ABD’nin önde gelen gazetelerinden Washington Post, Türkiye’nin son dönemlerde Orta Doğu bölgesindeki diplomatik nüfuzunun güçlenmesine ilişkin detaylı bir analiz yayımladı. Haberde, Gazze’nin yeniden inşası ve güvenliği konusunda Türkiye’nin etkin rol almasının, İsrail tarafından dikkat çekici bir şekilde endişeyle karşılandığı ifade edildi.
Türkiye’nin Hamas ile kurduğu diplomatik temaslar ve bu bağlamda yürüttüğü sivil diyaloğun, bölgedeki ateşkesin sağlanmasında kritik öneme sahip olduğu kaydedildi. Washington Post’a göre, Ankara’nın Hamas ile geliştirdiği siyasi iletişim kanalları, Gazze’de barışın tesisi için atılan adımlar sırasında belirleyici olmayı başardı. Haberde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın diplomatik mücadelelerinin, Hamas üzerindeki etkiyi artırdığı vurgulandı.
ABD ve Erdoğan İlişkilerinde Yeni Dönem
Haberde ABD Başkanı Trump’ın Türkiye’ye ilişkin yaptığı övgü dolu açıklamalara ve Erdoğan’ın bölgedeki diplomatik hamlelerine de dikkat çekildi. Trump’ın, Erdoğan’ın Hamas üzerindeki etkisini “yapıcı biçimde kullandığını” belirtmesi, Washington yönetiminin Ankara ile ilişkilerini yeni bir düzeye taşımaya yönelik niyetini gösteriyor. Gazete, Türkiye’nin bu süreçte hem Washington ile ilişkilerini güçlendirdiğine hem de bölgesel etkisini artırmaya devam ettiğine vurgu yaptı.
İsrail’in Endişeleri ve Güvenlik Kaygıları
Washington Post, İsrail’in Türkiye’nin Gazze üzerindeki artan nüfuzundan dolayı kaygılı olduğunu belirtiyor. İsrailli yetkililer, bölgedeki güç dengeleri değişirken, Türkiye’nin Gazze’nin yeniden yapımı ve güvenliğine aktif katılımının endişe yaratmaya devam ettiğini ifade ediyor. Üst düzey istihbaratçı Michael Milshtein’ın, “Türklerin Gazze’ye girmesi fikri, İsraillilerde büyük rahatsızlık yaratıyor” sözleri, bölgedeki hassas duruma işaret ediyor. Ayrıca, Milshtein, “Biz resmi olarak düşman değiliz, ancak dostumuz da değiliz” diyerek bölgesel karmaşaya dikkat çekiyor.
Erdoğan’ın Sözleri ve Bölgesel Diplomasi
Washington Post, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem insani yardım sevkiyatları hem de bölgesel istikrar çabalarında aktif rol üstlenmek istediğine dikkat çekiyor. Erdoğan’ın yaptığı, “Türkiye, sadece elini değil tüm gövdesini taşın altına koymaya hazır” açıklaması, bölgedeki diplomatik etkinliğin göstergesi olarak analiz edildi. Ankara’nın bu hamlelerle hem ABD ile ilişkilerini güçlendirmeyi hem de küresel diplomaside daha etkili olmayı amaçladığı yorumlandı.
İsrail Endişeleri ve Bölgesel Güç Dengeleri
İsrail’in, Türkiye’nin Gazze’de askeri varlık gösterebileceği ya da bölgedeki yeniden yapılanma süreçlerine liderlik edebileceği olasılığı konusunda ciddi kaygılar taşıdığı bildiriliyor. Eski İsrail büyükelçisi Michael Oren, “Eğer İran ve Hizbullah sonrası Türkler ve Katar önderliğinde Müslüman bir güç bölgeye nüfuz ederse, bu bizim için son derece tehlikeli olur” diyerek endişelerini dile getiriyor. Ayrıca, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bölgedeki güçlerin kabul edilebilir sınırlarını belirleme konusunda kararlı olduklarını ve ABD ile aynı görüşte olduklarını belirtiyor. Buna karşılık, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Ankara’nın yapıcı katkılarını takdir etti ve bu sürece destek verdiğini açıkladı.