Türkiye’nin Orta Doğu’daki Yükselişi ve Gazze Ateşkesinin Yeni Dönemi

Gazze’deki ateşkes anlaşmasının ardından İsrail basını, Türkiye’nin Orta Doğu’daki rolünü yeniden tartışmaya açtı. Ülkenin önde gelen gazeteleri Ankara’nın yükselen diplomatik etkisine ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bölgesel hamlelerine dikkat çekti.

Gazze’de 67’yi aşkın Filistinlinin hayatını kaybettiği ve yaklaşık 733 gün süren çatışma sonrasında taraflar arasında sağlanan ateşkes, bölgesel ve uluslararası arenada önemli yankılar uyandırdı. Bu anlaşma, yalnızca insani bir duruşun göstergesi olmakla kalmadı, aynı zamanda bölgedeki güç dengelerinde de yeni bir sayfa açtı. Tel Aviv’deki gözlemler, özellikle Türkiye’nin bölgede kazandığı konuma dikkat çekiyor.




Son dönemlerde diplomatik temasların artması, Mısır ve Katar ile yürütülen müzakerelerin aktifliği ve Erdoğan’ın bölgedeki görünürlüğü, uluslararası medyada geniş yer buluyor. Bu gelişmeler, Ankara’nın Orta Doğu’daki rolünün güçlenmesine işaret ediyor. Gazeteler, Türkiye’nin “ateşkesin kazananı” olduğunu savunurken, İsrail ise bu yeni jeopolitik tablo ile yüzleşmek zorunda kalıyor.

MAARİV: “İsrail’in başı belada: Gazze anlaşmasının ardından Erdoğan’ın Trump’tan aldığı büyük haber” başlığıyla yayımlanan analizde, ABD’nin Türkiye’yi “Orta Doğu’nun merkezi bölgesel gücü” olarak tanıması, Ankara’nın güçlenmesine katkıda bulunduğu vurgulandı. Özellikle coğrafi konumunun, Doğu ile Batı arasında bir köprü vazifesi gördüğü belirtilerek, ABD’nin bu adımının önemine değinildi. Ayrıca, Türkiye’nin Gazze’nin geleceği ve yeniden inşasında Mısır’dan bile daha aktif rol oynayabileceği ifade edildi.




İSRAİL HAYOM: Türkiye ve Katar’ı ateşkes sürecinin “gerçek kazananları” olarak gösterdi. Gazetenin değerlendirmesine göre, Ankara’nın artan etkisi, bölgesel gündemi şekillendirmede önemli bir faktör haline geldi.




YNET: Türkiye’nin İsrail ile neredeyse sıfır (0) diyalog kurduğunu hatırlatıp, Washington ve Ankara arasındaki yakınlığı şu sözlerle vurguladı: “Geçen ay Trump, Erdoğan’ı Beyaz Saray’da ağırladı ve övgüler yağdırdı. 'Evet, sert biri ama ondan hoşlanıyorum — fikrini açıkça söylüyor' dedi. Bu durum, Kudüs’te büyük bir huzursuzluk yarattı.”

Bundan sonra, ABD başkanı Türkiye’yi arabuluculuk üçgeninin üçüncü halkası olarak konumlandırdı. Artık İsrail ile kamuoyu önünde herhangi bir doğrudan iletişimde bulunmayan, ekonomik bağlarını koparan ve vatandaşlarının karşılıklı ziyaretlerini neredeyse tamamen durduran bir ülke haline geldi. Türk heyetleri Kahire’deki görüşmelere aktif katılım gösteriyor ve Erdoğan, “Gazze’nin yeniden inşasında rol üstlenmeye hazırız” diyerek, bölgedeki inisiyatifin hızla güçlendiğine işaret ediyor.

Uzmanlar ve kaynaklar: Gazetecilerin ve analistlerin görüşlerine göre, Türkiye’nin Gazze’deki etkisi hızla artarken, Erdoğan’ın “Müslüman dünyanın lideri olma” vizyonu doğrultusunda hareket ettiği ve inşaat ile siyasi süreçlerde aktif rol almak istediği belirtiliyor. İsrail’in ise, bu yeni duruma uyum sağlamak zorunda kalacağı öngörülüyor.