İsviçre’den Türkiye’ye Maraşal Eser İadesi ve Kültürel İş Birliği Süreci
İade süreci, Türkiye ile İsviçre arasında 2022 yılında imzalanan “Kültür Varlığı Kaçakçılığının Önlenmesine İlişkin Anlaşma” kapsamında gerçekleştirildi. Geç Tunç Çağı ve Roma dönemine ait olan eserler, Anadolu’dan izinsiz çıkarıldıkları tespit ...
2022 yılında Türkiye ile İsviçre arasında imzalanan “Kültür Varlığı Kaçakçılığının Önlenmesine İlişkin Anlaşma” kapsamında önemli adımlar atıldı. Bu protokol çerçevesinde, geç Tunç Çağı ve Roma dönemine ait çeşitli kültürel eserler, izinsiz çıkartıldıkları tespit edilerek Türkiye'ye geri getirildi. Bu süreç, hem arkeolojik hem de kültürel açıdan büyük öneme sahip bulguların ülkemize kazandırılmasında kritik bir rol oynadı.
İsviçre’de gerçekleştirilen soruşturma ve operasyonlar, özellikle kültür varlıklarının takibi ve iadesi çalışmalarında uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesine katkı sağladı. İzinsiz çıkarılan bu eserlerin geri alınması, Türkiye’nin kültürel mirasını koruma konusundaki kararlılığını bir kez daha gösterdi.
Protokol ve İş Birliği Çalışmaları
Bakan Ersoy’un ifade ettiği gibi, iki ülke arasında 2022 yılında imzalanan anlaşmayla, kaçak kültür varlıklarının iadesi ve bu konuda alınacak tedbirler netlik kazandı. Bu kapsamda, İsviçre’de yakalanan eserler, yetkililerle iletişime geçilerek protokol çerçevesinde Türkiye’ye teslim edildi. Bu süreç, uzmanlar tarafından yürütülen detaylı çalışmalar sonucu, eserlerin Anadolu kökenli olduğu ve izinsiz çıkarıldıkları kanıtlandı.
İş Birliğinin Güçlü Temelleri
Bu çalışmalar sayesinde, bunların ilk değil, birçok eserin daha yurt dışından Türkiye'ye kazandırılması sağlandı. Bakan Ersoy, “Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığımız, dünya genelinde Anadolu’dan izinsiz çıkarılmış eserlerin peşinde durmaya devam ediyor” diyerek, sektörün uluslararası düzeydeki aktif rolünü vurguladı. Son beş yılda, 900 binin üzerinde eserin ülkemize kazandırılması, bu kararlılığın bir göstergesidir.
Koleksiyonerlere ve Uluslararası Mesaj
Bakan Ersoy, yurt dışından iade edilen eserlerin, özellikle koleksiyonerlere güçlü bir mesaj verdiğini belirtti. Artık, koleksiyonerler bilir ki, Türkiye kökenli izinsiz kültür varlıklarını portföylerine kattıkları takdirde, Bakanlık hemen fark edecek ve eserin ülke topraklarına geri dönüşünü sağlayacaktır. Bu, kaçak eserlere olan ilgiyi azaltmakla kalmayıp, kaçakçılığı da caydırıcı hale getiriyor.
İade Edilen Eserlerin Önemi ve Çeşitleri
İsviçre Federal Kültür Ofisi tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, ele geçirilen eserler arasına yüz ve kemer bölümleri yaldızla bezeli kadın ve erkek adak heykelcikleri de dahil. Bu figürinler, tanrılara sunulan ve bulundukları alanı korumaya hizmet eden kült objeleri olarak kabul ediliyor. Ayrıca, yüksek kaliteli teknik özellikleri ve biçimleriyle, Uluburun batığındaki benzer örneklerle yüksek uyum gösteren eserler, Anadolu kökenli olma özelliğini güçlü biçimde destekliyor.
Rekonsanda, granülasyon tekniğiyle üretilmiş nadir altın küpe ve Roma dönemine ait, cam üfleme tekniğiyle yapılmış balsamarium tarzında şişe ve minyatür amphora şeklinde cam eserler bulunuyor. Bu parçalar, dönemin zanaat ve sanat anlayışını, günlük yaşam ve ölü gömme kültürünü yansıtıyor. Ayrıca, Erken Orta Çağ’a tarihi yeşil-sarı tonlarında camdan yapılmış çok kollu kandil ve yağ kapları da, hem dini hem de mimari alanda kullanılma özellikleriyle dikkat çekiyorlar.