41,6018$% 0,23
48,7906€% 0,43
5.196,90%0,73
8.628,00%0,66
34.406,00%0,66
10.934,66%-0,70
Ocak ayında gerçekleştirilen yeni hükümet devriyle birlikte, iki ülke arasındaki uzun süredir devam eden soğuk ilişkilerde bir yumuşama umudu doğdu. Ancak, Rubio’nun Washington’da Havana’ya karşı kısa vadeli sert tavırlarını güçlendirmek adına çaba sarf ettiği görülüyor. Rodriguez, Rubio’nun özellikle Küba ve Venezuela karşıtı politikalarda öncü olduğunu ve onun hareketlerinin ABD çıkarlarına aykırı olduğunu savundu.
Rodriguez, yaptığı açıklamada Rubio’nun finansman kaynağı olan kişisel ve yozlaşmış bir gündemi olduğunu, kendisinin Küba hakkında neredeyse hiç bilgi sahibi olmadığını ve Küba’ya hiç seyahat etmediğini belirtti. Ayrıca, ABD dışişleri bakanının bu politikalara katılımını, tek amaçlarının çıkarları yerine kişisel hırslarına hizmet etmek olarak nitelendirdi. Bu görüşler, Associated Press’e (AP) ilettiği açıklamalarda yer aldı.
Trump Yönetimine Eleştiri ve Güçlendirilmiş Yaptırımlar
Rodriguez, özellikle Trump yönetiminin Venezuela’ya karşıaskeri hareketlerini ve savaş gemilerinin bölgeye gönderilmesini “saldırganlık” olarak nitelendiriyor. Bu adımların, bölgedeki öngörülemeyen ve yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini ifade ediyor. Washington’ın, Obama ve Biden dönemlerindeki hafifletilen yaptırımlarını yeniden uygulamaya koyması ve Küba’yı yeniden “terör destekçisi devletler” listesine eklemesi politikaları arasında yer alıyor.
Yine de, Rodriguez, göç ve terörle mücadele gibi konularda Amerika Birleşik Devletleri ile devam eden işbirliğine işaret ederek, “Her zaman olduğu gibi, şu anda da ABD ile ciddi ve sorumlu bir diyaloğa hazırız.” dedi. Bu açıklamalar, ABD donanmasının Karayipler bölgesindeki operasyonlarını sürdürüyor olmasını ve Trump yönetiminin uyuşturucu trafiğine karşı koymak için bölgedeki askeri varlığını arttırma kararını takip ediyor.
Yaptırım ve Güvenlik Adımlarıyla Küba’ya Baskı
Rubio, Temmuz ayında yaptığı açıklamada, Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz Canel ve diğer bazı yetkililere yaptırım uygulanacağını duyurdu. Bu kararla, ABD’nin insan hakları ve temel özgürlükleri savunmayı sürdüreceği ve söz konusu diktatör rejimini net biçimde reddettiği mesajı verilmiş oldu. Ayrıca, Trump’ın Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle mücadele etmek amacıyla ordunun daha etkin kullanılmasına yönelik talimatları da hayata geçirildi.
28 Ağustos’ta ise, bölgeye Venezuela açıklarına gönderilen denizaltı ve toplam yedi savaş gemisinden oluşan filonun bölgeye sevk edilmesi, ABD’nin bölgedeki kararlı duruşunun göstergesi olarak gösterildi.
Gazze’ye Yardım Gemi Filosu ve Filistin’de Sumud Direnişi