Mayıs ayında gerçekleştirilen DEM Parti heyetinin İmralı ziyareti, Öcalan’ın komisyonla yüz yüze görüşme talebini gündeme getirmesiyle önemli bir dönemeç yaşadı. Öcalan, medyaya sızdırılan 28 sayfalık ikinci İmralı notlarında, çözüm yolunda atılan adımların detaylarına değinerek, “Gerekçelerim uzun. Komisyon gelirse anlatacağım” ifadesiyle, yeni açıklamalara açık olduğunu gösterdi.
Öcalan’ın bu görüşleri ve medyaya yansıyan notların ardından DEM Parti ve diğer gruplar, Milli Dayanışma ve Kardeşlik Komisyonu önderliğinde, Öcalan’la doğrudan görüşme yapılması gerektiği yönünde açıklamalarını yoğunlaştırdı. Ancak, bu çalışmalar bazı kesimler tarafından tartışmalara neden oldu.
Yanlış Algılar ve Sürecin Gelişimi
Özellikle geçen yıl Ahlat’ta temelleri atılan Terörsüz Türkiye girişiminin hedeflerine yaklaşılırken, DEM Parti’nin ‘Öcalan’la görüşme yapılmalı’ talebinin, Ankara kulislerinde “Süreci sabote etme ve çıkma potansiyeli olan hamleler” olduğu düşüncesiyle eleştirildiği belirtiliyor. Bazı çevreler, “Komisyon üyelerinden oluşan bir delegasyon ile İmralı’ya gidilsin” önerisini gündeme getirirken, bunun “Meclis’in Öcalan’ın ayağına gitmesi” veya “Öcalan’ın, komisyonu çağırdığı” izlenimini yaratabileceği endişesine kapıldı.
Bu bağlamda, “DEM Parti’nin bu izlenimi pekiştirmesine izin verilmemeli” uyarısı yapıldı çünkü “Öcalan’la doğrudan görüşme bu sürecin yanlış algılanmasına yol açar”. Meclis içinden çeşitli kaynaklar, sürecin odağını kaydırma riskine dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:
- “Komisyon, İmralı’yı ziyaret ederse, süreç odağından sapar. Bu, Terörsüz Türkiye hedeflerine ulaşmak için atılan yasal ve idari adımların önünü keser.”
- “Öcalan ile doğrudan iletişim daha sağlıklı olur, ancak farklı detaylar dile getirilirse, heyetin İmralı’ya gitmesi sürecin önünü açabilir.”
İmralı’daki gelişmelere ilişkin, “Gerekçelerim uzun. Komisyon gelirse anlatacağım” açıklaması, hem süreç açısından hem de hedeflenen barış ve istikrar açısından ciddi endişeler uyandırıyor.
Sonuç ve Öneriler
Uzmanlar ve siyasetçiler, “Sürecin odağını kaybetmemesi için” şu hususlara dikkat çekiyor: “Komisyonun, doğrudan İmralı’yı ziyaret etmesi yerine, Öcalan’la özel bir görüşme gerçekleştirilmeli ve bu görüşme, Meclis komisyonu vesayeti dışında tutulmalıdır”. Böylece, “Öcalan ile iletişim, sürecin doğru ve sağlıklı yönetimini sağlar ve yanlış anlaşılma riskini azaltır”. Bu öneri, sürecin güvenli ve istikrarlı bir şekilde ilerlemesi adına önemli bir temel teşkil ediyor.