İsrail’de Siyasi Kriz ve Bölgesel Gelişmelerin Derin Analizi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Gazze Şeridi’ne karşı yürüttüğü geniş çaplı operasyonlar, ülke basınında yoğun eleştirilere neden oluyor. Maariv gazetesinde yayımlanan analizler, Netanyahu’nun bu saldırgan tutumunun sadece askeri değil, aynı zamanda diplomatik anlamda da ülkeyi zor duruma soktuğunu ortaya koyuyor.

İsrail’in Gazze’deki varlığını güçlendirmeye çalışma çabaları, kamuoyunda geniş çapta bir güvensizlik ortamı yaratırken, bölgedeki yeni güç dengeleri de diğer ülkelerin etkisini artırmasına zemin hazırladı. Özellikle Türkiye ve Katar’ın bölgedeki üstünlüğü, Tel Aviv yönetimi tarafından stratejik bir kayıp olarak yorumlanıyor. Bu iki ülkenin ABD’nin girişimiyle Gazze’nin yeniden inşası sürecine dahil edilme planları, İsrail basını tarafından “felaket senaryosu” olarak nitelendirildi.

Uzmanlar, bu durumu bölgesel diplomasi sahnesinde Netanyahu hükümetinin yalnızlaşması ve savaş sonrası oluşan yeni dengeyi okuyamaması olarak değerlendiriyor. Bölgedeki gelişmeler, İsrail’in uluslararası arenada gittikçe sıkıştığını gösteriyor.

İsrail’de Demokrasi Krizi Derinleşiyor

İsrail’de hükümetin uyguladığı politikalar ve yönetim tarzı, iç kamuoyunda sert eleştirilerle karşılaşıyor. Meclis Başkanı Amir Ohana ve Adalet Bakanı Yariv Levin’in açıklamaları, “güçler ayrılığı” ilkesinin tehlikeye girdiğine işaret ediyor. Bu iki liderin hareketleri, demokratik denetim mekanizmalarının zayıfladığını ve hükümetin kontrolünün arttığını gösteriyor.

Uzmanlar, bu tabloyu İsrail demokrasisinin en karanlık dönemlerinden biri olarak yorumluyor. Güncel kamuoyu yoklamaları ise, iktidar partisinin halk desteğinin azalmakta olduğunu ve koalisyonun geleceğinin belirsizliğe sürüklendiğini ortaya koyuyor. Muhalefet ise, Netanyahu’nun ‘siyasi çıkarlar’ temelinde hareket ettiğini ve ülkenin ulusal güvenliğini ikinci planda tuttuğunu savunuyor.

Türkiye’nin Bölgesel Rolü Ön Planda

Gazze’nin yeniden inşası ve bölgede barış ortamının sağlanması amacıyla yapılan görüşmelerde, Türkiye ana aktör olarak öne çıkıyor. Ankara’nın, Mısır’daki ateşkes sürecinde arabuluculuk yapmasının yanı sıra, Gazze Şeridi’nin yeniden yapılandırılmasında da merkezi bir rol üstlendiği gözlemleniyor. Hem Hamas hem de ABD ile kurulan temaslar, İsrail’in hareket alanını kısıtlamaya devam ediyor.

Uzmanlar, bu gelişmeleri “İsrail’in Gazze üzerindeki etkinliğinin azalması” şeklinde tanımlıyor ve bölgedeki güç dengelerinin değiştiğine dikkat çekiyor. Washington kaynakları, Türkiye’nin bölgedeki istikrarı sağlayacak güçlü ve etkili aktörler arasında yer aldığını belirtiyor.