Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Filistin Esir İşleri Kurumu Başkanı Raid Ebu Humus, İsrail’in cezaevlerindeki Filistinli tutuklulara uyguladığı baskıların artmakta olduğunu belirtmekte. Ebu Humus, yaptığı açıklamada, “İsrail, tutuklulara her gün sistematik biçimde işkence, aç bırakma, tecrit ve aşağılamayı sürdürüyor.” diyerek durumu özetledi.
Cezaevlerindeki insani olmayan uygulamaların, Gazze’de devam eden savaşın “sessiz ve yavaş biçimdeki” devamı olduğunu vurgulayarak, “İsrail, cezaevlerinde sessiz bir soykırım uyguluyor.” ifadesini kullandı. Bu uygulamalar, hak ve özgürlüklerin ciddi anlamda ihlal edildiğine işaret ederken, tutukluların yaşam koşulları büyük bir sorun teşkil ediyor.
Sistematik Baskı ve İnsan Hakları İhlalleri
Ebu Humus, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in “Filistinli mahkumların temel insani haklarından mahrum bırakılmasına yönelik planlı politikalar yürüttüğünü” dile getirdi. Ben-Gvir’in, filistinli tutuklulara karşı sık sık “en temel hakların bile tanınmadığını” belirttiğine dikkat çeken Ebu Humus, Gazze’deki savaşın kısmi olarak durduğunu, ancak İsrail’in bu çatışmayı cezaevlerinin içine taşıdığını ifade etti.
Ayrıca, halen 115 mahkumun ömür boyu hapis cezası çektiğini ve 35’inin de benzer cezalarla karşı karşıya olduğunu belirtti. Gazze’den getirilen tutukluların “gizli tutukevlerde” tutulduğuna da değinildi. 10 Ekim’de imzalanan ateşkes ve esir takası anlaşmasının, ABD Başkanı Donald Trump’un planına dayandığını aktarırken, bu anlaşma kapsamında Hamas’ın 20 canlı İsrailli esiri serbest bırakırken, 19’unun cenazesini teslim ettiğini açıkladı. İki taraf arasında yapılan mübadele sonucu İsrail ise 250 mahkum ve Gazze’den tutuklanan 1718 Filistinliyi serbest bıraktı.
Cezaevlerindeki Koşullar ve İnsan Hakları İhlalleri
Filistinli yetkililer, cezaevlerindeki koşulların “son derece zor” olduğunu ve İsrail Cezaevi İdaresi’nin uygulamalarının, Uluslararası Kızılhaç temsilcilerinin ziyaretini engellediğini belirtti. İşkence ve kötü muamelenin yaygın olduğunu ve tutukluların temel ihtiyaçlarının bile karşılanmadığını vurguladı. Tutukluların alımı ve bakım koşulları ise büyük bir ihlal olarak sürüyor; yiyecekler yaşamın asgari gereksinimlerini bile karşılamıyor, kıyafet eksikliği ve tıbbi ihmal ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor.
Ebu Humus, hukuk ekiplerinin, özellikle ömür boyu hapis cezası alan tutukluların durumunu incelemek ve serbest bırakılmaları için girişimlerde bulunmak üzere çalışmalar yaptığını da sözlerine ekledi. Tutukluların moral durumu ise, artan kötü muamele ve izolasyon nedeniyle oldukça kötü seviyede bulunuyor.
Patlama Noktasına Gelen Durum ve Uluslararası Baskı Çağrısı
“Yıllar boyunca kazanılan hakların tamamen ortadan kaldırılması, cezaevlerinde büyük bir patlamaya yol açabilir.” diyerek uyarıda bulunan Ebu Humus, İsrail’in uluslararası itibarı üzerinde ciddi bir zarar olduğunu belirtti. Tutukluların serbest bırakılması ile ilgili deneyimlerin, İsrail üzerinde baskı kurmak ve bu soykırımı durdurmak için kullanılabileceğine işaret etti. “Tüm diplomatik yolları harekete geçirmelisiniz ve tutukluları yalnız bırakmamalıyız.”
FKÖ ve diğer Filistinli kurumların, uluslararası kamuoyu ve hükümetler ile iletişim kurarak tutukluların durumunu gündeme getirdiği ve baskı uygulamayı hedeflediği bildirildi.
Kızılhaç Ziyaretlerinin Yasaklanması
29 Ekim’de İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, yüzlerce Filistinli tutuklunun Kızılhaç ziyaretini yasaklayan kararnameyi imzaladı. Gerekçe olarak, Kızılhaç heyetlerinin tutukluları ziyaret etmesinin “İsrail devletinin güvenliğini tehlikeye atacağı” iddiası gösterildi. İsrail, tutukluların yoğunluğunun olduğu sınırlara dikkat çekerek, “Yasadışlı savaşçı” olarak adlandırılan tutukluların ziyaretinin ülkenin güvenliğine ciddi zararlar vereceği iddiasında bulunuyor.
İsrail cezaevi idaresine göre, Temmuz 2025 itibarıyla tutuklanan Filistinli sayısı 2,454’e ulaştı. Avukatlar ise, bu mahkumların “şiddetli dayak, aç bırakma, tıbbi ihmal ve çeşitli işkence yöntemlerine” maruz kaldığını belirtiyor. Bu uygulamalar, uluslararası alanda ciddi insan hakları ihlali olarak dikkat çekiyor.
