Alkol bazlı dezenfektanlar, Avrupa Birliği içinde uzun süredir güvenle kullanılan ve Dünya Sağlık Örgütü’nün temel ilaçlar listesinde yer alan ürünlerdir. Ancak son zamanlarda, AB sağlık otoriteleri tarafından bu ürünlerin kullanımıyla ilgili yeni endişeler dile getirildi. Kanser riskleri ve gebelikte oluşabilecek komplikasyonlar nedeniyle, alkol içerikli temizlik ürünlerinin yasaklanması veya piyasadan kaldırılması önerileri gündemde yer almaktadır.
Bu gelişmeler, hastanelerde sıklıkla kullanılan el dezenfektanları ve temizlik ürünleri üreticilerini doğrudan etkileyebilir. Avrupa Kimyasallar Ajansı’nın (ECHA) düzenleyici kurulu, kasım ayı sonunda, etanolün zararlı olup olmadığını netleştirmek adına toplanacak ve kararlarını şekillendirecek. Eğer uzmanlar, etanolü kansere neden olabilecek zararlı bir madde olarak sınıflandırırsa, alternatif ürünlerin kullanımı teşvik edilecek veya mevcut formüllerin değiştirilmesi gerekecektir. Ancak endüstri temsilcileri, bu maddelerin zararına dair bilimsel kanıtların yetersiz olduğunu belirterek, olası yasağa karşı direnç gösteriyorlar.
El Hijyeninde Alkol Kullanımının Önemi ve Ne Kadar Güvenli
Uluslararası sağlık otoriteleri, özellikle pandemi döneminde, el hijyeninin en etkin yönteminin alkol bazlı dezenfektanlar olduğunu vurguladı. Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC), güvenli ve etkili el hijyeni sağlamak adına, sağlık kuruluşları ve halk arasında bu ürünlerin kullanımını öneriyor. Dünya Sağlık Örgütü ise, yılda yaklaşık 16 milyon enfeksiyonun bu ürünler sayesinde önlendiğini raporlamaktadır. Bu nedenle, halk sağlığı açısından kritik olan el dezenfektanlarının yasaklanması, ciddi sonuçlar doğurabilir.
Bilimsel araştırmalar ise, bu ürünlerin kansere neden olduğu konusunda net ve kesin veriler olmadığını ortaya koyuyor. Tıbbi onkoloji uzmanı Prof. Dr. Özcan Yıldız, etanolün kansere yol açtığı suçlamalarının büyük ölçüde spekülatif olduğunu ve bilimsel olarak desteklenmediğini belirtti. Yıldız’a göre, el dezenfektanlarında kullanılan etanolün, deri yoluyla kullanımda sistemik olarak büyük bir tehlike oluşturmadığı, çünkü buhar yoluyla vücuda girmesinin sınırlı olduğu açıkça görülüyor. Ancak, ağız yoluyla alındığında, etanolün kansere yol açıcı etkisi bilinen ve kabul gören bir gerçektir.
Kansere Neden Olan Asıl Madde: Asetaldehit
Yapılan tartışmaların merkezinde, etanolün kendisinden çok, yan ürün olarak ortaya çıkan asetaldehit adlı kimyasal bulunuyor. Asetaldehit, DNA’ya hasar verebilen ve kanser riskini artıran bir madde olarak tanımlanıyor. Yüksek dozlarda uzun süreli ve kronik maruziyetlerde anlam kazanabilen bu durum, ağızdan alınan alkol tüketimine bağlıdır. El dezenfektanlarında ise, deri yoluyla kullanımda ve kısa süreli temaslarda bu risk minimal düzeydedir. Prof. Dr. Özcan Yıldız, bu konu hakkında, “El dezenfektanlarında etanolün saf hali ya da yan ürünleri olan asetaldehitin, ağız yoluyla alınma gibi durumlar haricinde, sağlık açısından önemli bir risk oluşturduğuna dair bilimsel bir veri bulunmamaktadır” açıklamasını yaptı.
Etanol ve Kanser Bağlantısı
Etanolün doğrudan kendisinin, kanserle ilişkilendirildiği durumlar ise ağız yoluyla alındığında söz konusu oluyor. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), etanolü ‘kesin kanserojen’ kategoriye almıştır. Bu durumda, karaciğerde asetaldehit üretimi gerçekleşir ve bu molekül, DNA’ya zarar veren en önemli suçludur. Dolayısıyla, ağızdan alımda, bu risk daha belirgin hale gelirken, cilt yoluyla kullanımda risk 非 ciddi ölçüde kalıyor.
Dezenfektan Kullanımının Günlük Hayatta Yarattığı Zararlar
Prof. Dr. Yıldız, etanol içerikli el dezenfektanlarının olası yan etkilerini de şöyle özetliyor: – Cilt kuruluğu ve tahrişi; – Kontakt dermatit ve egzama; – Cilt mikrobiyomunun bozulması; – Yanlışlıkla yutma veya zehirlenme riski, özellikle küçük çocuklar arasında; – Ciltte çatlamalar ve alkol emilimi.
Her ne kadar, bu ürünlerin kansere neden olma ihtimali düşük olsa da, günlük kullanımda dermal tahriş ve tahriş sonucu ortaya çıkan dermatolojik sorunlar çok daha yaygın ve ciddi bir sorun olarak ortaya çıkar. Bu dezavantajlar, halk sağlığını yakından ilgilendiren önemli konulardır.
Halk Sağlığı ve El Hijyeninin Önemi
El hijyeni, dünya genelinde enfeksiyonların önlenmesinde temel bir araçtır ve yılda yaklaşık 16 milyon enfeksiyonun önüne geçmektedir. Özellikle hastanelerde, yoğun bakım ünitelerinde ve cerrahi prosedürlerde el dezenfektanları, enfeksiyon kontrolünün kilit noktasıdır. Prof. Dr. Yıldız, bu ürünlerin yasaklanmasının, ciddi halk sağlığı sorunlarına yol açabileceğine dikkat çekerek, “Eğer bu ürünler zararlı ise, yerine alternatifler araştırılmalı, ama asla kullanımından vazgeçilmemeli” dedi.
Uzmanlar, öncelikle su ve sabunun en etkili ve güvenli temizlik yöntemi olduğunu, alkol bazlı dezenfektanların ise ihtiyaç halinde ve dikkatli kullanılması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, cilt koruyucu önlemler alınmalı ve yeni klinik çalışmalar ile ürünlerin güvenliği sürekli araştırılmalı. Günümüzde, çoğu durumda, uygun ve etkili alternatifler olarak su ve sabun en uygun seçenektir. Ancak, kolay ulaşım ve pratiklik nedeniyle, alkol bazlı dezenfektanlar hala en masum ve etkili çözümler olarak tercih ediliyor. Bu nedenle, hangi durumda kullanılırlarsa kullanılsınlar, bilinçli ve ölçülü kullanılmaları önemlidir.