Julia Roberts’in Estetik İnadı ve Doğallık Tercihiyle İlham Veren Hikayesi
Onu dünya çapında bir yıldıza dönüştüren filminde beyaz perdeye yansıyan kocaman gülümsemesi yıllar geçse de hiç unutulmadı. Sinemaya yıllarını verdi, sayısız ödül kazandı, bir yandan da bu başarılı kariyer yolunu yürürken yuvasını kurup mutlu bir aileye sahip oldu.
Birçok meslektaşı, yaşın ilerlemesiyle birlikte sektörde kalabilmek adına estetik operasyonlara başvururken, Julia Roberts buna hiç yönelmedi. Bu karar, ona sektörün ve reklamların sunduğu avantajları kaçırmak gibi görünse de, aslında ona farklı bir bakış açısı kazandırdı. Estetikten uzak durması, onun özgün ve doğal güzelliğini koruyarak gençlik enerjisiyle parlamasına neden oluyor.
Hollywood’un en 'öz' kadınlarından biri olan Roberts, marka yüzü olduğu kozmetik reklamında yine büyüledi. Kırmızı elbisesi, hafif dalgalı röfleli saçları ve makyajındaki ölçülü dokunuşlarıyla kameralar karşısında adeta büyüledi. 57 yaşında, üç çocuk annesi Julia Roberts, şimdiye kadar hiç estetik yaptırmamış olmasına rağmen, yüzündeki kırışıklıklar ve fiziğindeki değişiklikler ona hiç engel olmuyor. O, güzelliğin ve zarafetin sembolü olmaya devam ediyor.
Estetik Yaptırmamak Bir Karar mıdır?
Roberts, bu kararıyla milyonlara ilham vermeyi sürdürüyor. 2014 yılında yaptığı açıklamada, asla estetik operasyon yaptırmayacağını net bir şekilde ifade etmişti. Yüzünü gerdirmeyip, kırışıklıklarını yaşarken kazandığını dile getiriyor ve "Ben bu kırışıklıkları yaşanmışlıklar ve sevgiyle kapatıyorum" diyerek, doğal güzelliğine olan inancını kuvvetlendiriyor. Kimse için değişmeyen bir güzellik standardına sığmayan bu duruşu, yaptığı işte de etki yaratmaya devam ediyor.
“Özgün Olmak, En Büyük Güç”
Julia Roberts, “Bir Hollywood yıldızı olarak, doğal yaşlanmayı kabul etmek kariyerimi riske atmak anlamına gelmiyor. Aksine, bu benim gücüm” diyor. “Eğer yaşlandığım için bana yeni roller verilmezse, bu onların sorunu. Ben kendimi ve yaşam biçimimi seviyorum.” diye ekliyor. Ayrıca, kadınların üzerlerindeki gençlik baskısına değinerek, “Gerçek sorunların maddi sıkıntılar ve ailevi sorumluluklar olduğunu biliyorum ve bunların ön planda olması gerektiğine inanıyorum” diyerek, içten ve samimi düşüncelerini paylaşıyor.
“İşte En Büyük Korkularım
Roberts, yaşlanmak dışında başka kaygılarının da olduğunu belirtiyor. “Başka korkularım var; çocuklarımın güvende olması ve onları türlü tehlikelerden koruyabilmek benim en büyük endişem. Kalbimi ve ailemi korumak benim için her şeyden önemli” diyerek, sevgi ve aile değerlerine verdiği önemi anlatıyor.
Her gün minnettarlıkla ve sevgiyle dolu bir yaşam sürerken, onun en büyük zevki, ailesiyle birlikte geçirdiği zamanlar.
“Setlerde geçirilen zamanlar değil, kahvaltıda ailemle paylaştığım anlardan gerçekten mutlu oluyorum” diyerek, yaşamın en kıymetli anlarını öne çıkarıyor. Bu sözleriyle, kadınlara ve tüm insanlara, doğal güzellik ve içtenlik ile yaşlanmanın da ayrı bir güzellik olduğunu hatırlatıyor.