41,8896$% 0,49
49,0024€% 0,70
5.855,85%0,58
10.027,00%0,63
39.986,00%0,64
10.370,78%-0,90
NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu tarafından gerçekleştirilen gözlemler, evrenin en erken dönemlerinde var olabileceğine inanılan “karanlık yıldızlar” hakkında yeni ve etkileyici bilgiler sundu. Eğer bu yapılar doğrulanırsa, karanlık madde ve erken evrene dair mevcut teorilerde önemli değişiklikler yapılabilir. Bu yıldızlar, görünüşte parlak olsalar da, onların temelinde nükleer füzyon yerine karanlık madde etkileşimleri yatıyor.
Colgate Üniversitesi’nden bir astrofizikçi olan Cosmin Ilie, bu yapıları şu şekilde tanımlıyor: “Süper kütleli karanlık yıldızlar, hidrojen ve helyumdan oluşan devasa, geniş ve parlak gaz bulutlarıdır. Bu bulutlar, kendi içlerindeki karanlık madde sayesinde çökmeden, dengede kalabilmektedir.”
Uzmanlar, JWST’nin gözlemlerinde en uzak dört gökcismi üzerinde karanlık yıldız olasılığını araştırdı. Bu cisimler, teorik olarak öngörülen özelliklerle uyum gösteriyor. En dikkat çekici bulgu ise, 1.640 Angström dalga boyunda gözlemlenen tek iyonize helyum emilimi izine sahip olmasıydı. Bu iz, teorik olarak karanlık yıldızların “imzası” olarak kabul ediliyor. Ilie, “Sinyal zayıf olsa da, ilk kez böyle bir özelliğin gözlemlenmesi gerçekten çok özel,” diyerek heyecanını dile getiriyor.
2021’de JWST’nin hizmete başlamasıyla birlikte, evrenin doğumundan çok kısa bir süre sonra var oldukları düşünülen devasa galaksiler keşfedildi. Ancak bu galaksilerin evrim sürescinin, mevcut fizik kuralları ve modelleriyle açıklanması güçtü. Yeni önerilen teori ise, bu yapıların aslında galaksi değil, karanlık yıldızlar olabileceğine işaret ediyor. Bu yapılar, yaklaşık bir milyon Güneş kütlesine ulaşabilen, uzak gözlemlerde galaksi gibi görünen nesnelerdir. Araştırmadaki dört adaydan biri noktasal görünüme sahipken, diğer üçü ise daha dağınık ve yüzeysel yapıya sahip. Bu farklılıklar, çevrelerinde iyonize hidrojen ve helyum gazlarının bulunduğu karanlık yıldızlar olabileceğine işaret ediyor.
Bilim insanlarına göre, bu keşif sadece karanlık maddenin doğasının anlaşılmasında değil, aynı zamanda erken evrende oluşan süper kütleli kara deliklerin nasıl ortaya çıktığını anlamada da önemli ipuçları barındırıyor. Normal yıldızların çökerek kara delik haline gelmesi binlerce veya milyonlarca yıl alırken, karanlık yıldızların çöküşü bu süreci hızlandırabilir. Bu durum, evrenin ilk zamanlarındaki kara deliklerin oluşumunda bir “hızlandırıcı” görevi görebilir.
Henüz kesinlik kazanmamış olsa da, bu keşif bilim dünyasında büyük bir heyecan ve merak uyandırdı. Araştırmacılar, JWST’nin önümüzdeki dönemde yapacağı ek gözlemlerle bu dört adayın doğasını daha netleştirmeyi planlıyor. Eğer gerçekten karanlık yıldızlar var ise, evrenin ilk ışık kaynaklarını ve karanlık maddenin davranışını anlamamızda devrimsel etkiler yaratabilirler.
Uydu İnternetinde Fırtına Gibi Değişim: Yeni Rakipler Fiyatları Düşürdü