Meghan Markle’ın Kraliyet Yolculuğu ve Kamuoyu İlişkileri

İngiltere kraliyet ailesine gelin giden ve küçük oğlu Prens Harry ile evlenerek saray hayatına adım atan Meghan Markle, Hollywood yıldızlığı hayallerine ulaşamasa da dünya çapında önemli bir sansasyon yarattı. Bu ün onun hem hayranlarını hem de nefret edenleri bir araya getirmesine neden oldu.

Ünü sevgiyle karşılandığı kadar, büyük bir tepkiyle de karşılaşıyor. 2018 yılında Harry ile evlenen çift, iki yıl sonra ABD’ye taşınarak “Bizi sevip kabul etmiyorlar” diyerek yeni bir hayat kurma niyetinde olduklarını açıkladı. Meghan, eski bir televizyon dizisinde rol almış olmanın avantajıyla Hollywood’da büyük bir imaj değişimi planladı, fakat bu planlar beklendiği gibi gitmedi.

Meghan Markle, kendi doğup büyüdüğü ülkede bile halkın karşısında güvenle duramıyordu. Amerika’da giderek artan bir tepkisiyle karşılaşan Markle’ın en büyük problemi ise ailesiyle yaşadığı karmaşık ilişkilerdi, ki bu durum onun kamuoyundaki imajını olumsuz etkiledi.

Meghan, evliliğin ardından babasıyla tüm bağlarını kopardı. 2020 yılında Kraliçe II. Elizabeth’in tahttaki varisi Harry ile birlikte kraliyet görevlerinden uzaklaşan Sussex Düşesi’nin, babası Thomas Markle ile ilişkisi tamamen koptu. ABD kamuoyu bu kopuşun arka planındaki en büyük nedeni olarak onun ailesine olan uzak duruşunu gösterdi. Thomas Markle ise ayrıntılı açıklamalar yaparak, “düğüne katılamadan önce hasta olduğunu” iddia etti ve kendisini görmediği için hayal kırıklığına uğradığını belirtti.

Kraliyet biyografi yazarı Ingrid Seward, Meghan’ın İngiliz monarşisine ve Amerikan halkına göre olumsuz bir izlenim bıraktığını düşündüğünü söylüyor. Seward, “Meghan hem ailesine hem de kocasının ailesine karşı duruşuyla kamu tarafından sıkça eleştiriliyor. Amerika’da da aynı şekilde, onun kinayeli tavırları ve yüzeysel ilişkileri insanları uzaklaştırdı,” diyerek düşüncelerini paylaştı.

Amerika’da ise, Meghan’ın bağımsızlık ve güç sembolü olarak görüldüğü zamanlar geride kalmış gibi görünüyor. Artık birçok kişi onun ailesine karşı olan tavrını ve hakkında ortaya çıkan olumsuz hikâyeleri kabul etmiyor. Bu durum, onun özellikle ailesine ve kayınvalidesine karşı gösterdiği tutum nedeniyle oluştuğu düşünülüyor.

Meghan’in tek ailesiyle en yakın bağ kurduğu kişi annesi olmasına rağmen, ailesiyle olan gerginlikler kamuoyunun dikkatini çekti. 80 yaşındaki Thomas Markle, sağlık sorunlarıyla yaşarken, kızına ulaşmak ve onunla barışmak için defalarca çağrıda bulundu. En son 2021’de Katar’la ilgili bir televizyon programına katılan Markle, torunlarıyla tanışmak istediğini yineledi ama Meghan’ın duruşunda bir değişiklik olmadı.

“Aile, gururdan daha önemli” sözleri, kraliyet kökenli uzmanlar ve gözlemcilere göre Amerikan toplumunda güçlü bir inanç. Bu inanca göre, bazı insanlar Meghan’ın hem ailesinden hem de kendi ailesinden uzaklaşmasını kabul edemiyor ve “Hep kolayca vazgeçiyor” düşüncesi yaygın. Duygusal açıdan, bu durum büyük bir yara açtı ve olaylar sadece siyaset veya ırk meselesi olmaktan çıkıp, kalp ve duygulara yönelik bir mesele haline geldi.

Meghan’ın hikayesi bir zafer ve yeniden doğuş öyküsü olarak anlatılmaya çalışılırken, toplum onu gözüyle farklı bir gözle görmeye başladı. Bazıları onun samimiyetini sorgulamaya başladı, birçok kişi onun aslında uzaklaştırmayı ve yalnızlığı tercih ettiğine inanıyor. Destekçileri halen olsa da, Meghan’ın uzlaşmacı ve yapıcı bir figür olmaktan çok uzak olduğu düşüncesi güçleniyor.