Kızamık Vakalarında Artış ve Aşılamanın Önemi: Güncel Durumlar ve Bilinmesi Gerekenler
Genel

Kızamık Vakalarında Artış ve Aşılamanın Önemi: Güncel Durumlar ve Bilinmesi Gerekenler

Kızamık vakalarında artış; güncel durumlar, aşılamanın önemi ve bilinmesi gerekenler hakkında detaylı bilgiler. Sağlığınızı korumak için önemli ipuçları burada.

Son dönemdeABD’nin birkaç eyaletinde, Kanada’da ve İsrail’de kızamık vakalarında kayda değer artışlar yaşanıyor. Kanada’da sadece 2024 yılından itibaren 5.100’den fazla vaka rapor edildi ve İsrail’de salgın nedeniyle ölümler devam ediyor. Özellikle Covid-19 pandemisinin ardından azalan aşılama oranları, çocuklarda ciddi sonuçlar doğurabilen kızamık hastalığının dünya genelinde yeniden yükselişe geçmesine neden oluyor. Bu durumu, enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul ile konuştuk.

Pandemi sonrası süreçte, çocukluk aşılarının küresel olarak düşüşte olduğunu ve bunun en belirgin örneğinin kızamık olduğunu vurguladı. Dünya Sağlık Örgütü verileri, aşı öncesinde yılda yaklaşık 2,5 milyon çocuğun kızamık nedeniyle hayatını kaybettiğini gösteriyor; şimdiyse bu rakam yaklaşık 100 bine indi. Ancak 2019’dan sonra vakalarda ve ölümlerde artış yaşanması, aşılama oranlarının tek başına yeterli olmadığını gösteriyor. Pandemi sonrası dönemde dünya genelinde aşı oranları %85’ler seviyesindeyken, yaklaşık %80’e geriledi ve 2023 itibarıyla yaklaşık 136 bin kişinin kızamık nedeniyle hayatını kaybettiği bildirildi. Kızamık, yüksek bulaşıcılığı ve ciddi komplikasyonlara yol açabilen oldukça tehlikeli bir hastalıktır. Ölümcül sonuçlar arasında körlük, zatürre ve ensefalit görülebilir.

Türkiye’de de kızamık vakaları görülmeye devam ediyor. Aşı programı 1970’lerde başlatılan ülkemizde, pandemi öncesinde aşılama oranları %97 civarına ulaşmıştı. Ancak son yıllarda küçük de olsa yeni vaka artışları yaşanmaktadır. 2023 verilerine göre, toplam vaka sayısı 5 bin 88’e yükselmiş durumda ve bireylerde genellikle ya aşısız ya da eksik aşılı olma durumu öne çıkmaktadır. Ayrıca, kontrolsüz göç ve göç kaynaklı riskler, vakaların artışını tetikleyen faktörler arasında görülüyor.

İlk kızamık geçirildiğinde, aşılamanın gerekliliği duruma göre değişebilir. 9 aylıkken geçirilen kızamık sonrası, 12. ayda ve ilkokul birinci sınıfta aşı yapılması önerilirken, 9 aydan sonra geçirilen enfeksiyondan sonra ek aşı gerekmez çünkü kişinin bağışıklığı genellikle kalıcı olur.

Aşı Sonrası Koruma ve Kızamık Riskleri

Ulusal aşılama programı kapsamında 12. ayda ilk doz ve 4-6 yaşta ikinci doz olmak üzere iki doz kızamık aşısı uygulanmaktadır. Bir doz aşı, yaklaşık %95 koruyuculuk sağlarken, ikinci dozda bu oran %97-99’a ulaşır. Yani, %1 ile %3 oranında aşı sonrasına rağmen kızamık geçirme riski vardır. Fakat, aşılanan kişilerde hastalık genellikle hafif seyreder ve komplikasyonlar daha az görünür. Ayrıca, erişkinlerde antikor seviyesinin düşmesi nedeniyle nadiren kızamık olguları görülebilir; bu durumda hatırlatma dozları önerilmektedir.

Kızamık hastalığı, enfekte çocuklarda ateş, burun akıntısı, döküntü ve gözlerde kızarıklık gibi belirtilerle kendini gösterir. Kızamığa özgü ağız içi koplik lezyonları ve yayılan kırmızı döküntüler, hastalığın karakteristik bulgularıdır. En ciddi vakalarda zatürre ve ensefalit gibi komplikasyonlar gelişebilir. Aşı olmadan geçirilen enfeksiyonlar, ciddi komplikasyonlar ve ölüm riskini artırır.

Asi Sonrasi Koruma ve Kizamik Riskleri

Kızamık ve Aşıların Koruma Süresi

İki doz aşı uygulandıktan sonra bağışıklık %99’a kadar ulaşır. Tek doz aşı, yaklaşık %95 koruma sağlar ve ikinci doz sonrası bu oran artar. Aşı sonrası genellikle hafif seyreden enfeksiyonlar görülebilir; fakat hastalık ciddi komplikasyonlar ve ölümle sonuçlanmaz. Özellikle risk gruplarında, sağlık çalışanlarına ve genç yetişkinlere hatırlatma dozları önerilmektedir.

Kızamık, aşısız çocuklarda tipik olarak 10-14 gün arasında ortaya çıkan belirtilerle kendini gösterir. Ateş, burun akıntısı, öksürük ve döküntüler başlangıçta görülür. Kızamığa özgü ağız içi koplik lezyonları vücutta kırmızı döküntülerle beraber klinik tablonun önemli belirtilerindendir. Hareketlilik ve solunum komplikasyonları, özellikle komplikasyon gelişmiş olgularda görülebilir. Aşıyla korunmayan çocuklarda ciddi komplikasyonlar ve ölüm riski hâlâ yüksektir.

Kızamığın Uzun Vadeli Riskleri ve Önlenmesi

Hastalık sonrası ortaya çıkan Subakut Sklerozan Panensefalit (SSPE), kızamık geçmişi olan çocuklarda nadiren görülen ve ilerleyici bir beyin iltihabıdır. İlk belirtiler arasında davranış değişiklikleri ve öğrenme güçlükleri yer alır. İlerleyen dönemlerde kas seğirmeleri, nöbetler ve kasılmalar başlar. En sonunda, aşırı ilerlemiş vakalarda koma ve ölüm gerçekleşir. Bu hastalığın kesin tedavisi bulunmamaktadır ve %100 ölüm oranıyla sonuçlanır. Aşı uygulaması ise, hem kızamığın önlenmesini sağlar hem de SSPE gelişme riskini önemli ölçüde azaltır.

İyi korunan toplumlarda, kızamık ve buna bağlı komplikasyonların görülme oranı çok düşüktür. Erken yaşta geçirilen kızamık sonrası, genellikle yaklaşık 6-8 yıl geçtikten sonra, 5-15 yaş arasında bu ciddi komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle, aşılama ile yüksek bağışıklık seviyesi sağlanması ve hijyen önlemlerinin alınması, toplum sağlığını koruma konusunda temel stratejilerdir.

Son olarak, uzmanlar, kızamık salgınlarının önlenmesi ve kontrolü için aşılama programlarının güçlendirilmesi ve göçmenlerin sağlık taramalarına tabi tutulmasının önemli olduğunu bir kez daha belirtiyor. Aşılamanın, sadece hastalığı önlemekle kalmayıp, ölümle sonuçlanabilecek komplikasyonların da önüne geçtiğine dikkat çekiyorlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir