Kahverengi Kokarca Böceğinin Güncel Mücadele ve Sağlık Üzerindeki Etkileri

Son yıllarda Karadeniz’den Marmara’ya yayılan kahverengi kokarca böceği, tarım alanlarının yanı sıra ev ve iş yerlerini de tehdit ediyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, biyoteknik, biyolojik, mekanik ve kimyasal yöntemlerle yürütülen mücadele ...

Son zamanlarda Karadeniz ve Marmara bölgelerinde hızla yayılan kahverengi kokarca, yalnızca tarımsal üretimi değil, aynı zamanda yaşam alanlarımızı da tehdit ediyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, çeşitli yöntemleri kullanarak bu zararlıyla mücadele çalışmalarını sürdürse de, böceğin yayılımını önlemek giderek zorlaşıyor. Uzmanlar ise, böceğin insan sağlığı açısından oluşturduğu risklere dikkat çekerek, alınması gereken önlemler konusunda uyarılarda bulunuyor.

KPişisel ve halk sağlığını ilgilendiren bu sorun karşısında, bilinçli hareket etmek ve olası tehlikeleri azaltmak için yetkililerin ve vatandaşların ortak çaba göstermesi gerekiyor. Aşağıda, kahverengi kokarca böceği ile mücadele ve sağlık üzerindeki olumsuz etkileri detaylarıyla ele alınmıştır.

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın Mücadele Çalışmaları

Bakanlık tarafından yapılan açıklamaya göre, kahverengi kokarçayla mücadelede biyoteknik, biyolojik, mekanik ve kimyasal yöntemler uygulanıyor. 631 farklı lokasyonda 1272 uzman personel, böceğin kontrolü için yoğun çaba sarf ediyor. Ayrıca, 2024 yılında toplam 207 bin 286 doğal düşman üretilip 35 ilde salımlar gerçekleştirildi. 2025 yılında ise 40 ilde 1 milyon 156 bin doğal düşmanın doğaya salınması planlanıyor. Kimyasal mücadele kapsamında ise, 2024-2025 döneminde toplam 1 milyondan fazla hanede ilaçlama çalışması yapıldı. Bu çalışmaların finansmanı için yaklaşık 160 milyon lira bütçe ayrıldı.




Bu çalışmaların yanı sıra, zararlıya karşı kurulan 82 bin 994 feromon tuzağıyla, böceğin yayılımını engellemeye yönelik adımlar atılıyor. Ayrıca, tarımsal üreticilerin ve sektör temsilcilerinin farkındalığını artırmak amacıyla 79 bin 133 eğitim ve bilgilendirme materyali dağıtıldı.




Böyle Bir Salgın Nasıl Başladı?

2017 yılında ülkemize giriş yaptığı belirlenen kahverengi kokarca, başlangıçta beklenmedik bir şekilde hızla yayılmaya başladı. Uzmanlar, bu böceğin özellikle Uzak Doğu ülkelerine özgü olduğunu ve 1998’den itibaren konteynerlerle Kuzey Amerika’ya taşındığını söylüyor. Aynı zamanda, Avrupa ülkelerinde de tespit edilen böcek, küresel bir sorun haline gelmiş durumda. Türkiye’de ise, Batı Karadeniz ve Marmara bölgelerine kadar ulaşmış olan bu zararlı, özellikle son birkaç yıl içinde fındık ve çeşitli tarımsal ürünlere ciddi zararlar veriyor.




İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri

Uzmanlar, kahverengi kokarca böceğinin yalnızca tarımsal zararlara yol açmadığını, aynı zamanda sağlık açısından da önemli riskler taşıdığını vurguluyor. Göğüs Hastalıkları ve Alerji Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu, “Ölü kalıntıları ve salgıları havayla karışarak, özellikle hassas bireylerde solunumsal alerjik reaksiyonlara neden olabilir” diyor. Bu durumda, alerjik rinit, göz kaşıntısı, astım krizleri ve deri döküntüleri artış gösterdiği gözlemleniyor.




Sağlık Üzerindeki Tehlike ve Temas Yöntemleri

Kokarca böceğinin göğüs kısmındaki bezlerinden salınan keskin koku, temas edilmesi veya ezilmesi halinde ciltte, gözlerde yanma ve kızarıklıklara yol açabilir. Prof. Dr. Kutlu, “Bu kokunun cilt veya gözle teması, ciltte ciddi tahriş ve egzamalara neden olabilir. Temas eden kişilerde, uzun süreli kaşıntı ve yara oluşumu görülebilir” diye açıklıyor. Ayrıca, nadir de olsa yüksek temasın olduğu kapalı mekanlarda, ciddi alerjik reaksiyonlar, yani aneşilaksi riski de bulunuyor.




Mevsimsel Dönem ve Önlemler

Kokarca böcekleri, özellikle havaların soğuması ile birlikte eylül ve ekim aylarında iç mekanlara göç eder. Prof. Dr. Kutlu, “Bu dönemlerde böcek yoğunluğu önemli ölçüde artıyor. Bu nedenle, ev ve iş yerlerinde kapsamlı temizlik yapmak, hava giriş noktalarını kapatmak ve böceklerle temas edilmemesine dikkat etmek büyük önem taşıyor” diyor.




Toplum Sağlığını Koruma Çağrısı

Uzmanlar, kahverengi kokarçanın sadece tarımsal ekonomiyi değil, halk sağlığını da olumsuz etkilediğine vurgu yaparak, “Bu mücadele, yalnızca tarım alanlarıyla sınırlı kalmamalı. Halk sağlığını koruyacak önleyici ve bilinçlendirici çalışmalar da yapılmalı” ifadelerini kullanıyorlar. Riskli bölgelerde yaşayanların, böceğin yayılımını gözlemlendiği dönemlerde daha dikkatli olmaları ve gerekli önlemleri almaları öneriliyor.