Geçtiğimiz mayıs ayında sizinle tanışmamızı sağlayan “Yel Alsın” adlı şarkınız sürpriz oldu bizler için. Müzik yapıyor olduğunu ve söz, beste yazarlığınızın da bulunduğunu bilmiyorduk. Bu sürec nasıl gelişti, bize anlatır mısınız?
“Yel Alsın” benim için beklenmedik bir sürpriz oldu. Aslında uzun zamandır üzerinde çalışmadığım bir şarkı bu. Hatta Bülent Ersoy’a satmıştım bu besteyi. O da stüdyoya gidip söyledi ama sonra piyasaya sürmedi. Yıllar sonra televizyon programında Sertaç Akkaya ve Emel Yalçın, “Bir şarkın vardı, mırıldansana” dediler ve şarkıyı söyledim. Sertaç Bey ‘Bunu çıkaralım’ deyince, kendimi yeni bir süreçte buldum. Klip çekiyorum, sahneye çıkıyorum ve şaşırmış halde duruyorum. Bülent Hanım “Kor” albümünden sonra hiç yeni bir şey yapmamıştı sanıyorum, ama geriye dönüp baktığımda bu şarkının bana adeta hazır beklediğini düşünüyorum.
İşte fotoğraflar: Murat ŞAKA – Mekân: Galataport İstanbul Liman Restoran
İçtenlikle Paylaştığı Anılar ve Müzik Serüveni
15 yaşında yazdığınız şarkıyı, İntizar’ın seslendirmesiyle dinliyoruz. Ne zamandan beri şarkı yazıyorsunuz?

Kendimi bildim bileli yazıyorum. 15 yaşımda Ferdi Tayfur’la tanıştığım zamanlar, babam da onunla çocukluk dostu. Ferdi Amca, eğitim sırasında bana ait olan bir şarkının sözünü çok beğenip albümlerine koymuşlar. En eski albümlerden birinde, “Allah’ım Neden” adlı şarkıya imzamı atmışım. Bu şarkıyı ilk defa sizinle paylaşıyorum, heyecan verici bir an bu.
Ferdi Tayfur’la unutamadığınız anlarınız var mı?
Elbette, çok güzel anılarımız var. Kucağında bebek halimle çekilmiş fotoğraflarımız bile mevcut. Maalesef çok erken kaybettik onu, bu yüzden de derin bir özlem ve sevgiyle hatırlıyorum.
Müzikteki hedefleriniz neler?
Şarkı söylemek ve söz yazmak benim en büyük tutkularım. Bu mesleği gerçekten seviyorum; her zaman yeni eserler üreterek, sahneye çıkarak bu sevgiyi sürdürüyorum. Her duygu ve düşünceyi bir deftere yazarım, üretmek ve paylaşmak benim yaşam tarzım. Bu tutku beni her zaman motive ediyor.
TRT Tabii’de yayınlanacak olan “Benim Adım Aylamaz” dizisine katıldınız. Dizi hakkında neler söylersiniz?
Çekimler oldukça güzel geçiyor. Yönetmenimiz Mustafa Kotan gerçekten iyi bir iş çıkardı ve onunla çalışmak büyük bir keyif. Kadro çok iyi ve projeden çok umutluyum. Merakla yayını bekliyoruz.
“Aylamaz Anne” rolünüzü nasıl buluyorsunuz?
Selamlar, detaylı spoiler vermek istemem ama genel anlamda iyi bir anne karakteri olduğunu söyleyebilirim.
İzgil aynı zamanda sizlere benzetilen bir anne mi?
Kesinlikle, benzemiyoruz. Bu detay hoşuma gidiyor.
Elis’le Oynama Deneyimi ve Aile Hayatı
Kızınız Elis’e de bir rol teklif edildi. Bu nasıl gelişti?
İşe giderken Elis’le birlikte kostüm ve makyaj provasına katıldım ve ona “Burada otur, hemen bitince alırım” dedim. O sırada yardımcı yönetmenimiz “Kızınızı da oynatmayı düşünüyoruz” dediğinde, başlangıçta şaşırdım. Ama Elis’in hevesli olduğunu görünce, “Beni mutlu etmek istiyor” diyerek izin verdim. Böylece onunla çektiğimiz sahneleri gördüm ve gerçekten çok farklı bir deneyim yaşadım.

Sahne tecrübesi nasıl geçti?
İlk defa bu kadar gerçek anlamda sahneye çıktım ve çok heyecanlandım. Elis’e karşı olan hayranlığım o kadar büyüktü ki, onu izlerken oynayamadım hiç. Gözümden ayıramadım onu.
Oyunculuk aileden geliyor diyebiliriz. Siz ve eşiniz Ümit Kantarcılar da oyuncusunuz?
Evet, maalesef, gerçekten genetik olarak öyle. Herhalde oyunculuk bizim DNA’mizde var.
Oyuncu olmasını gerekçeleriyle ister misiniz?
Çocuklarım hayatta ne mutlu olursa onu yapsınlar. Ben sevdiğim işi yapmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Ama bu işler oldukça zor; hayal kırıklıkları ile dolu. Psikolojik dayanıklılık gerektiren meslek bu ve birçok kez reddedilme deneyimi yaşanıyor. Çocuk büyürken, herkes ekranlarda ve bu doğal bir durum. Bence yetenekleri de bizden daha fazla.
Kariyer Zorlukları ve Kişisel Gelişim
Sizi en çok zorlayan dönem hangisiydi?

2006-2007 yıllarında başlamıştım ve o zamanlar az oyuncu vardı, işler çoktu. Yetenekli olan fark ediliyordu ve ortam daha temizdi. Günümüzde ise, az işler, çok oyuncu söz konusu. Özellikle gençler için alana giriş oldukça zorlu. Başta kolay olmasa da, yolda birçok şey yaşadım.
Çocuk büyütürken ek eğitim aldınız mı?
Evet, çocuk gelişimi eğitimi aldım ve bu Elis’le iletişimimize büyük katkı sağladı. Teorik bilginin önemli olduğunu düşünüyorum çünkü çocuklarla etik ve düzgün şekilde çalışmak gerekiyor; bu ise çok dikkat isteyen bir alan.
Gelecek projeleriniz arasında film var; “Bugün Güzel” nasıl bir film?
Gerçek anlamda güzel bir hikâye. Çok iyi bir seneryo ve deneyimli bir kadro ile geliyor. Hikâyenin güzel ve içten olması, rolümün de bana çok keyif verdiği bir proje. Oğuzhan Koç’un yazdığı metinle ortaya çıkan bu film, 12 Aralık’ta vizyona girecek ve benim için çok özel olacak.
Aile ve Kişisel Hayat
Kızınızla ilişkiniz nasıl?
Her zaman sevgi temelli ilişkiler kurmaya çalışıyorum. Ona her şeyi öğretmek yerine beraber yol almayı tercih ediyorum.
Kızınızı tek başına büyütmenin zorlukları oldu mu?
Kesinlikle, tek başına çocuk yetiştirmek çok zor ve aynı zamanda ağır bir sorumluluk gerektiriyor.
Bakım ve kişisel bakım sırlarınız nedir?
Ben gençliğin ve güzelliğin içten geldiğine inanıyorum. Yoga yapıyorum, doğallığı seviyorum ve saç bakımımda annemin bana yardımını alıyorum. Alışveriş yapmam ve kuaföre gitmem. Saçımı annem keser, manikür yaptırmam. Bu detaylar benim zamanıma vakit kazandırıyor ve doğal olmayı tercih ediyorum.

Kalbiniz Hâlâ Dolu ve Üretkenlik
Şu an kalbiniz boş mu?
Hayır, kalbim boş değil. Pır pır ediyor ve bu çok güzel bir his. Zor olsa da, ilişkileri başlatmak ve sürdürmek karmaşık. Ama içimdeki üretkenlik ve şarkı yazma tutkum yanında, kalbimin pır pır olması bana güç veriyor.
İlişki ve sevgi hakkında düşünceleriniz?
Uzun ilişkilerden yorulduk aslında. Neden sona eriyorlar diye baktığımda, ister istemez her şeyin bir sınırı olduğunu fark ediyorum. Aşk kısa süreli ve hormonlara bağlı bir duygu; yaklaşık 2-2.5 ayda geçiyor. Sonra ise Sevgi devreye giriyor ve onun kıymetini biliyorum. Sevgi, kalıcı ve kıymetli olan; birbirine ihtiyaç duyma ve hayatı kolaylaştırma durumu bu noktada çok önemli. Ancak, zamanla anlaşmazlıklar kaçınılmaz olabiliyor ve kaybedilen umudun ilişkileri bitirdiğinin farkındayım. Ne zaman umutlarım boşalırsa, ilişki de sona erer.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!