Ukrayna savaşında yıl dönümüne yaklaşılırken, Rusya lideri Vladimir Putin’in taviz vermemesi ve savaşın kendi koşullarında sona ermesi yönündeki ısrarı, Moskova’yı uluslararası arenada yeni bir baskı dalgasıyla karşı karşıya bıraktı. Batı ülkeleri, özellikle ABD ve Avrupa Birliği, Kremlin üzerinde ekonomik anlamda ağır darbeler indirmek amacıyla kapsamlı yaptırımlar uygulamaya başladı.
ABD, Rusya’nın en büyük iki petrol şirketi olan Rosneft ve Lukoil’e yeni yaptırımlar getirerek, ekonomik operasyonlarını sıklaştırdı. Avrupa Birliği ise yeni bir yaptırım paketini kabul ederek, Rus gazı ve petrol nakliyesine dair çeşitli kısıtlamalar ve finansal yaptırımlarını genişletti. Bu hamleler, Moskova’ya karşı gösterilen sert duruşun bir parçası olarak görüldü.
Operasyonların Amacı ve Rusya Üzerindeki Etkisi
ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna’ya yönelik diplomatik çabaların ötesinde, Rus ekonomisini zayıflatmak ve masaya oturmaya zorlamak amacıyla alınan yaptırımların stratejisini açıkladı. Trump, yaptığı açıklamada, “Putin’in ülkesinin tamamını değil, sadece belli bölümlerini hedef aldığını” ve böylece ekonomik engellemelerle Moskova’yı ikna etmeyi hedeflediklerini belirtti. Ayrıca, Rosneft ve Lukoil gibi dev petrol şirketlerinin satışlarının zorlaşacağını ve bu adımların Putin’e sağduyulu düşünme fırsatı vereceğini ifade etti.

Öte yandan, ABD’nin hedefleri arasında Rusya’nın ekonomik yapısını kırmak, savaşın sürdürülebilirliğini zorlaştırmak ve müzakere masasına oturmalarını sağlamak bulunuyor. Trump, savaş sürecinde Ukrayna’ya uzun menzilli silahlar sağlanmasına devam edileceğini ve Avrupa ülkelerinin bu kararları belirleyeceğini dile getirdi. Bu gelişmeler, Washington ve Kiev arasındaki koordinasyonu güçlendirirken, Rusya’ya karşı ekonomik ve siyasi baskıları artırdı.
Avrupa Birliği ve Diğer Destekler
Avrupa Birliği, yeni yaptırım paketini onaylayarak, Rusya’ya yönelik baskıları genişletti. Paket kapsamında, Rusya’nın deniz yoluyla petrol taşıyan 117 hayalet filo gemisi listeye alındı ve toplamda yaklaşık 600 Rus petrol tankerinin limanlara giriş yasağı getirildi. Ayrıca, bankacılık sektöründe de ciddi adımlar atıldı ve beş büyük Rus bankasının faaliyetleri kısıtlandı. Bu adımlar, Moskova’nın enerji gelirlerini azaltmak ve savaş finansmanını engellemek amacıyla gerçekleşti.

Uluslararası Yıkıcı Düşüşler ve Çin-Hindistan Durumu
Ancak, Rusya’nın en önemli iki enerji pazarı olan Çin ve Hindistan’dan olumsuz gelişmeler geldi. Reuters haber ajansı, Çin devlet petrol şirketlerinin Rusya’dan deniz yoluyla petrol alımlarını durdurduğunu iddia etti. Aynı zamanda, Hindistan’daki petrol şirketlerinin Rusya’dan alınan ham petrol miktarında belirgin bir azalma yaşanacağı öngörülüyor. Bu durum, Moskova’nın enerji ihracatını alternatif pazarlarda sürdürebilmek adına yeni çareler arayışını hızlandırdı.

ABD ve Rusya Arasındaki Ekonomik Yansımalar
ABD tarafından açıklanan yeni yaptırım kararları, özellikle Rusya’nın büyük petrol şirketleri Rosneft ve Lukoil’e yönelik olup, Dünya piyasalarında bu büyük oyuncuların faaliyetlerini zorlaştırmayı hedefliyor. Sonuç olarak, bu şirketlerle ilişkili finans kurumlarının da yaptırım listesine alınması planlanıyor. Yani, yeni düzenlemelerle birlikte, bu şirketlerle çalışan uluslararası firmaların Rus petrol piyasasındaki varlıkları ciddi oranda sınırlandırılacak.
Bu yaptırımların etkileri, birkaç ay içerisinde tam olarak hissedilmeye başlanacaktır. 22 Kasım’a kadar, dünya genelinde bu iki şirketle iş yapan firmaların bağlılıklarını durdurması beklenmektedir. Rusya’nın büyük enerji şirketlerine karşı uygulanan bu kısıtlamalar, Kremlin’in ticari operasyonlarını zayıflatmayı amaçlayan stratejik bir hamle olarak öne çıkıyor.
Nükleer Tatbikat ve Ukrayna Krizi
Öte yandan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçen çarşamba günü, devlet kontrolündeki nükleer güçlerini harekete geçirerek büyük bir nükleer tatbikat gerçekleştirdi. Fakat bu hareket, ABD ve diğer NATO ülkelerinde beklenenin aksine, endişeleri artırmak yerine, bir güvenlik mesajı vermekten çok, karşılıklı soğutucu bir rol üstlendi. Putin’in bu nükleer denemeden saatler sonra, Trump’ın yeni yaptırımlarını açıklaması ise, yükselen gerilimin sürdürebilirliğini sorgulayan uluslararası toplumu daha da tedirgin etti.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!