Van Kalesi’nde Kazılarla Tarihin Derinliklerine Yolculuk

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi iş birliğinde gerçekleştirilen çalışmalar, kale içerisindeki kilise ve çevresinde sürdürülüyor. Orta Çağ'da hüküm süren Gürcü Krallığı ve Osmanlı döneminde yönetim merkezi olarak kullanılan ...

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi iş birliğinde gerçekleştirilen kazı çalışmaları, kalenin iç ve çevresinde yoğunlaşmış durumda. Bu bölgede, Orta Çağ’da hüküm süren Gürcü Krallığı ve Osmanlı dönemlerinden kalan önemli kalıntılar gün yüzüne çıkarılıyor.




Bu yıl yapılan kazılarda, aşevi, sarnıçlar, sikke ve mezar odaları gibi çeşitli yapılar ortaya kondu. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Osman Aytekin, çalışmaların 2021 yılında başlatıldığını ve en az beş yıl daha sürdürüleceğini belirtti. Kazıların temel amacı, 5. yüzyılda inşa edilen kalenin ve üstüne eklenen yeni bölümlerin tarihî yapısını detaylandırmak.

Kalede yönetici sınıf ve ailelerinin iç kalede yaşadığı, tüccar ve varlıklı kişilerin ise surla çevrili şehir kısmında konumlandığı tespit edildi. Şehir bölgelerinde ise türbe, hamam, kilise ve çeşme gibi yapıların varlığı dikkat çekiyor.




Geçen yıl Petrus ve Paulus Kilisesi çevresinde başlatılan çalışmalar, bu yıl da sürdürüldü. Kilisenin yakınındaki araştırmalarda, aşevi olarak nitelendirilen büyük bir yapının temelleri ve tandır kalıntıları gün yüzüne çıkarıldı. Bu durum, bölgenin önemli bir nüfusu barındırdığına işaret ediyor. Ayrıca, burada hem dini hem de idari açıdan önemli bir yaşam alanı bulunuyordu.

Kaç tane sarnıç olduğu ve kazı çalışmaları hakkında bilgi veren Dr. Aytekin, “İki sarnıç kazısını tamamladık, üçüncüye devam ediyoruz. Onları bitirdikten sonra ise yönetim bölgesine geçeceğiz.” dedi.




Büyük Aşot’un mezarına dair önemli bilgiler sunan Aytekin, Gürcistan’ın tarihini anlatan “Kartlis Tskhovreba” kitabında, Petrus ve Paulus Kilisesi’nde Gürcü Kralı Büyük Aşot’un mezarının bulunduğuna dair anlatımlar olduğunu belirtti.
“Mezar odasını kilisenin dar apsis kısmında, apsisin altında keşfettik. İşlemeleri 2 metre uzunluğunda, 1.8 metre genişliğinde, tonozla kapanmış bir mezar odası bulduk. Ne yazık ki, mezar odasının içeriğinde herhangi bir kemik ya da ceset kalıntısı görünmüyor.”

Aytekin, Gürcistan’da iki önemli mezarın aranmakta olduğunu ve bunlardan birinin Büyük Aşot’un mezarı olduğunu kaydetti. Ayrıca, mezarın kesin yerinin henüz bilinmediğine vurgu yaptı. “Kazıda, Büyük Aşot’un mezarını tespit ettik ve bu, Türk arkeoloji tarihi açısından oldukça önemli bir gelişme.”




Yıl sonunda kazılarda bulunan 11. yüzyıl başlarına tarihlendirilen Bizans sikkeleri, seramikler, taş ve metal gülleler gibi taşınabilir kültür varlıkları müzeye teslim edilmek üzere toplandı.
Aytekin, kazıların tamamlanmasıyla bölgenin yeni bir kültür ve turizm merkezi haline geleceğine inanıyor.

Öte yandan, kazı çalışmalarında görev alan Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Turgay Beyaz, bölgenin yeraltı ve kaya mekaniği üzerine çalışmalar yürüttüğünü belirtti. “Kalede ağırlığı 10 tonu bulan yapısal kayaların kullanılması, yerel kayalardan tercih edilerek, bölgenin dayanıklılığını artırmış durumda.” dedi.