Yaklaşık 2,5 aylık aranın ardından, Meclis Genel Kurulu bugün yeni dönemine ilk adımını atarak 28. Yasama Yılı’nın 4. aya giriş yaptı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’nin bu anlamlı açılışında kürsüye çıkarak, toplumun ve milletin beklentilerini yansıtan önemli açıklamalarda bulundu.
Her yeni başlangıçta yaşanan heyecan ve umut, 105 yıl önceki ilk meclis açılışındaki ruhu yeniden hissettiriyor. Halkın iradesini temsil eden vekillerimiz, bu kutsal görevi büyük bir sorumluluk ve gurur içinde sürdürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada, millet adına ve ülke menfaati doğrultusunda, tüm vekillere başarılar diledi ve bu ulvi sorumluluğun önemine vurgu yaptı.
Türkiye’nin dış politikadaki duruşu da bu yeni dönemde net bir şekilde ortaya konuyor. Meclis, özellikle Filistin davasında gösterdiği güçlü duruşla uluslararası arenada adından söz ettiriyor. İsrail’in Filistin’de sürdürdüğü zulme karşı, farklı dillerde yayımlanan ortak bildiri ile alınan güçlü mesajlar, milletimizin dayanışmasını ve haklı duruşunu ortaya koyuyor.
Milletin Birliği ve Gücü
Her ne kadar farklı siyasi kulvarlarda yarışıyor olsak da, milletimizin ve memleketimizin menfaatleri söz konusu olduğunda, ortak hareket etmek kaçınılmazdır. Bu anlayışla, millet iradesi ve vatan sevgisi, tüm siyasi partilerin temel ölçütü olmalı. TBMM’nin demokrasimizin merkezi olduğu bu ortamda, 15 Temmuz gecesindeki direniş ve milletimizin gösterdiği vicdan ve güç, hafızalarımızda ilk günkü tazeliğiyle yer alıyor.
Güçlü ve Egemen Türkiye’yi Koruma Sözü
Bağımsızlık ve egemenliğimizin korunması, ülkemizin en büyük önceliğidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu bağlamda, Türkiye’nin kendine has duruşunu ve vazgeçilmez ilkelerini vurguladı. “Türkiye hiçbir dünyevi güç karşısında taviz vermez, diz çökmek veya pazarlık yapmak asla söz konusu değildir” diyerek, milletimizin egemenlik hakkını sonuna kadar savunmaya devam edeceğinin altını çizdi.
Suriye ve Bölgesel Güvenlik Endişeleri
Suriye’deki gelişmelere de değinen Erdoğan, bölgedeki barış ve istikrarın sağlanması için kararlı adımlar atılmaya devam edileceğini belirtti. Bölgenin huzurunu ve ortak geleceği tehdit eden gelişmeler karşısında, Türkiye’nin diplomasiyi ön planda tutmaya devam edeceğine, herhangi bir dejavuyu yaşanmasına müsaade etmeyeceğine vurgu yaptı. Kardeşlik bağlarını güçlendiren ve bölgedeki barış ortamını teminat altına alan bu yaklaşım, her zaman birliğin ve beraberliğin teminatıdır.
Hedefimiz, sınırlarımız ötesinde yaşayan kardeşlerimizin güvenliğini ve refahını sağlamaktır. Türk, Kürt ve Arap kardeşlerimizin, tarih boyunca birlikte vatan savunması yaptığı gibi, yeni dönemde de bölgesel kalkınmanın ve barışın temel taşı olmaya devam edeceğine inanıyoruz.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!