İstanbul Öğretmen Akademileri 2025-2026 Programında Yenilikler ve Vizyon
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin; “Dünyada eğitimle ilgili kişiler asıl işlerini doğru yapsalardı bugün Filistin’de 60 binin üzerinde insanın vahşice bir soykırıma uğradığı bir dünyayı yaşamazdık” dedi.
2016 yılında kurulmuş olan İstanbul Öğretmen Akademileri ve Atölyeleri, öğretmenlerin mesleki gelişimini destekleyen ve onların meslek hayatını zenginleştirmeyi amaçlayan dinamik bir eğitim platformudur. Bugün, bu sistem sayesinde binlerce öğretmen kendilerini sürekli yenilemekte ve mesleki becerilerini artırmaktadır. 2024-2025 eğitim yılında 11 bin 654 öğretmen ve 417 farklı faaliyetle geniş bir yelpazede hizmet vermekte olan program, önümüzdeki yıl 6 yeni akademi ve 19 yeni atölye ile eğitim alanını daha da genişletecek.
İlk başlangıcından itibaren toplamda 53 bin öğretmene ulaşmış olan bu proje, alanında uzman 400'den fazla gönüllü akademisyen ve alan uzmanı ile yürütülmektedir. İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü'nün öncülüğünde gerçekleştirilen bu girişimler, öğretmenlerin profesyonel ve bireysel gelişimlerine katkı sağlamaktadır. Bu yıl, onuncu yılını kutlayan Akademi ve Atölyeler, öğretmenlerin sadece mesleki bilgilerini değil, aynı zamanda eğitimde yeni yaklaşımları da benimsemelerine olanak tanımaktadır.
Bunun yanı sıra, eğitim politikalarımızda önemli bir yere sahip olan Milli Eğitim Akademileri, üç temel işleviyle öğretmen yetiştirme ve eğitim süreçlerimize yeni bir soluk getirmiştir. Bunlar; öğretmen istihdamını güçlendirmek, mesleki gelişimlerini düzenli hale getirmek ve okul yöneticileri yetiştirmeye odaklanmak olarak sıralanabilir. Bu yapılar sayesinde eğitim kurumları, nitelikli ve yenilikçi eğitim yöneticileri ile desteklenerek eğitim kalitesinin yükselmesine katkı sağlamaktadır.
İstanbul Öğretmen Akademileri ve Atölyeleri'nin hedefleri arasında, sadece öğretmenlerin mesleki becerilerini geliştirmek değil, aynı zamanda toplumun temel değerlerine ve insani hassasiyetlere uygun bireyler yetiştirmek de bulunmaktadır. Eğitimlerin içeriğinde, özellikle toplumsal barış ve adalet gibi temalar ön plana çıkmakta ve öğretmenlerimizin bu değerleri benimsemelerini sağlamak amaçlanmaktadır. Bu bağlamda, Gazze’de yaşanan olaylar, eğitimcilerin mesleklerini doğru ve etik yaklaşımlarla yerine getirmeleri gerektiğinin altını çizmektedir.
Geçtiğimiz yıl, eğitim-öğretim yılını Çanakkale’den Gazze’ye kadar uzanan Vatan Savunması dersiyle başlatmıştık. Bu yıl ise, yükseköğretim kurumlarımızda da aynı ilkeleri benimseyerek, insanın doğaya ve aile kavramına olan saygısını temel alan bir yaklaşımı eğitim programlarına entegre ediyoruz. Aile kavramı ve sürdürülebilir toplum yapısının temel taşlarıdır ve bu değerlerin yaşatılması büyük önem taşımaktadır.