Türkiye’nin Yerli Gücü: Altay Tankı Teslimatı ve Detaylar

Uzun süren araştırma ve geliştirme çalışmalarının ardından tamamen milli imkanlarla tasarlanan Altay Tankı, 28 Ekim 2025 tarihinde Ankara’daki yeni üretim tesisinde gerçekleştirilmiş törenle TSK’ya teslim edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı bu önemli etkinlikte, ilk teslimatın ardından seri üretim aşamasına geçilerek, 2028 yılı sonuna kadar toplamda 165 tankun orduya kazandırılması planlanmaktadır.

Altay ismini, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında kahramanca savaşmış olan ve 5. Süvari Kolordusu’nun komutanı Fahrettin Altay’dan almıştır. Proje kapsamında, tamamen yerli kaynaklar ve milli kabiliyetler kullanılarak, Türkiye’nin ilk ve en gelişmiş 3. nesil ana muharebe tankı geliştirilmiştir. Yıllarca yabancı tank modellerine bağımlı kalan Türk Silahlı Kuvvetleri, artık kendi mühendislikleriyle tasarlanmış modern bir zırhlı güçle güçleniyor.

Altay’ın Sahip Olduğu Yenilikçi Özellikler ve Rekabet Gücü

Modern savaş şartlarına göre özenle tasarlanmış olan Altay, birçok global rakip modeli geride bırakacak özelliklere sahiptir. Ana silah sistemi, MKE tarafından geliştirilen ve 120 milimetrelik 55 kalibre yivsiz topu içermektedir. Bu top, 8 kilometrelik menziliyle yüksek hassasiyetle atış yapabilmektedir. Üstelik, atış kontrolü ve denge sistemleri tamamen milli yazılım altyapısıyla yönetilmekte, bu da Anadolu’nun teknolojik bağımsızlığını vurgulamaktadır.

Tankın motoru, 1500 beygir gücü ile yüksek performans sağlar; 70 km/s hıza ulaşabilir ve yaklaşık 500 km menzile sahiptir. Karşılaştırma yapmak gerekirse, Leopard 2 tankı 1479 beygirlik motor kullanırken, Abrams ise gaz türbinli motoruyla 1500 beygir güç üretmektedir. Bu güç kaynakları, hareket kabiliyetini önemli ölçüde artırmaktadır.

• Aktif Koruma Sistemi: Tanksavar füzelerine karşı üstün savunma özellikleri sunar.
• Elektronik Kalkan: Elektromanyetik saldırılarda iletişimi koruyan gelişmiş sistemler içerir.
• Mürettebat Düzeni: Dört kişilik ekip; kumandan, nişancı, doldurucu ve sürücü görev yapar.
• Hareket Yeteneği: Değişken süspansiyon sistemi sayesinde tüm arazi koşullarında yüksek manevra kabiliyeti sağlar.
• Ağırlık: Yaklaşık 65 ton.

Milli Katkılar ve Teknoloji İşbirliği

Altay projesi, Türkiye’nin savunmadaki bağımsızlık hedefinin önemli bir göstergesidir. Yerli üretim ve milli teknolojilerle güçlendirilmiş olan bu tank, birçok önemli kurumun katkılarıyla hayata geçirilmiştir. MKE, ana silah sistemlerini üretirken; Roketsan zırh paketlerini geliştiriyor; Aselsan ise atış kontrol ve komuta sistemlerini tasarlıyor. Bu entegre çalışmalar, dışa bağımlılığı azaltmayı ve yerli teknolojilerin gelişimini hızlandırmayı amaçlamaktadır.

Üretim Tesisi ve Seri Üretim Süreci

Altay’ın üretimi ve geliştirilmesi amacıyla Ankara’da kurulan devasa tesis, toplam 555.000 metrekarelik alan üzerinde faaliyet gösteriyor. Seri üretim hattı, 63.000 metrekarelik bir alana sahip ve burada sadece Altay Tankı değil, aynı zamanda Altuğ 8×8 zırhlı aracı da üretilmektedir. Yerlileşmiş robot sistemleriyle donatılmış üretim hatları, yüksek verimlilik ve kalite standardını garanti etmektedir.

Teslimat Programı ve Planlanan Hedefler

Fabrikanın devreye alınmasıyla birlikte, Altay Tankı’nın TSK’ya hızla teslim edilmesi planlanan süreç netleşti. Üretim iki farklı konfigürasyon üzerinden yürütülecek: ALTAY-T1 ve ALTAY-T2. İlk versiyonda, 2025-2028 yılları arasında toplam 85 adet tank teslim edilecek; 2025 yılında 3, 2026’da 11, 2027’de 41 ve 2028 yılında da 30 adet. Sonrasında, 2028 yılından itibaren devreye alınacak ALTAY-T2 ile birlikte toplam 165 tank daha orduya katılacak ve Türk savunma gücü yeni seviyeye ulaşacaktır.

Seri üretim hız kazandıkça, Altay’ın uluslararası alanda rekabet gücünü artırması ve kendi yerli teknolojisinin global pazarda kabul görmesi bekleniyor. Türkiye, böylece sadece bir tank değil, aynı zamanda milli teknolojinin ve bağımsız savunma stratejisinin güçlü bir simgesi haline gelmiştir.