Toral Şah’ın Kanserle Mücadele ve Sağlıklı Yaşam Yolculuğu

Genç yaşta kanserle tanışan Toral Şah, bu zorlu süreci hem kişisel hem de bilgi birikimi açısından derinlemesine deneyimledi. On bir yaşındayken tedaviye başlayan bu yolculuk, onun yaşam felsefesini ve sağlık yaklaşımlarını köklü bir şekilde şekillendirdi. Annesine teşhis konduktan sonra, kendisi de 29 yaşında meme kanseri olduğunu öğrendi ve bu durum onun yaşamında önemli bir dönüm noktası oldu.

Genç kadın, başlangıçta aile doktorunun dikkatsizliği nedeniyle teşhisi erkenden koymadığını belirterek, detaylı takip ve araştırma sürecinin onun için hayati önem taşıdığını anlatıyor. Annesinden 25 yılı aşkın süredir kanseri yenmiş biri olarak, tedavi aşamalarını ve sonrasındaki yaşam tarzı değişikliklerini titizlikle uyguluyor. Bu deneyimler, onun hastalıkların ötesinde sağlığı koruma ve yeniden inşa etme konusunda derin bir bilgi birikimine sahip olmasını sağladı.

Yeniden Nüksetmiş Kanser ve Sonrasındaki Mücadele

İlk tedaviden sonra hastalık belirtisi göstermeyen Toral, zamanla kanserin tekrar geri döndüğünü öğrendi. 2018 ve 2020 yıllarında ikinci ve üçüncü nükslerle karşılaşan genç kadın, özellikle Covid-19 pandemisi sırasında yaşanan süreçte yalnızlık ve korkuyla mücadele etti. Yine de, bu zorlukların onu yeni yaşam tarzlarını benimsemeye ve kanseri yenmek için farklı yöntemler geliştirmeye ittiğine inanıyor.

Şimdi ise, yaşam tarzı değişiklikleri ve bilimsel temelli yaklaşımlarla sağlığını korumak ve nüks riskini azaltmak adına çeşitli stratejiler uyguluyor. Bu süreçte onun en büyük amacı, diğer kadınlara ilham olmak ve kanserle mücadelede farkındalık yaratmak.

Kanseri Önlemek ve Nüks Riskini Azaltmak İçin 8 Temel Yöntem

• 1. Stres Kontrolü: Kronik stresin bağışıklık sistemimizi zayıflattığını ve iltihaplanmayı tetikleyebileceğini biliyorum. Günlük rutininizde stresle başa çıkmak için meditasyon, yoga ve sıcak/soğuk terapi gibi yöntemler ön planda tutulabilir. Ben de her sabah meditasyon yapıyor, yoga ve termal terapiyle rahatlamayı tercih ediyorum.
• 2. Gece Oruçları: Uzun süredir gece boyunca en az 13 saat oruç tutmak, meme kanseri riskini ciddi anlamda azaltıyor. Akşam yemeğimi saat 8’de yeme ve ertesi sabah saat 8.30’dan sonra kahvaltı yapma alışkanlığı edinerek bu düzene uyum sağladım.
• 3. D Vitamini Takviyesi: D vitamini seviyelerimin optimal seviyede olmasına büyük önem veriyorum. Yaz aylarında güneşten faydalanıyorum, yıl boyunca ise D3 takviyeleri kullanıyorum. Bu, meme kanseri gelişme riskini azaltmaya yardımcı oluyor.
• 4. Düzenli Egzersiz: Haftada en az beş kez bir saat egzersiz yapıyorum. Kuvvet antrenmanı, tenis, yoga ve spinning gibi fiziksel aktiviteleri tercih ediyorum. Sağlıklı kiloyu korumak, iltihaplanmayla mücadelede önemli bir adım.
• 5. Omega-3 İçeren Beslenme: Haftada birkaç kez yağlı balık tüketiyor, öğünlerimde somon veya alabalık gibi Omega-3 zengini yiyecekler kullanıyorum. Aynı zamanda omega-3 takviyesi alarak inflamasyonu azaltmayı hedefliyorum.
• 6. Yeşil Sebze ve Turpgiller: Günde iki porsiyon koyu yeşil yapraklı sebze ve turpgil yiyecekleri (brokoli, lahana, ıspanak) tüketiyorum. Bu yiyeceklerin meme kanseri riskini azaltmaya yardımcı olabileceğine inanıyorum.
• 7. Tam Yağlı Süt Ürünleri: Yoğurt, peynir ve kefir gibi tam yağlı fermente süt ürünleri, bağırsak mikrobiyomumu güçlendirmek ve kemiklerimi desteklemek açısından önemli. Süt ürünlerini yaşam tarzıma entegre ederek bu faydalardan yararlanıyorum.
• 8. Uyku Sağlığı: Uykunun bağışıklık sistemini güçlendirdiğine ve hormon düzenine katkı sağladığına inanıyorum. Magnezyum ve melatonin takviyesi kullanarak uyku kalitemi artırıyor, elektronik cihazlardan uzak duruyorum.

Bu yaklaşımlar, bilimsel araştırmalar ve kendi deneyimlerimle kanıtlanmış, riskleri azaltıcı etkileri olan yöntemlerdir. Her kadının kanser deneyimi farklıdır; ancak sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla kendini koruma şansını artırabilir.