Gündüz, ülkede sadece sportif açıdan değil, ekonomik boyutuyla da ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurgulayarak önemli değerlendirmelerde bulundu. Günümüzde dünya genelinde futbol endüstrisinin toplam büyüklüğü yaklaşık 700 milyar dolar seviyesinde. Türkiye’de ise Süper Lig ve alt ligleriyle birlikte yıllık toplam parasal hacmin 3-4 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor. Bu ölçekte büyük finansal hareketliliğin olduğu ortamda, bahis sektörü en yüksek kar marjını barındıran alanlardan biri konumunda. Yasal bahis gelirleri vergilendirilirken, kayıt dışı sistemler bu ekonomiyi gölgeye kaydırmakta ve devletin vergi gelirlerini azaltmaktadır.
Türkiye’de kayıt dışı bahis pazarının yıllık büyüklüğünün 50 milyar TL’yi aştığı öngörülüyor. Bu büyük miktarda para, bankacılık sistemi dışında el değiştiriyor, gayri resmi ekonomiye akarak vergi ödenmesini engelliyor ve finansal denetimin dışına çıkıyor. Aslında bu, ülkedeki ‘paralel ekonomi’ unsurlarından biri haline dönüşmüş durumda. Futbol camiası içerisinde yaygınlaştığında, yalnızca maç sonuçlarını değil, aynı zamanda kulüplerin bütçelerini, oyuncu prim sistemlerini ve hatta transfer politikalarını dahi etkileyebiliyor.
‘Bahis skandalları finansal güveni sarsar’
Yatırımcı güveni, yalnızca bankacılık sektöründe değil, sporda da büyük önem taşımaktadır. Bir ligde manipüle iddiaları yaygınlaştığında, sponsorluk ve reklam gelirleri azalır, uluslararası yatırımcılar temkinli yaklaşır. UEFA veya FIFA düzenleyici denetimlerin artmasıyla beraber, ülke futbolunun itibarı olumsuz etkilenir. Bu durum, hem kulüplerin mali akışını sekteye uğratır hem de Türkiye futbolunun global marka değerini düşürür. Bu tür olayların temelinde genellikle ekonomik sıkışmışlık yer alır. Mali açıdan zayıf kulüpler, maaşların geç ödenmesi veya bütçe krizleriyle manipülasyona açık hale gelir. Bu boşlukları kötü niyetli bahis örgütleri kullanmayı tercih eder. Dolayısıyla, finansal disiplin ve etik kurallar olmadan sürdürülebilir bir spor sistemi kurulması mümkün değildir.
‘Çözüm: Finansal şeffaflık ve merkezileşmiş denetim’
Yasadışı bahisle mücadele, yalnızca polis veya yasal önlemlerle sınırlı kalmamalıdır. Temel olarak, paranın akışını ve kaynağını izlemek gerekir. Kulüplerin gelir-gider tabloları, futbolcuların prim ödemeleri ve menajer ücretleri dijital ortamda takip edilebilir hale getirilmeli. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile MASAK’ın bu alanı, finansal suçlar perspektifinden denetlemesi büyük önem taşımaktadır. Bu sorun, sadece ‘şike’ gibi sportif düzeni ilgilendiren olgular değil, aslında ciddi bir finansal suç meselesidir. Eğer bu alan yeterince disiplinli ve düzenli bir şekilde kontrol altına alınmazsa, spor ve ekonomi bütünlüğü ciddi şekilde tehlikeye girer, ülkedeki güven ortamı zedelenir.