DOLAR

41,8201$% 0,43

EURO

48,5783% 0,68

GRAM ALTIN

5.634,90%-0,58

ÇEYREK ALTIN

9.166,00%-0,11

TAM ALTIN

36.551,00%0,02

BİST100

10.720,36%-0,06

Sabah Vakti a 02:00
İstanbul AÇIK 17°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • MuhtarAbi
  • Ekonomi
  • Türkiye Ekonomisinde Döviz, Faiz ve Enflasyon Üçgenindeki Gerçekler
Güncellenme - 8 Ekim 2025 09:54
Yayınlanma - 8 Ekim 2025 09:54

Türkiye Ekonomisinde Döviz, Faiz ve Enflasyon Üçgenindeki Gerçekler

Israrla göz yumulan vergisiz dolar düzeni, ekonomi yönetiminin faizi ve enflasyonu aşağı çekmesini zorlaştırıyor. “Dolar yükselecek” bahanesiyle faiz indirmeyen Merkez Bankası; Türkiye’nin yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve büyüme potansiyelini baltalıyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın yüksek miktarda döviz al-sat işlemlerinden ne kadar vergi aldığı merak ediliyor. Çünkü dolar alıp-satarak yüksek gelir elde eden spekülatörler, “ticari kazanç vergisi” ödemedikleri için piyasayla oynamaya devam ediyor.

Son yıllarda Türkiye, ekonomik istikrarsızlığın etkisiyle çeşitli dalgalanmalara sahne oluyor. Enflasyonun kontrol altına alınmasında kullanılan faiz artırımları, piyasalarda beklenmedik hareketliliklere neden oluyor. Aynı zamanda vergisiz döviz alım-satımı, piyasa dinamiklerini güçlendiren ve ekonomiyi zorlayan önemli bir faktör haline geldi. Bireylerin ve spekülatörlerin yüksek kazançlar elde ettiği bu ortamda, döviz talebi ve fiyatları hızla yükseliyor. Bu durum, ithalat maliyetlerini artırırken, enflasyonun kontrolden çıkmasına zemin hazırlıyor.

Merkez Bankası’nın faiz kararları, Türkiye’nin yatırım ve üretim potansiyelini doğrudan etkiliyor. 23 Ekim’de yapılacak faiz toplantısında, enflasyon verilerinin beklentilere paralel olup olmadığı merakla bekleniyor. Ancak, yüksek döviz spekülatörlerinden vergisiz kazanç alınmaması, ekonomiyi olumsuz etkileyen en önemli unsurlardan biri olarak öne çıkıyor. Bu durum, faizi ve enflasyonu daha da kontrolsüz hale getirirken, döviz kurunun serbest dalgalanması enflasyonist baskıları artırıyor ve ekonominin can çekişmesine neden oluyor.

Vatandaşlar ve Büyükler Arasında Fark

Vatandaşlar maaşlarından vergi öderken, yüksek meblağlarda döviz al-sat yapanlar vergiden muaf tutuluyor. Bu durum, piyasada adaletsizlik yaratıyor ve devletin mali politikalarını olumsuz etkiliyor. Ayrıca, bütçede faiz giderleri hızla artıyor. Merkezi hükümetin faiz ödemeleri, yüzde 11 seviyesinden yüzde 17’ye yükseldi; bu artışla birlikte yaklaşık 800 milyar liralık ek maliyet oluştu.

Uluslararası Vergi Uygulamaları ve Türkiye’nin Durumu

Amerika, Almanya, Fransa ve İngiltere gibi gelişmiş ülkeler, sermaye kazançlarına farklı oranlarda vergiler koyuyor. Örneğin;

  • ABD: 1 yıldan kısa tutulan sermaye kazançlarına %10-37 arası vergi uygulanıyor.
  • Almanya: 1 yıl üzeri tutulursa vergisiz, kısa vadede %14-45 arasında vergi alınıyor.
  • Fransa: Her zaman için %30 oranında vergi konuluyor.
  • İngiltere: 1 yıl sonrası %10-20 arasında vergi alınırken, muafiyet dönemi bulunuyor.

Türkiye’de ise durum farklı; yüksek meblağda döviz işlemlerinden kazananlar vergilendirilmeden kalıyor, bu da adaletsizlikleri artırıyor.

Türkiye Ekonomisinde Kur Hareketleri ve Spekülatif Dalgalanmalar

Türkiye’nin döviz piyasası, özellikle spekülatif hareketlerle sık sık ani kur şoklarıyla karşılaşıyor. 2021 Aralık ayında yaşanan kur saldırısı, TL’nin hızla değer kaybına uğramasına neden oldu. Aynı dönemde, döviz kuru 45 günde 2 katına çıktı ve yaklaşık 8 TL seviyesinden 17,5 TL’ye yükseldi. Bu hareketlilik, yatırımcıların ve spekülatörlerin piyasa manipülasyonlarına açık olan özelikle, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın uyarı ve açıklamalarında da görülebiliyor. Bu süreçte, hukuki altyapının ve vergisel düzenlemelerin eksikliği, büyük kazançların vergisiz kalmasına zemin hazırladı.

Vergi Sistemindeki Hatalar ve Çözüm Önerileri

Türk Hukuku, Anayasa ve Vergi Yasaları açıkça, gelir ve servet kazançlarından vergi alınmasını öngörüyor. Ancak, yıllardır uygulamada göz ardı edilen bu kurallar, adil olmayan bir kazanç ortamına yol açtı. Özellikle döviz işlemlerinde vergilendirilmeyen kazançlar, piyasada aşırı oynaklık ve spekülatif hareketleri teşvik ediyor. Bu nedenle, bireysel döviz kazançlarından vergi alınması, piyasanın istikrara kavuşması adına kritik bir adım olabilir. Ayrıca, bu düzenleme, kurdaki ani sıçramaları engelleyecek ve ekonomiyi daha sağlam bir zemine taşıyacaktır.

Vergilendirme ve Yasal Çerçeve

  • Gelir Vergisi Kanunu’nun 75., 80. ve 82. maddeleri, döviz kazançlarını vergilendiriyor.
  • Anayasa’nın 73. maddesi de herkesin mali gücüne göre vergi ödemesi gerektiğini vurguluyor.
  • Ancak, uygulamada bu hükümler görmezden geliniyor, vergi kayıplarına yol açılıyor.

Servetin Vergilendirilmesi ve Döviz Alım Satımında Nijel Reformlar

  • ABD, Almanya, Fransa ve İngiltere, sermaye kazançlarını farklı oranlarla vergilendirirken, Türkiye’de yüksek tutarlarda döviz al-sat yapan kişiler vergiden muaf tutuluyor.
  • Türkiye’de yüksek miktarda döviz işlemi yapanlar, vergilendirme dışında tutuluyor. Maaşlar ve ücretler ise yüksek oranlarla vergilendiriliyor.

Sık Sık Kur Saldırıları ve Ekonomik Bedeller

Türkiye ekonomisi, spekülatif döviz saldırılarıyla kırılgan hale geliyor. 2021 sonunda yaşanan kur saldırısı, ekonomide ciddi sarsıntılara neden oldu. Kur saldırılarındaki en büyük şiddet ise Aralık 2021’de görüldü. Bu saldırılar, TL’nin hızla değer kaybetmesine, enflasyonun artmasına ve ekonomik büyümenin yavaşlamasına yol açtı. Bu süreçte, hukuki ve vergisel düzenlemelerdeki eksiklikler, spekülatörlere geniş alan açtı. Hükümetin bu sorunu çözmek için atacağı adımlar, ekonominin sağlıklı seyre girmesinde kritik öneme sahip.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Türk İş Dünyası ve Uluslararası Stratejilerin Güncel Yansımaları

HIZLI YORUM YAP