Britanya Müslüman Vakfı’nın (BMT) yayımladığı rapora göre, temmuz ayında sadece 1 camiye gerçekleşen saldırı, ağustos ayında 7’ye ve Eylül ile Ekim aylarında toplam 18’e ulaştı. Bazı camilere birden fazla saldırı düzenlenirken, toplam saldırı sayısı 25’e çıkarken, saldırıların sıklığında kayda değer bir artış görüldü.
Güvenlik ihlalleri, sembol asma, sembol bırakma, duvarlara yazı ve çizim yapma, mala zarar verme ve kundaklama girişimlerini kapsayan çeşitli saldırı biçimlerinde gerçekleşti. Özellikle şubat-temmuz döneminde toplam 4 saldırı kaydedilirken, son üç ayda bu sayı 27’ye yükselerek, artışın ciddi boyutlara ulaştığını gösterdi. Bayrak ve semboller kullanıldı, saldırıların %41’inde Birleşik Krallık ya da İngiltere bayrağı ve Hristiyan sembolleri ve sloganlarına yer verildi.
İnsanları Kışkırtan ve Nefret İfade Eden Saldırılar
Saldırılarında %11 oranında duvarlara kışkırtıcı nefret ifadeleri ve semboller yazıldı. Bu olaylar bazen vandallık şeklinde olurken, bazen ise hayatı tehdit eden planlı saldırılara dönüştü. Rapor, Müslüman toplumu, ortaya çıkan bu saldırıların nedeninin “inançlarından dolayı toplumda yeterince kabul görmeme” olarak tanımlıyor.
Polisin bu saldırılara yalnızca mağdurlarla sınırlı şekilde ilgilenmesi, Müslüman karşıtı nefretin yok sayılması ve hoşgörüsüzlüğü artırmasıyla eleştirildi. Bu durum, toplumda korku ve güvensizlik ortamının güçlenmesine sebep oluyor.
Önemli Güçlendirme Çağrısı ve Politikalar
Bu gelişmelere ilişkin BMT yetkilisi Akeela Ahmed, şu ifadeleri kullandı: “Britanya’da Müslüman karşıtı nefret eylemleri görünürlüğünü ve ciddiyetini artırıyor, camiler hedef alınmaya devam ediyor. Bu durum kabul edilemez ve somut adımların bir an önce atılması gerekiyor.”
Ahmad, ülkedeki yaklaşık 4 milyon Müslümanın herkes gibi güvenlik ve huzur içinde yaşama hakkına sahip olduğunu belirterek, “Bu rapor acil bir uyarıdır. Bir şeyler kötüye gidiyor, ülke olarak bunun önüne geçmek zorundayız.” diyerek toplumda farkındalık çağrısında bulundu.
