Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi grup mücadelesinde Hollanda ekibi Ajax ile karşı karşıya geldi. Maçın ilk yarısında her iki taraf da gol sesi çıkarmadı; sarı-kırmızılılar, özellikle kenar ortaları ve duran toplarla rakip kaleyi zorlarken, Ajax ise tecrübesiyle önemli kurtarışlar yapan kalecisi Remko Pasveer ile savunmasını güçlendirdi. İlk 45 dakika boyunca, oyun tempolu ve dengeli geçti. Sokullanma ve kontra atak fırsatlarında da üstünlük kurmaya çalışan Ajax, ilk yarı sonunda sahadan 0-0 beraberlikle ayrıldı.
İkinci yarıda ise oyunun seyri değişti. Galatasaray, Nijeryalı golcüsü Victor Osimhen’in kafa vuruşuyla 60. dakikada öne geçti. Bu gol, takımın moral ve motivasyonunu artırdı. Takımın kaya gibi etkili performansı, Osimhen’in penaltılardan gelen iki golüyle taçlandı ve maç, 3-0 sona erdi. Bu galibiyetle birlikte sarı-kırmızılılar, turnuvada toplam 9 puana ulaştı. Aynı zamanda Ajax ise henüz puan kazanma şansı bulamadı ve ilk dört maçta sıfır çekti.
Ajax tarafında ise yaşanan teknik ve kadro değişiklikleri, geçen sezonki başarıların ardından bir düşüşü işaret ediyor. Erik ten Hag ile başlayan ve Farioli’nin ara dönem performansıyla devam eden süreçte, Amsterdam ekibinin yenilmezlikleri sona erdi. Takımın yeni teknik adam Heitinga döneminde henüz beklenen çıkış yakalanmadı. Kadroda yaşanan değişiklikler ve sakatlıklar, performansı olumsuz etkiliyor. Bu sezon hem Şampiyonlar Ligi’nde hem de Eredivisie’de alınan sonuçlar, Ajax’ın durumunun pek iç açıcı olmadığını gösteriyor. Ancak, Amsterdam atmosferinin büyülü ve zor deplasmanlardan biri olduğunu da belirtmek önemli; bu zorluklara rağmen Galatasaray, başarılı bir akşam geçirdi.
Okan Buruk’un Seçimleri ve Takımın Başarısı
Galatasaray teknik direktörü Okan Buruk’un dünkü üstün galibiyetindeki büyük payı göz ardı edilemez. Takımın formda santrforu Victor Osimhen, maç boyunca öne çıkan isimler arasında yer aldı. Ayrıca, Barış’ın kazandırdığı iki penaltı ve savunmadaki sağlam duruşu da takdire şayandı. Torreira’nın büyük maçlarda gösterdiği performans ve Abdülkerim ile Davinson’un defansif katkısı, galibiyette önemli rol oynadı. Bu performans, Buruk’un 270 dakikalık stratejik tercihlerinin ve oyuncu seçiminin ne denli doğru olduğunu gösteriyor.
Futbolun Ana Sırrı: Topa Mülkiyet ve Takım Ruhu
Galatasaraylılar için önemli olan, özgüven ve oyun disiplinini ortaya koymak. Yönetimin yaptığı büyük yatırımlar ve oyuncu tercihleri, takımın oyun ortamını güçlendirdi. Saha içindeki üstünlük, %68’e ulaşan topa sahip olma oranıyla kendini gösterdi. Bu yoğun hakimiyet, rakibi hataya zorlayan, oyunu yönlendiren ve kısa süreli baskı kuran bir oyun anlayışını beraberinde getirdi. Topun mülkiyetinde üstünlük sağlayan takım, maçı kontrol altında tutup, oyundan zevk alma ve saldırganlık duygusunu yukarıda tutmayı başardı. Ayrıca, oyunun ilk 8 dakikasında kalecimizin gösterdiği liderlik, takımın ilk yarıdaki oyun disiplinine önemli katkı sağladı.
Oyuncuların akıllı ve planlı hareketleri, oyunun kazanılmasında anahtar oldu. Maçın ikinci yarısında Sane ve Osimhen’in uyumlu atağı, ardından gelen penaltı ve hat-trick ile maçın kontrolü tamamen Galatasaray’a geçti. Bu başarının mimarı olan Okan Buruk ve ekibi, takımdaki stratejik kararlılıklarıyla dikkat çekiyor. Oyun disiplinine verdiği önem ve oyuncu seçimleri, takımın UEFA’daki ilk önemli yolculuğunda büyük başarılar elde etmesine zemin hazırladı.
Hem sahada hem de psikolojik anlamda büyük anlam taşıyan bu galibiyet, 6 Kasım’da yaşanan kötü hatıraları geride bırakıp yeni bir sayfa açmayı sağladı. Bu zafer, özellikle ilk 24’e kalmak ve daha ileri hedeflere ulaşmak için moral verici bir dönüm noktası oldu. Sonuç olarak, bu karşılaşma, Galatasaray’ın Avrupa arenasında ne kadar büyük bir mücadele verdiğinin ve takım ruhunun ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Bu başarı, hem teknik ekibin hem de oyuncuların uyumunu ve kararlılığını yansıtıyor.
