İstanbul’da Sonbaharın En Güzel Renkleri ve Doğa Kaçamağı Rehberi

İstanbul’un büyüleyici güzellikleri, özellikle sonbahar aylarında kendini gösteriyor. Ağaçlar önce sararır, sonra turuncu ve kırmızı tonlara bürünerek sokakları ve parkları adeta bir sanat eserine dönüştürür. Yeşil kalan alanlar ise bu renk cümbüşü içerisinde dinginlik sağlarken, şehir yaşamının yoğunluğundan uzaklaşmak isteyenlere huzur verir.

Şehrin içinde doğayla iç içe olmayı sevenler için yürüyüş yapmak ve doğanın renklerini görmek büyük bir keyif haline gelir. Özellikle baharın canlandırdığı ağaçların ve bitkilerin ardından, sonbaharın sıcak ve yoğun renkleri görsel açıdan adeta bir şölen sunar. Bu güzel mevsimde, doğayla iç içe olmak isteyenler için en güzel adreslerden biri olan Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’ni ziyaret ettim.

Anadolu Yakası’nda yer alan bu mekân, şehir hayatının karmaşasından uzaklaşıp, doğayla bütünleşmek için ideal bir noktadır. Ailecek sık sık ziyaret ettiğimiz bu bahçede, 2,5 yaşındaki kızım göletlerdeki ördekleri, kaplumbağaları ve Japon balıklarını izlemekten büyük haz alıyor. Doğayla iç içe geçirilen zamanlar aile bağlarını güçlendirirken, miniklerin ilgisini çeken pek çok canlı ve doğal detay barındırır.

HATIRA PARKI OLARAK YAPILIP ZAMANLA BOTANİK BAHÇESİNE DÖNÜŞTÜ

Başlangıçta 1995 yılında, Eşi Nezahat Gökyiğit adına, Ali Nihat Gökyiğit tarafından hatıra parkı olarak planlanan ve kurulan bu alan, zamanla amacını değiştirerek halka açılmıştır. O dönemdeki yol inşaatları nedeniyle ciddi şekilde zarar gören arazi, 46 hektarlık alanda yapılan peyzaj çalışmalarıyla yeniden düzenlendi. Yaklaşık 50 bin ağaç ve çalı, özenle dikildi ve doğal ortam oluşturuldu.

2002 yılında, halkın ziyaretine açılan bu alan, artık bir botanik bahçesi olarak biliniyor. Resmi adı ise “Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi” olarak değişti ve bu isimle çeşitli eğitim ve bilimsel çalışmaların merkezi haline geldi. Günümüzde, sadece bir doğa kaçamağı değil; aynı zamanda araştırma ve öğrenme ortamı olarak da önemli bir yere sahip.

Bu harika bahçe, özellikle Atatürk ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri arasında kurulan yolların kavşak noktasında, birbirine bağlı sekiz ada üzerine kuruludur. Her ada farklı bir tema ile şekillenirken, ziyaretçiler kolayca yönlendirmeleri takip ederek keşiflerini sürdürebilirler. Adlar arasında Merkez Adası, Ertuğrul Adası, Mesire Adası, İstanbul Adası, Arboretum Adası, Meşe Adası, Anadolu Adası ve Trakya Adası bulunur.

Merkez Ada’nın büyüsü ve özel atmosferi ön plana çıkar. Bu noktada, küçük gölet ve çevresinde yer alan yürüyüş yolları, hem çocuklar hem de doğa tutkunu ziyaretçiler için sakinlik ve dinginlik sunar.

Boş zamanlarınızda, sakura ağaçlarının baharda açtığı çiçekleri izlemek veya sonbaharda renk cümbüşüyle bezenmiş yapraklardan yürüyüş yapmak, buradaki deneyimin en güzel parçalarındandır. Ayrıca, bahçede piknik yapabileceğiniz alanlar, küçük köprüler ve patikalar sayesinde kendinizi adeta masalsı bir ortamda bulursunuz. Her görsel ve doğal detay, yeni keşiflere açıktır ve her ziyaretinizde size farklı güzellikler sunar.

Bahçe, hafta içi pazartesi günleri hariç, yıl boyunca açık olup, resmi tatiller de dâhildir. Ziyaretçiler için giriş ücretsizdir ve geniş otopark imkanları mevcuttur. Restoran veya kafe hizmetleri bulunmadığından, yanınıza yiyecek ve içecek almak iyi olur; Ayrıca, burada fidan veya tohum satışı yapılmamaktadır.