Mezopotamya ve Akdeniz’den Evrensel Bir Müzik Hikayesi: Livaneli’s Rumi Suite Albümünün Ardındaki Hikâye
Mevlana Celaleddin Rumi’nin sözleri, Zülfü Livaneli’nin besteleri ve dünyanın dört bir yanından müzisyenlerin birlikteliği... Grammy’ye aday adayı gösterilen ‘Livaneli’s Rumi Suite’ albümü barış ve sevgi mesajını cazla harmanlayan çokuluslu bir proje olarak bize müziğin evrensel gücünü hatırlatıyor.
Türk, Yunan, Ermeni, Filistinli, Lübnanlı ve Avustralyalı sanatçılardan oluşan One Sound Ensemble’ın Zülfü Livaneli’nin bestelerini, Mevlâna’nın dizeleriyle buluşturduğu «Livaneli’s Rumi Suite» albümü, sınırları aşan bir anlatı sunuyor. Ağustosta yayımlanan bu albüm, dillerin, kimliklerin ve kültürlerin ötesinde insanlığın ortak değerlerine sesleniyor. Bu projeyle ilgili detayları ve müzikal yolculuğu, yaratıcılarına ve sanatçılarına dair bilgileri sizler için derledik.
Albümün yapım sürecinin başında yer alan Serdar İlhan, yaklaşık 18 yıldır New York’ta gerçekleşen dünya müziği ve caz konserlerinin düzenlenmesinden sorumlu, Drom Music’in kurucusu ve müzik direktörüdür. Zülfü Livaneli ile yolları 1999 yılında kesişmiş ve birlikte pek çok projeye imza atmışlardır. İlhan, pandemi öncesinde Livaneli’nin «Rumi Suite» fikrini ilk kez duymuş ve onunla birlikte projeyi şekillendirmiştir.
- Serdar İlhan: “Projeyi yeniden ele alın ve farklı bir yapıya kavuşturalım dedi; Zülfü Bey de beğendi ve bana «Albüm de sen yap» dedi.”
Bir yıl süren titiz kayıt ve düzenleme çalışmaları sonucunda, çok kültürlü ve zengin bir müzik alanı ortaya çıkmış. Albümde, makedon, Yunan, Türk, Avustralyalı, Hollandalı ve Ermeni-Amerikalı müzisyenler yer almakta; bunların arasında Ismail Lumanovski, Panagiotis Andreou, Tamer Pınarbaşı, Engin Günaydın ve Marius van der Brink bulunmaktadır. Müzik yönetmenliğini ise Ara Dinkjian üstlenmiş, vokallerde ise Tamara Jokic, Mona Miari ve Lina Orfanos yer almıştır.
Serdar İlhan, projenin ruhunu şu sözlerle özetliyor: «Rumi’nin mesajı çok önemli; dünyanın şu anda barış ve sevgiye ihtiyacı var. Bu albüm, bu mesajı iletmek için kuruldu. Grup, ‘İyi ve kötünün ötesinde bir yer var ve biz orada buluşacağız’ diyor.»
Gelecek Planları ve Konserler
Albümün başarıyla çıktıktan sonra, 2026 yılında Türkiye, Avrupa ve Amerika’da konserleri planlanmakta. Ayrıca, Zülfü Livaneli’nin şarkılarıyla dolu bir albüm projesi de gündemde. Bu yolculuk, müzikseverleri farklı kültürleri ve ortak duyguları bir araya getiren bir deneyime yakınlaştırmayı amaçlıyor.
Livaneli’nin sözleri ve müziğiyle iç içe olan bu çalışma, kendini en özgür hissettiği anlardan biri olduğunu belirtiyor. Livaneli, «Rumi Suite»in onun çok yönlü sanat üretiminde yeni bir durak olduğunu ve farklı tarzları denemek adına cesaretlendirici bir alan sunduğunu ifade ediyor.
Livaneli’den Müzik ve Ruh Üzerine Düşünceler
Mevlâna’nın dizelerine olan ilgisi ve bu dizeleri besteleme fikri, Livaneli’nin çocukluk yıllarına dayanan bir tutku. Kendisi, «Mevlâna’nın şiirleri, modern dünyaya da seslenen evrensel mesajlar barındırıyor. Bu dizeleri herhangi bir tarzda, modern bir biçimde aktarabilmek istedim ve bu da bana özgürlük hissi verdi» diyor.
Projeye dair düşüncelerini paylaşırken, «Çocukken hayatımda önemli bir dönüm noktasıydı. Çocuklarımın ve benim içsel dünyamın birleştiği bu şiirleri bestelemek benim için büyük bir şans» diyerek, sanatını içselleştirdiği ve özgürce ifade ettiği bu noktaya değiniyor.
Ortak Çalışma ve Sanatın Evrenselliği
Mehmetçiler arasındaki işbirliği, farklı kültür ve dillerden gelen müzisyenlerin bir araya gelmesiyle, Mevlâna’nın hoşgörü ve evrensel barış mesajlarının sanatsal bir yansıması oluyor. Bu birliktelik, sadece müzikal değil, aynı zamanda felsefi bir köprü kurma çabası olarak da görülebilir.
Kimi zaman müziğin sınırları aşan gücüyle, insanların kalplerini birleştiren, farklı inanç ve kültürleri kaynaştıran bu proje, ‘en önemli mesajlarının’ evrenselliğine vurgu yapıyor: ‘İşte, bir arada yaşamak ve sevgi ile bağ kurmak mümkün!’
Sanatçıların Gözünden Rumi’nin Evrensel Mesajı
Tamara Jokic: «Şiirleri insan kalbinin en derinlerine sesleniyor. Bize bölünmeleri aşmamız gerektiğini ve ilahi kıvılcımı her varlıkta görmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Bu mesajları müzikle ifade etmek büyük bir onur.»
Ara Dinkjian: «Rumi’nin barış ve sevgi mesajını müzik aracılığıyla yaymak, dünyanın en önemli görevlerinden biri. Bu projede yer aldığım için çok gururluyum.»
Evrenin farklı köşelerinden gelen bu sanatçıların ortak noktası, sevgi ve barışın evrensel dilde buluşmasıdır. Bu albüm, sadece müzik değil, bir yaşam biçiminin de anlatımıdır ve tüm insanlar için bir umut sembolüdür.
Sonuç olarak, «Livaneli’s Rumi Suite» albümü, farklı kültürlerin ve dillerin bir araya gelerek, Mevlâna’nın sevgi ve hoşgörü mesajını evrensel bir dilde yeniden anlatmayı amaçlayan çok özel bir projedir. Bu muhteşem birleşim, insanlığın ortak değerlerini hatırlatarak, yeni nesillere barış ve sevgiyle bir arada yaşama çağrısı yapıyor.