Meme Sağlığı ve Yanlış Bilinenler Hakkında Güncel Bilgilendirme

Memede fark edilen herhangi bir kitle, ağrı veya değişikliklerin mutlaka kanser anlamına gelmediğini bilmek önemlidir. Çoğu meme durumu, iyi huylu fibrokistik değişiklikler veya diğer benign yapılar nedeniyle ortaya çıkar. Dolayısıyla, meme sağlığı açısından düzenli kontroller ve kendini tanıma kritik öneme sahiptir. Memede ele gelen kitleler ve diğer belirtiler hakkında bilinmesi gerekenleri uzmanlar anlattı.

Memede kitle, ağrı, akıntı ve şekil değişikliği meme kanseriyle ilişkili midir? Bu semptomlar çoğu zaman meme kanserinin işareti değildir. Kitleler, sıkça fibrokistik değişiklikler veya diğer benign nedenlere bağlıdır. Klinik ve radyolojik incelemelerde, bu tip kitleler genellikle iyi huyludur. Meme ağrısı da tipik olarak kanserle ilişkili olmayan, büyük çoğunlukla iyi huylu yapıların belirtisidir. Ayrıca, meme başı akıntıları da genellikle feminen yapısal değişikliklerle olur. Ancak, kendiliğinden, şiddetli, kanlı veya kitle eşliğinde gelen akıntılar, kanser olasılığını %20-25 seviyesine çıkarabilir. Sadece sıkınca gelen, az miktarda ve şeffaf ya da beyaz renkteki akıntılar, genellikle endişe kaynağı değildir.

Ele alınan sorular arasında, cep telefonu ve elektromanyetik alanların meme kanseriyle ilişkilendirilmesi de bulunuyor. Bu spekülasyonlar hangi doğrulukta? Bilimsel araştırmalar, 2025 itibarıyla, cep telefonu kullanımı veya mikrodalga fırın maruziyetinin meme kanseri riskini artırdığına veya hastalık seyrini olumsuz etkilediğine dair kesin kanıtlar sunmamaktadır. Yani, günlük yaşamda kullandığımız bu cihazların meme sağlığı açısından tehlike oluşturduğu söylenemez.

Radyasyon içeren mamografi taramalarının uzun vadeli etkileri nedir? Modern mamografi cihazları, özellikle tomosentez teknolojisiyle, oldukça düşük radyasyon dozlarıyla çalışır. Bu dozlar, uzun bir uçuş sırasında alınan radyasyon miktarına yaklaşık olarak eşittir. Erken tanı sayesinde tedavi imkanlarının arttığı ve sağ kalım oranlarının yüksek olduğu bilinen pek çok hasta mevcuttur. Bu nedenle, mamografinin bir risk değil, tam aksine koruyucu ve erken teşhis araçları olarak görülmesi gerekir.

Deodorant, jilet veya terlemeyi engelleyen ürünlerin meme kanseri riskleriyle ilişkisi var mı? Güncel bilimsel çalışmalar, antiperspirant ve deodorant endüstrisinin meme kanseri riskini artırdığına dair herhangi bir kanıt sunmamıştır. Balenli iç çamaşırları veya sıkı sütyenler, terlemenin engellenmesi gibi uygulamalar da bilimsel araştırmalar tarafından tehlikeli bulunmamaktadır. Bu ürünlerin ya da uygulamaların meme kanseri gelişimine neden olduğuna dair elimizde herhangi bir veri yoktur.

Silikon veya diğer implantların meme estetiğinde kullanımı, kanser teşhisini güçleştirir mi? Hayır, engellemez. 1960’lı ve 1970’li yıllarda, meme radyolojisinin gelişim aşamasında böyle kaygılar bulunmaktaydı. Ancak günümüzde, gelişmiş görüntüleme teknolojileri ile (dijital mamografi, kontrastlı mamografi, meme MR) protezlerin yerleştirilmiş olması, tümör görünümünü etkilememektedir. Bu nedenle, meme estetiği amacıyla yapılan protez uygulamaları, kanser tanısında zorluk yaratmaz ve erken teşhisi engellemez.