
Yıllardır bakırcılık mesleğini sürdüren Mustafa Kasapkara, küçük yaşta, yalnızca 7 yaşında, Kahramanmaraş’ta başladığı bu sanat dalında hem kendini geliştirdi hem de ailesine meslek edindi. Babasının yanında ustalık sahibi olan Kasapkara, ailesinin geleneğini yaşatmak adına oğullarını da bu alana teşvik etti. Oğulları, usta ellerinde yetişerek bakırın tüm inceliklerini öğrenmiş durumda. Kasapkara, “A’dan Z’ye bakır işinin her aşamasını yapabiliyorlar. Boynuz kulağı geçti diyebiliriz,” diyerek ailesinden aldığı mirası gururla ifade etti.
1994 yılında Antalya’ya gelen usta, şehri zarafet ve tarih açısından önemli buluyor. “Buradaki Sobacılar Çarşısı, Antalya’nın ilk sanayisi, burada yaşayanlar, o dönem çok canlı ve samimi bir ortam vardı. Ne yazık ki zamanla eski canlılığını yitirdi. Turizm odaklı el sanatlarına daha fazla değer verilseydi, bugün çok daha farklı bir seviyede olabilirdi,” diye konuştu.
Kasapkara, gençlerin geleneksel zanaatlere ilgisinin giderek azaldığını belirterek, “Çırak bulmak giderek zorlaşıyor. Günümüz gençleri, emek vermeden kısa yoldan para kazanmayı arzuluyor. Ama herkes bilir ki, kolaya kaçılan işler uzun vadede sürdürülebilir değildir. Kendim emekli olmama rağmen, sevdiğim mesleği hâlâ severek yapıyorum. Devletimizin bu konuda daha fazla destek olması lazım. Ben usta eğitici belgesi sahibiyim, fırsat verilse, bu güzel sanatı yeni nesillere aktarmak isterim,” ifadesini kullandı.
Bakırın doğal ve sağlıklı bir metal olduğunu vurgulayan Kasapkara, bakırın kimyasal içermediğine dikkat çekti. Kendi yaptığı bakır ürünlerin, sahan, cezve, bardak ve kase gibi mutfak gereçlerinin, hijyen ve sağlık açısından tercih edilmesi gereken ürünler olduğunu belirtti. “Bakırın içerisinde herhangi bir kimyasal bulunmaz, tadı ve yapısı açısından ise en sağlıklısıdır,” dedi.
Kasapkara, bakır ürünlerin ömrünü uzatmak için bazı önemli ipuçları verdi. “Bakır ürünler, bulaşık makinesinde yıkanmamalı, sert temizlik malzemeleri kullanılmamalı ve mutfakta ahşap kaşık tercih edilmelidir. Ayrıca, bakır ürünlerle yapılan yemekler yavaş pişmeli; çünkü bakır ısıyı oldukça iyi iletir. Bu şekilde kullanıldığında, kalay kaplaması yaklaşık 8-12 ay gibi bir süre dayanır. Yanlış kullanımlar ise kalayın 2 ayda bozulmasına neden olabilir,” diye ekledi.
Vatandaşların en çok eski bakır eşyalarını yenilemek amacıyla kendisine geldiklerini anlatan Kasapkara, “Aile üyelerinden kalan antika bakır ürünlerini getiriyorlar ve biz bunları kalaylayıp tekrar kullanıma hazır hale getiriyoruz. Geleneksel ürünlere olan talep büyük; kahve cezvesi, kına tepsisi, küçük kaseler gibi birçok farklı ürün rağbet görüyor. İnsanlar, gelenek ve kültürlerinin yaşamasını istiyor,” şeklinde sözlerine ekledi.
Ürün fiyatlarına da değinen Kasapkara, “Fiyatlar, işçilik ve desen sayısına göre değişiyor. Bir kahve cezvesi 150 ila 200 lira arasında, yumurta tavası ise 250-300 lira civarında satılıyor. İşlemelerin detayına göre fiyat artar,” ifadelerini kullandı.
Kasapkara, bakırın sağlık açısından öneminin gün geçtikçe daha iyi anlaşıldığını belirtti. “Bazı doktorlar, sağlığa faydası nedeniyle bakır ürünler kullanmayı tavsiye ediyor. Uzun yıllardır bahçemde ve mutfakta bakır kullanıyorum; herhangi bir problem yaşamadım. Doğru kullanıldığında oldukça faydalıdır,” dedi.
Bu mesleğin kültürel bir değer olduğunu ve yaşatılması gerektiğine dikkat çeken Kasapkara, “Bakır, atalarımızdan kalan eşsiz bir miras. Bu sanatın devam etmesi için gençlere ve devletimize büyük görev düşüyor. Oğullarıma devrettiğim bu mesleği, gelecek nesillere aktarmak istiyorum,” diyerek sözlerini tamamladı.
Erzurum’da Turna Göçü ve Doğa Gözlemleri Heyecan Verici Anlara Sahne Oldu