2015 yılında Bursa Yenişehir’de bir apartmanda, bina yöneticisinin iç mekan görüntülerini kayıt altına alan güvenlik kameraları kurmasıyla başlayan olaylar, hukuki anlamda önemli bir tartışma alanını ortaya çıkardı. Bir ev sahibinin, kameraların apartmanın ortak alanlarındaki kayıtlarını kullanarak özel hayatının gizliliğini ihlal ettiği iddiasıyla açılan dava, yargı kararları ve uzman görüşleriyle büyük bir gündem oluşturdu.
Bu davada mahkeme, apartman yöneticisinin, görevini kötüye kullanarak kişisel mahremiyet hakkını ihlal ettiğine hükmetti ve %50 oranında kusurlu bulduğu yöneticiyi 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Bu karar, Yargıtay tarafından onaylandı ve güvenlik kamerası uygulamalarıyla ilgili hukuki sınırların belirlenmesinde önemli bir dönüm noktası oldu.
Hukuki Çerçevede Gizlilik ve Güvenlik Sistemleri
Yargıtay kararları, kapı önleri, balkonlar ve ortak alanlar gibi noktaların özel alan kapsamında değerlendirilmediğini, esasen bu alanların ortak alan sayıldığını ortaya koyuyor. Bununla birlikte, apartman yönetimlerinin veya site yönetimlerinin, yasal izin ve çoğunluk kararları doğrultusunda kurduğu güvenlik kameralarının sınırları net bir şekilde çizilmiştir. Zaruri durumlarda, yönetimlerin kat malikleri kurulu kararıyla hareket etmesi ve kişisel gizlilik hakkını ihlal etmeyecek şekilde kamera yerleştirmesi önem taşımaktadır.

Kamera Sistemlerinin Yasal Kullanımı
İş yerleri ve apartmanlar arasındaki farklar da hukuk açısından önemli bir noktadır. İşyeri sahiplerinin, diğer maliklerin rızası olmadan, kapı önlerini görecek şekilde kamera kurmaları yasal değildir. Bu durumda, kat maliklerinin, bu sistemleri kaldırmak veya iptal ettirmek için haklarını kullanarak dava açma hakları mevcuttur. Ayrıca, kurumların veya apartmanların, toplam kat maliklerinin 4/5 çoğunluğunun onayı olmadan böyle sistemleri kurması hukuken geçersiz sayılır.

Sistem Kurulumuna Yetki ve Yetkisizlik Durumları
Mevcut yapılarda kameraların kurulumunun yasal olup olmadığı ise, yönetim planı ve genel kurul kararına bağlıdır. Örneğin, yönetim planında açıkça belirtilmiş ve çoğunluk kararıyla onaylanmış ise sorun yoktur. Ancak, daha sonra alınan kararlar veya uygulamalar, kişilerin gizlilik haklarını ihlal etmemeli ve kameraların sadece ortak alanları görecek şekilde kurulması gerekir. Yönetimler, bu konuda keyfi kararlar almamalı ve yasal prosedürlere uymalıdır.

Bir kat malikinin, kamera sisteminin onun özel alanını görecek şekilde kurulmasına itiraz etmesi durumunda, mahkemeden müdahale talep etme hakları söz konusudur. Ayrıca, yeni maliklerin veya söz konusu daireleri satın alanların da bu sistemlere karşı yasal hakları bulunmaktadır. Zaman aşımı süresi olmaksızın, kişisel mağduriyetleri gidermek adına bu tür davalar açılabilir.
İşyeri ve Kamu Alanlarındaki Güvenlik Kamera Kuralları
Birçok işyerinin giriş ve çıkış kapılarında güvenlik amacıyla kamera kullanımı söz konusudur. Kapsam ve kurallar bakımından, işyerleri, apartman ve sitelerdeki kurallara tabidir. Özellikle, işyeri sahiplerinin diğer ortakların veya maliklerin rızası olmadan, kendi meşru amaçları dışında, kapı önlerini görecek şekilde kamera takması hukuken kabul edilmez. Bu durumda, diğer maliklerin veya tarafların haklarını korumak adına, ihlal durumunda yasal yollarla müdahale edilmesi mümkündür.

Hukuki Uygulamalarda Güncel Durum ve Çözüm Yaklaşımları
Ne yazık ki, Türkiye’de yönetimlerin genellikle üst kurul kararları olmadan hareket ettiğine ilişkin örnekler mevcuttur. Bu yüzden, yasal mevzuat ve kararlar dikkate alınmadan alınan birçok karar ya da uygulama, hukuka aykırı olabilmektedir. Aynı zamanda, görüntü kaydını sağlamış olan sistemlerin, özel hayatın gizliliği kapsamında değerlendirilebilecek bölümlere müdahale edip etmediğinin sürekli denetlenmesi gerekir. Aksi takdirde, yasal suçlar ve hukuki sorumluluklar ortaya çıkabilir.